AYIPLI ARAÇLAR (ARABA,OTOMOBİL) İLE İLGİLİ ÖRNEK BİRKAÇ YARGITAY KARARI

 

Y A R G I T A Y İ L A M I 

 

 

T.C. YARGITAY 13. Hukuk Dairesi

ESAS NO: 2014/24065

KARAR NO: 2015/15332

MAHKEMESİ: İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi

TARİHİ: 19/12/2013 NUMARASI: 2013/967-2013/2236

DAVACI: Ö.Y. vekili avukat Y. A.

DAVALI: 1-O. Paz İhr İth A.Ş.

2- Ltd Şti vekili avukat

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR Davacı, davalılardan O. marka, C. 1.3 CDTİ tipinde otomobili 24.334,01 TL bedel ile satın aldığını, satın aldıktan belli bir süre sonra aracın tavan kısımlarının sonradan boyalı olduğunu öğrendiğini, aracın tavan kısmına iki kat boya uygulandığını, homojen bir dağılım göstermediğini ve imalattan kaynaklanan bir ayıp olduğunu ileri sürerek, ayıplı aracın davalılara iadesi ile ödediği 24.334,01 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, aracın boya kalınlığının Opel standardında olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı satın aldığı aracın tavan kısmına iki kat boya uygulandığını, araçtaki boyanın homojen bir dağılım göstermediğini ve imalattan kaynaklanan gizli ayıp olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davacı tarafından Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde yaptırılan tespit sonucu alınan raporda, aracın tavan kısmındaki boya kalınlığının diğer bölgelere göre %50 fazla olduğu vebu oranın tolerans sınırlarının üstünde olduğu belirtilmiş, mahkemece yargılama sırasındaalınan bilirkişi raporunda ise aracın boya kalınlığının tahammül sınırları içinde olduğu ve araçta gizli bir ayıp olmadığı beyan edilmiştir. Mahkemece, iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine yapılan değerlendirme sonucundaDairemizin 2011/11760 e. ve 2012/13388 K. Sayılı ilamı ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacı ile taraf ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarakve iki rapor arasındaki çelişki giderilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde alınan raporda boya kalınlığının kabul edilebilir standartlar dahilinde olmadığı, fabrikasyon çıkışında boya işlemi gördüğünü ayıbın gizli ayıp netiliğindeolduğunu beyan etmiş, mahkemece, boyanın fabrikasyon boyama sonrası harici boya işlemi görmüş olması ve sağ ve sol tavan oluklarında maskeleme bantizlerinin bulunmasıtavandaki sonradan yapılan boyama işleminden davalıların sorumlu olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Eldeki davada davalılar tespit edilen miktarın O. Standartları dahilinde olduğunu savunmuşlar,davalı .... Ltd. Şti. boya kalınlıklarının farklı olmasınınherhangi bir tamirat yapıldığı anlamına gelmeyeceğinibeyan etmişlerdir. Rapor da ise imalattan sonra boya işleminin görülmüş olması ve aracın bu şekilde satılmasınıngizli ayıp olduğu tespit edilmiştir. Araçta gizli ayıp olduğu bilirkişi raporu ile sabit olduğuna göre davacının TKHK'na göre seçimlik haklarını kullanabileceği değerlendirilerek ve dava açıldıktan sonra araçta meydana gelen hasar nazara alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazıl şekildedavanın reddine karar verilmesi bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 13.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye R.Ünal C.İlgün Ş.Bozer A.Arslan A.F.Ayaz Okundu EB.


                          T.C.                                                                                              e-imzalıdır

                   İSTANBUL

      BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

          18. HUKUK DAİRESİ



DOSYA NO: 2019/2267 

KARAR NO: 2022/902                                                TÜRK  MİLLETİ  ADINA     

           BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI



 


İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

TARİHİ: 23/05/2019

NUMARASI: 2018/719 Esas, 2019/396 Karar 

DAVACI: N.A-     

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

DAVALI: 1 -H. OTOMOTİV Y. VE PAZ.A.Ş - 

  VEKİLİ: Av. A.Y  

DAVALI: 2 -M... ANONİM ŞİRKETİ   

VEKİLİ: Av. AT

İHBAR OLUNAN: 1 -M. OTOMOTİV TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ - 

VEKİLİ: Av. ABDULLAH PEHLİVAN - İstanbul Dünya Ticaret Merkezi A-3 Blok K:16 No:461 Yeşilköy Bakırköy/İSTANBUL

İHBAR OLUNAN: 2 -N... MOTORLU ARAÇLAR LİMİTED ŞİRKETİ     

DAVANIN KONUSU: Ayıplı Aracın Ayıpsız Misli ile Değişimi ve Tazminat 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

KARAR TARİHİ:  06/04/2022

KARARIN YAZILDIĞI  TARİH :  11/04/2022                 


Taraflar arasındaki ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimi ve tazminat davasın verilen karara karşı taraf vekillerince süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;                 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.08.2017 tarihinde davalı yetkili bayiden müvekkili davacının satın aldığı M.... model ve marka sıfır aracın, satıştan  4 ay sonra "motor arızası işareti" verdiğini, yetkili bayide bazı müdaheleler ve tamiratlar  yapılarak aracın teslim edildiğini; aracın 15000 km bakımı yapılırken yine araçtaki motor ve diğer şikayetler nedeniyle servis fişi altına alınarak arızanın kullanım kaynaklı olmadığı belirlenerek 23.01.2018 tarihli iş emri ile "turbo şarj borusu ve turbo şarj hava değişim/onarım" işleminin yapıldığını; 26.06.2018 tarihinde "manevra /direksiyon arıza" işareti verdiğini, direksiyonun kilitlenerek aracın yolda kaldığını, yetkili servis tarafından yazılım yüklenerek aracın müvekkiline teslim edildiğini; 25.09.2018 tarihinde aynı arızanın tekrarladığını, direksiyonun kilitlendiğini, aracın çekici yardımı ile servise götürüldüğünü, araçtaki arızanın direksiyon sisteminden kaynaklandığını ve tüm direksiyon sisteminin değişmesi gerektiğinin bildirildiğini, bunun üzerine distribütör ve satıcı firma ile yaptığı görüşmelerde aracın değişimini talep edilmişse de bu talebin reddedildiğini, hatta arızanın kullanım kaynaklı olduğu garanti kapsamında tamir edilemeyeceğinin bildirilerek tamir ücretini ödenmesinin istendiğini, ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığı ve 05.10.2018 tarihinde aracı teslim alındığını, araçtaki problemlerin giderilemediğini, şu anda bir hata vermese dahi her an tekrar yolda kalılanabileceğini, aracın orjinalliğini yitirmiş olması nedeniyle araca olan güvenin kalmadığını, araçtaki arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek, aracın misli ile değiştirilmesi ve tahsil edilen 26.600,27 TL onarım masrafının tahsiline; mümkün olmaması halinde 26.600,27 TL lik onarım masrafı ile birlikte şimdilik 10.000 TL değer kaybına ilişkin taleplerinin ödeme ve dava tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile hüküm altına alınması talep ve dava olunmuştur.                                                   

Davalı M.... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; araçtaki arıza bilgilerinin davacı tüketiciden ağır kusur ve hile ile gizlendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, dava konusu aracın servise bakım için başvurduğunu araçta herhangi bir arıza bulunduğu vs yönünde bir başvurunun sözkonusu olmadığını, aracın 23.01.2018 tarihinde 15.000 km bakımı için yetkili servise bırakıldığını, her ne kadar " diğer şikayet nedeni ile servis fişi altına aracın arızasının kullanım kaynaklı olmadığı " şeklindeki ifadenin hatalı olduğunu, zira dava konusu aracın servise bakım için başvurduğunu, 26.06.2018 tarihinde N. ... AŞ'ye  manvera yardım ikazı yanıyor şikayeti ile giriş yaptığını, şikayetin garantiden giderilerek aracın sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini,  03.09.2018 tarihinde M ... Aş ye  "araç ön kısmından çukura düşmüş, hasar tespit onarım" şikayeti ile başvurulduğunu, dolayısıyla dava konusu aracın hasarlı olduğunu, 25.09.2018 tarihinde direksiyonda serleşme oluşyor şikayeti ile M.. Aş ye başvurulduğunu, sunulan fotoğraflarda da görüldüğü üzere jantlarda oluşan darbelerin aracın kullanımı sırasında kaldırıma çıkartılması sonucu oluştuğunun servis tarafından değerlendirildiğini, kullanıma bağlı olarak oluşmuş olan arızanın garanti kapsamında sayılamayacağını, belirtilen şikayetlerin tamamen birbirinden farklı şikayetler olduğunu, kanunun emredici hükümlerine göre verilen garanti ayıba karşı tekeffül müessesini ortadan kaldıracak nitelikte, her şikayet ve arızanın aracın değiştirilmesi veya bedelin iadesine sebep olacak nitelikte olduğunun düşünmenin hukuka ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu, araçta maldan yararlanmayı önemli ölçüde azaltacak ya da ortadan kaldıracak imalattan kaynaklı herhangi bir ayıp sözkonusu olmadığını, davacının onarım seçimlik hakkını kullanmış olup şikayetin giderildiğini, dava konusu aracın sahibinin kullanımına bağlı hasarlı araç olup olmadığının araştırılması taleplerinin olduğunu, hal ve şartların sözleşmeden dönmeyi haklı göstermiyorsa da hakim kullanılan dönme hakkının yerine sadece bedel indirimine hükmedebileceğini, avans faizi talebinin mümkün olmadığını, değer kaybına ilişkin talebin hukuken mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.  

Davalı H... AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; araçta imalat ve üretimden kaynaklı bir kusur bulunmadığını, aracın ayıpsız bir şekilde davacıya teslim edildiğini, aracın H .. Otomotivin yetkili servisine getirilmemesi nedeniyle varsa servis hatasının aracın teslim edildiği ve onarımına izin verilen servislerden zararın talep edilmesi gerektiği, aracın servise getirilerek garanti kapsamında onarımlarının yapıldığını, araç değişimine karar verilebilmesi için araçta imalat hatası bulunması ve bu arızanın esaslı olması ve gidirelebilir mahiyette olmaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince; "direksiyon kutusu arıza onarım bedeli toplam 26.600,27 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine" karar verilmiş; bu karar taraflarca istinaf edilmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu aracın müvekkili tarafından servise bırakıldığını ancak davalılar ve yetkili servisleri tarafından müvekkilinin onayı dışında tamir edilerek tamir masraflarının tahsil edildiğini, müvekilinin aracın değişimine dair talep haklarını saklı tutarak ve bu konudaki şerhi araç teslim tutanağı altına yazarak aracın teslim alındığını, mahkemece belirlenen tamir masrafları araç değerine oranla önemsiz bir miktar olmayıp misli ile değişim kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilin önemli bir bedel ödeyerek ve güvenilir olduğunu düşünerek aracı 0 km aldığını, oluşan arızalar nedeniyle araçtan beklenen faydanın sağlanamadığını, misli ile değişime yönelik karar verilmesi gerektiğini, bir taraf için ticari olan iş diğer taraf için de ticari olacağından avans faizine hükmedilmesi gerektiğini ve faizin de ödeme tarihinden itibaren iade edilmesi gerektiğini beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, öncelikli talep doğrultusunda aracın ayıpsız misli ile değişimine ve tamir masraflarının tahsili yönünde karar verilmesi, mümkün değilse davanın kabulü ile araç tamir masraflarının yasal faizi ile değil avans faizi ile ödeme tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı H..  Otomotiv vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu arıza nedeniyle  imalat/üretim hatası bulunduğuna dair varılan hükmün hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna yaptıkları itiraza itibar edilmediğini, araç üzerinde üstün körü bir inceleme yapıldığını, araç üzerinde yapılan hiçbir teknik inceleme verisi bulunmadığını, bilirkişilerin servis kayıtları, formlar vs belgeri incelenmek suretiye kanaate vardıklarını, rapor bu haliyle hükme esas alınamayacağını, aracın aslına uygun onarım yapılmadan tüketiciye teslim edildiyse olayda servis hatasının bulunup bulunmadığı ayrı bir konu olduğunu, aracın ayıpsız kusursuz bir şekilde davacıya teslim edildiğini,  direksiyon kutusu arızasının davacının kötü kullanımı nedeniyle meydana geldiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı M .. A.Ş vekili istinaf dilekçesinde dilekçesinde özetle; dava konusu aracın 23.01.2018 tarihinde 15.000 km bakımı için yetkili servise bırakıldığını ve  aracın bakım işlemlerinin yapıldığını, 26.06.2018 tarihinde N... Motorlu Araçlar Türk AŞ'ye  "manvera yardım ikazı yanıyor" şikayeti ile giriş yaptığını, şikayetin garantiden giderilerek aracın sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini;  03.09.2018 tarihinde M.. Ticaret Türk AŞ'ye  "araç ön kısmından çukura düşmüş, hasar tespit onarım" şikayeti ile başvurulduğunu, dolayısıyla dava konusu aracın hasarlı olduğunu; 25.09.2018 tarihinde "direksiyonda serleşme"  şikayeti ile M... Ticaret Türk AŞ'ye başvurulduğunu, sunulan fotoğraflarda da görüldüğü üzere jantlarda oluşan darbelerin aracın kullanımı sırasında kaldırıma çıkartılması sonucu oluştuğunun servis tarafından değerlendirildiğini, kullanıma bağlı olarak oluşmuş olan arızanın garanti kapsamında sayılamayacağını, belirtilen şikayetlerin tamamen birbirinden farklı şikayetler olduğunu, bilirkişi raporundaki servis tarafından direksiyondaki arızanın kök nedeni tespit edilmeden ve de tekrar soketin takılarak çalıştığının görülmesi üzerine müşteriye teslim edildiği tespit edilmiştir şeklindeki değerlendirme mezkur araçla ilgili servis işlemlerini yapmış olan servisin sorumluluğunu doğuracağından herhangi bir servis hizmeti vermeyen ithalatçı müvekkil şirketin sorumlu tutulmuş olmasının hatalı olduğunu, davacının şikayetinin üretim kaynaklı bir arızadan kaynaklanmadığından imalatçının/ithalatçının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından arızanın servis kusurundan kaynaklanıp kaynaklamadığının tespitinin gerektiğini, bilirkişi raporundaki üretim hatasına ilişkin görüşün hiçbir teknik veriye dayanmadığını, servis kayıtlarındaki işlemlerin nitelikleri ve aracın kullanımına engelleyen bir durum olmadığı hususlarının gözardı edildiğini, bilirkişi raporunda dava konusu aracın kullanıma bağlı hasara uğradığının belirtildiği ancak bu hasarın araçta yaratmış olduğu değer kaybı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, dava konusu aracın sahibinin kullanımı sırasında trafik kazasına karşımış hasarlı bir araç olduğu hususu bilirkişiler tarafından tespit edildiğini, bu kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı yönünden bir değerlendirme yapılmadığını, dava konusu aracın kullanımı sırasında meydana gelen kaza sonucunda aracın hasarlanmasının kullanıcı kaynaklı olduğunu, ek raporun da aynı gerekçe ile yetersiz olduğunu, itirazları karşılar nitelikte olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı misli ile değişim talebinin yanı sıra aracın onarımı için yapılan masrafların tahsili; mümkün olmaması halinde ise onarım masrafları ile birlikte araçtaki değer kaybı belirlenerek bunun tahsili isteklerine ilişkindir.

Davacı, davalı şirketten satın aldığı aracın ayıplı olduğu ve bu ayıbın üretimden kaynaklı olduğuni ileri sürmüş; davalılar ise ayıp iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış, araç satış sözleşmesi ve aracın servis formları ve araçta tamire ilişkin kayıt ve belgeler getirtilip alınan bilirkişi kök ve ek  raporlar gözetilerek,  dava konusu araçta üretim ve imalat kaynaklı ayıbın bulunduğu, davacının araçtan beklenen faydayı sağlayamadığı, direksiyon kutusundaki parçanın onarımının değer kaybı oluşturmayacağı, aracın ücretsiz değişimini gerektirecek ölçüde araçta hasar oluşmadığı gerekçesi ile davacının aracın onarımı için yapmış olduğu  26.600,27 TL masrafın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.

Dava konusu aracın  06.08.2017 tarihinde 152.078,60 TL bedelle davacı tarafından sıfır (0) km olarak satın alındığı, davalı H.. Otomotiv'in aracın satıcısı, diğer davalı şirketin ise aracın üretisici/ithalatçısı olduğu anlaşılmaktadır.  

23.01.2018 tarihinde 15.760 km'de, 30.04.2018 tarihinde 24.210 km'de, 26.06.2018 tarihinde 30.400 km'de, 16.07.2018 tarihide 32.069 km'de, 03.09.2018 tarihinde 41.355 km'de, 05.10.2018 tarihinde 41.356 km'de, 21.12.2018 tarihinde 49.101 km'de araca servis tarafından bir takım iş ve işlemler yapıldığı; davacının 05.10.2018 tarihli işlem nedeniyle yapılan" direksiyon dişli kutusu, yürür aksam ölçümü, hidrolik direksiyon sökülmesi ve takılması, çekici ücreti" olmak üzere ihtirazi kayıt koymak suretiyle toplam 26.600,27 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır.

Somut olayda, öncelikle araçta üretimden kaynaklı gizli ayıp bulunup bulunmadığı tespit edilerek, aracın misli ile değiştirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, bu mümkün değil ise araçta bir değer kaybının oluşup oluşmadığı ile "ücretsiz onarım hakkı" nedeniyle buna ilişkin yapılan masraflarının iadesinin mümkün olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gereklidir.

6502 sayılı Yasa'nın 11/1.maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır.6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur. Yine aynı Yasa'nın 83/1. maddesi ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümlerin uygulanacağı düzenlemesi yapılmıştır. Görüleceği üzere yasa koyucu, 11. maddenin birinci fıkrası ile tüketicinin seçimlik haklarını sıralama yoluyla düzenlemiş, bu seçimlik haklardan “ücretsiz onarım” ve “malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi” seçimlik haklarının kullanılması halinde karşı taraf için hakkaniyete aykırı olarak orantısız güçlüklerin ortaya çıkması halini ise tüketici insiyatifinde olan seçim hakkının bir istisnası olarak aynı maddenin üçüncü fıkrasında hüküm altına almıştır.

Bu düzenleme ile aynı mahiyette olan bir düzenlemeye de 6098 sayılı TBK’nın 227/3. maddesinde yer verilmiş olup, buna göre, “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” Her iki düzenlemede esas olarak kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir.  (Yargıtay 13.HD'nin 2018/929 Esas-2020/2698 Karar sayılı, 20/03/2018 gün ve 2018/3387 Esas-2020/5467 Karar sayılı  ilamları)

İlk derece mahkemesince araç başında yapılan keşif sonrası, konusunda uzman Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi öğretim üyelerinden teşekkel bilirkişi heyetinden alınan 22.09.2019 tarihli raporda "Davaya konu aracın servis geçmişi incelendiğinde; 26.06.2018 tarihli servis evrakı ve eklerinden anlaşılacağı üzere, aracın gösterge panelinde manevra ikazı ışığı yandığı ve de aracın çekici marifetiyle 30.400 km'deyken yetkili servise götürüldüğü tespit edilmiştir. Garanti formunda ise, araca acil servis hizmetinin uygulandığı ve de direksiyonun ağır olduğunun görülerek çekici ile servise getirildiği, aracın kumanda kutusunu tanımadığının görüldüğü ve manuel olarak da kumanda kutusuna bağlanılamadığı, direksiyon geriliminin ölçüldüğü ve de hattın kontrol edildiği ve de problem görülmediği, ardından direksiyon soketinin takıldığı ve çalıştığının görülmesi üzerine, test sürüşüne çıkıldığı tespit edilmiştir. Ancak, servis tarafından direksiyondaki arızanın kök nedeninin tespit edilmeden ve de tekrar soketin takılarak çalıştığının görülmesi üzerine müşteriye teslim edildiği tespit edilmiştir. Ş. A. 'ın Hasar Servis Müdürlüğü'ne yazmış olduğu beyanda, 31/08/2008 tarihinde saat 22:30 esnasında yol üzerindeki hafif bir çukura girmesi sonucunda jant ve motor korumasının hasar gördüğü, bir süre sonra aracına manevra arıza ikaz ışığı yanarak direksiyon simidinin dönmediğini ifade etmiştir. Diğer taraftan, tahkikat evrakına ibraz edilen servis formları ve ekspertiz raporu beraber değerlendirildiğinde, davaya konu aracın 31/08/2018 tarihli olayda, yalnızca direksiyon kutusunun arıza yapması ve dier aksamlarının meydana gelen olayda hasar görmemiş olması, davaya konu direksiyon kutusu arızasının zaten halihazırda mevcut olduğu kanaati heyetimizce oluşmuştur. Zira, davaya konu aracın yalnızca direksiyon kutusunun arızalanarak, çukura girmeden dolayı rot kolları, rotiler, salınacak ve süspansiyon sisteminin herhangi bir ciddi hasar almaması ve değişmemesi, davaya konu arızanın zaten halihazırda araçta mevcut olana ve aslına uygun onarım gerçekleştirilmeden tüketiciye teslim edilen aracın direksiyon kutusu kaynaklı meydana geldiği, dolayısıyla davaya konu aracın Ayıplı Mal olarak değerlendirilmesi gerektiği, davaya konu direksiyon kutusu arızasının onarım bedelinin 05/10/2018 tarihli e faturadan da anlaşılacağı üzere 26.600,27 TL tuttuğu ve bu meblağın tüketici tarafından ödendiği tespit edilmiştir." görüş ve kanaatine varılmıştır.

İtiraz üzerine aldırılan 24.04.2019 tarihli ek raporda "...davaya konu araçta yalnızca direksiyon kutusunun çukura girmeden dolayı arızalanarak rot kolları, rotiller, salıncaklar ve taşıt askı sistemlerinin hasar almamasının davaya konu araçta üretim ve imalat kaynaklı ayıbın mevcut olduğunu gösterdiğini ve ayıplı mal olarak değerlendirilmesi gerektiği ancak davaya konu direksiyon kutusu arızasının onarımının gerek 01/06/2015 tarihli Hazine Müşteşarlığının hesaplama yöntemine gerek SED'e göre gerekse de yerleşik içtihatlarca belirlenen reel değer kaybına göre, sökülebilir, takılabilir dışarıdan görünmeyen direksiyon kutusu gibi bir parçanın onarımının değer kaybı oluşturmayacağı..." görüş ve kanaatine varılmıştır.

Somut olay ele alındığında; Dava konusu aracın sıfır kilometre olarak  06.08.2017 tarihinde 152.078,60 TL bedelle satın alınmasını mütekaip, 1 - 1,5 yıllık süre içerisinde değişik tarihlerde benzer şikayetlerle servise götürülmüş olduğu, bazılarında yolda kalarak çekici marifetiyle servise götürelebildiği, son olarak " direksiyon dişli kutusu, yürür aksam ölçümü, hidrolik direksiyon sökülmesi ve takılması, çekici ücreti " olarak 26.600,27 TL tahsilat yapıldığı, araçta yapılan direksiyon dişli kutusunun değiştirilmesi işleminin araçta beklenen faydayı azaltarak, davacı tüketicinin araca olan güveninin azalmasına yol açtığı, alınan bu miktar araç bedeli olan 152.078,60 TL ile oranlandığında azımsanamayacak bir oranın ortaya çıkacağı, davacının onarım bedeline ilişkin tahsilat yaparken " ihtirazi kayıt " düştüğü, bu hususlar birlikte ele alındığında  TKHK'nun 11/3 maddesinde hüküm altına alınan "misli ile değişim" seçimlik hakkın kullanımının yasal şartlarının oluştuğu, bu halde davacıdan tahsil edilen onarım bedelinin davalılar tacir oldukları gözetilerek avans faizi ile hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Davacı istinaf talebinde haklıdır. 

Bu itibarla; davalıların istinaf taleplerinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulü ile  HMK m.353/1-b-2 gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu aracın seçimlik haklar kullanılmasına rağmen üretimden kaynaklı gizli ayıp mevcudiyeti ve tekrarı nedeniyle misli ile değişim talebinin kabulüne, dava konusu aynı özellik ve vasıflardaki aracın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının elindeki ayıplı aracın davalıya teslimine, davacıdan alınan 26.600,27 TL onarım bedelinin davalılardan avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, karar verilmesi sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.                     

HÜ K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;

A.İstinaf Başvurusu Yönünden;

1.Davalıların istinaf taleplerinin REDDİNE,      

2.Davacının istinaf talebinin KABULÜNE, HMK m. 353/1-b-2 uyarınca BAKIRKÖY 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ'nin 23/05/2019 tarih, 2018/719 Esas, 2019/396 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,                                                            

3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,

4.Alınması gereken istinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,                                  

B.Davanın Esası Yönünden;       

1.DAVANIN KABULÜNE; dava konusu 3..  ... plakalı, M.... marka ... motor nolu, ... şase nolu kutup beyazı araç ile aynı özellik ve vasıflardaki "0 km" aracın tüm değişim masrafları davalılara ait olmak üzere davalı H ... A.Ş'den alınarak davacıya verilmesine,    

Davacının elindeki dava konusu 3..  ...  plakalı, M.... marka ... motor nolu, ... şase nolu .. ayıplı aracın tüm değişim masrafları davalılara ait olmak üzere,trafik sicil kaydı üzerinde varsa tüm vergi,trafik cezası,haciz v.b tüm takyidatlardan ari olarak  davalı H ... A.Ş.'ye teslimine,         

Davacıdan alınan 26.600,27 TL onarım bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihi olan 12/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,     

2.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap edilen ... TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,                                         

3.Alınması gereken 12.205,51 TL karar ve ilam harcından ilk derece mahkemesi kararı sonrası bakiye karar harcı olarak yatırılan 1.817,06 TL'nin düşülerek bakiye 10.388,45 TL'nin davalılardan alınarak Hazineye irad kaydına, 

4.Davacının yargılama aşamasında yapmış olduğu toplam 2.057,65 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

5.Davalıların yapmış oldukları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına

6.Bakiye gider avanslarının karar kesinleşince yatıran taraflara iadesine, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 

Dair, HMK m. 361 uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere,  dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.           


Başkan

30674

 


Üye

35849

 


Üye*

105032

 


Katip

130450

 

T.C.

  YARGITAY

 3. Hukuk Dairesi


ESAS NO: 2022/5138 

KARAR NO: 2022/6501




T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I



İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ

TARİHİ: 06/04/2022

NUMARASI: 2019/2267-2022/902

DAVACI: N.A VEK.  AV. YUSUF AYIK 

DAVALI: 1 -H ......... A.Ş 

VEK. AV. A. Y.

2 -M. ... ANONİM ŞİRKETİ VEK. AV. A. T. 

İHBAR OLUNAN: 1 -M. . OTOMOTİV TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ  VEK.  AV. A.P 

                                      2-.............. MOTORLU ARAÇLAR LİMİTED ŞİRKETİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

TARİHİ: 23/05/2019

NUMARASI: 2018/719-2019/396




Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ayıplı mal davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı  tarafın  istinaf başvurusunun kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında verdiği kararın, davalı H  Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi duruşmalı, davalı M.. A.Ş. vekili  tarafından duruşmasız olarak istenilmişse de, temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, taraf vekillerinin süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteklerini incelenmesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:



                                                      ./..






ESAS NO: 2022/5138                         -2-

KARAR NO: 2022/6501





                                     Y A R G I T A Y   K  A R A R I    


Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, 9.154,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı H ... Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş.'ne  9.154,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı M .. A.Ş.'ne yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 14/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

 M. DUMAN

Üye

 H. ÖZDEMİR

Üye

 A. F. AYAZ

Üye

 H. KANIK

Üye

 E. ATEŞ



 


İçtihatlar