6502 SAYILI KANUNA GÖRE OTOMOTİV TÜKETİCİLERİ YÖNÜNDEN TÜKETİCİ HAKLARI 10.11.2022

 

                                                                                                                                            

Tüketici hukuku alanında ülkemizde işleyen süreç TBMM’nin yeni bir kanunu ile farklı bir boyuta geçmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile artık bu alanda yeni düzenlemeler mevcuttur. 

Kısaca belirtmek gerekirse bu düzenlemelerin bir kısmını olumlu bulmamıza rağmen bazı düzenlemelerin ise belirsiz olması ve süreci karmaşıklaştırmaya elverişli olması nedeni ile eleştirmekteyiz. Bunları ayıplı mal özelinde tek tek ele alırsak şöyle sıralayabiliriz. 

Olumlu bulduğumuz düzenlemelerin başında ayıplı mal durumunda ortaya çıkan ispat yükü sorunu ve ayıp ihbarı meseleleri aslında netliğe kavuşmuş durumdadır. Önceki kanunda yer alan ayıplı mal ile karşılaşan tüketicinin 30 gün içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunluluğu yeni kanunda yer almamaktadır. Yeni kanuna göre zaten malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan (veya fark edilen) ayıplar zaten satış ve teslim tarihinde var kabul edilecektir. Yani satıcı veya ithalatçı bu ayıplar sonradan ortaya çıktı veya siz bunları bana bildirmediniz (ihbar etmediniz) ihtarname çekmediniz diyemeyecektir. Bu durumda mal ayıplı kabul edilecek ve tüketicinin tercih ettiği seçeneklerden birisi (ayısız yenisi ile değişim ve bedel iadesi dahil) yerine getirilecektir. Kanuni düzenleme aynen şöyle; 

 

İspat yükü

MADDE 10 – (1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.

 

Bu durumda tüketici aldığı otomobilin(aracın) ayıplı olduğunu altı ay içerisinde satıcı veya ithalatçıya bildirip yensi ile değişimini veya bedelinin iadesini talep ettiği taktirde bu yerine getirilmek zorundadır. Satıcı veya ithalatçı (distribütor) bu durumda malın ayıplı olmadığını ispat etmedikçe bundan kaçınamaz.

 

Tüketicinin Seçimlik Hakları 

 

Tüketicinin seçimlik hakları konusunda kanun yukarıda belirttiğimiz gibi bazı tereddüt yaratarak ifadeler kullanarak durumu karmaşık hale getirdiği söylenebilir. Kanunun ifadesinden tüketicinin bazı seçimlik hakları konunda sanki satıcının inisiyatifi var gibi düşünülmeye müsaittir. Ancak ayıplı mal satan satıcının bu noktada bir üstünlüğü bulunmamaktadır. 11.madenin c bendinde “Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,” şeklinde ibare aşırı masraflı olduğunda malın (aracın) onarılmayacağı anlamına kesinlikle gelmeyecektir. Aşırı masrafın objektif olarak tayini gerekmektedir. Böyle bir durumda da satıcı sorumluluktan kurtulmamakta aynı malı ücretsiz misli ile değiştirmek veya bedel iadesinde bulunmak (tüketicinin tercihine göre) zorundadır.

Yine 11.maddenin ç bendinde aynen “ İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,” şeklinde tüketicinin bir tercih hakkı daha sayılmıştır. Bu ibareden de yine sanki satıcıya açık kapı bırakılmış izlenimi doğmaktadır. Ancak satıcı bu maddeyi de objektif iyiniyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Yani ayıplı araç satan satıcı yenisi ile değişim istendiğinde yasaya göre imkân varsa denilmekte ancak imkân yok zira elimde şu an aynı araçtan bulunmuyor diyemez. Aynı aracı derhal tedarik etmek zorundadır. Distribütör (ithalatçı) ise derhal ayıpsız aynı aracı ithal etmek zorundadır. Aksi taktirde satıcı ve ithalatçının keyfiyetine bırakılmış olur ki bu medeni kanunun objektif iyiniyet kuralı gereği herkes borçlarını ifa etmede iyiniyetle hareket etmek zorundadır ilkesine aykırı olur.

Kanunun 11.maddesinin 3.bendinde yine bir muğlak sayılabilecek bir ifade mevcuttur. Buna göre “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.”

Burada da yine objektif ölçüler devreye girmelidir. Örneğin ücretsiz onarım yerine bedel iadesi teklif edilebilmesi için ücretsiz onarım miktarı malın değerini kat be kat aşmalıdır ve aynı zamanda tüketici açısında da onarımda ısrar etmesini gerektirir bir durum olmamalıdır.

 

Tüketicinin seçimlik hakları

MADDE 11 – (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,

seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.

(3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

(4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.

(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

 

 

Bunun yanında artık tüketicinin ayıplı malın (aracın) ayıpsız yenisi ile değişim veya bedel iadesi isteyebilmesi için aynı arızanın örneğin ikiden fazla birden fazla veya farklı arızaların dörtten fazla gerçekleşmesine dair düzenleme ortadan kaldırılmıştır. 30.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Garanti Belgesi  Yönetmeliğine göre ise tüketici lehine olarak bir değişiklik yapılarak tüketicinin tekrar bedel iadesi ve ya malın ücretsiz misli ile değişim isteyebilmesi için gerekli aynı arızanın muhtelif miktarlarda tekrarı şartı ortadan kaldırılmıştır. Bu durumda herhangi bir arıza veya onarım tekrarı gerekmeksizin ve kaç defa gerçekleştiğine bakılmaksızın tüketici ücretsiz misli ile değişim veya bedel iadesi talebinde bulunabilecektir. Yanı bu durumda tüketici bir defa onarım hakkını seçti ise ikinci defa “ben artık onarım istemiyorum, artık bedel iadesi veya ücretsiz yenisi ile değişim talep ediyorum” diyebilecektir. Bu talepler için tüketicinin ücretsiz onarım hakkını kullanmasına rağmen malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması gerekli ve yeterlidir.  

 Konu ile ilgili örnek mahkeme kararlarını ekte bilgilerinize sunuyorum. 


                          T.C.                                                                                              e-imzalıdır

                   İSTANBUL

      BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

          18. HUKUK DAİRESİ



DOSYA NO: 2019/2267 

KARAR NO: 2022/902                                                TÜRK  MİLLETİ  ADINA     

           BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI



 


İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

TARİHİ: 23/05/2019

NUMARASI: 2018/719 Esas, 2019/396 Karar 

DAVACI: N.A-     

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

DAVALI: 1 -H. OTOMOTİV Y. VE PAZ.A.Ş - 

  VEKİLİ: Av. A.Y  

DAVALI: 2 -M... ANONİM ŞİRKETİ   

VEKİLİ: Av. AT

İHBAR OLUNAN: 1 -M. OTOMOTİV TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ - 

VEKİLİ: Av. ABDULLAH PEHLİVAN - İstanbul Dünya Ticaret Merkezi A-3 Blok K:16 No:461 Yeşilköy Bakırköy/İSTANBUL

İHBAR OLUNAN: 2 -N... MOTORLU ARAÇLAR LİMİTED ŞİRKETİ     

DAVANIN KONUSU: Ayıplı Aracın Ayıpsız Misli ile Değişimi ve Tazminat 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

KARAR TARİHİ:  06/04/2022

KARARIN YAZILDIĞI  TARİH :  11/04/2022                 


Taraflar arasındaki ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimi ve tazminat davasın verilen karara karşı taraf vekillerince süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;                 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.08.2017 tarihinde davalı yetkili bayiden müvekkili davacının satın aldığı M.... model ve marka sıfır aracın, satıştan  4 ay sonra "motor arızası işareti" verdiğini, yetkili bayide bazı müdaheleler ve tamiratlar  yapılarak aracın teslim edildiğini; aracın 15000 km bakımı yapılırken yine araçtaki motor ve diğer şikayetler nedeniyle servis fişi altına alınarak arızanın kullanım kaynaklı olmadığı belirlenerek 23.01.2018 tarihli iş emri ile "turbo şarj borusu ve turbo şarj hava değişim/onarım" işleminin yapıldığını; 26.06.2018 tarihinde "manevra /direksiyon arıza" işareti verdiğini, direksiyonun kilitlenerek aracın yolda kaldığını, yetkili servis tarafından yazılım yüklenerek aracın müvekkiline teslim edildiğini; 25.09.2018 tarihinde aynı arızanın tekrarladığını, direksiyonun kilitlendiğini, aracın çekici yardımı ile servise götürüldüğünü, araçtaki arızanın direksiyon sisteminden kaynaklandığını ve tüm direksiyon sisteminin değişmesi gerektiğinin bildirildiğini, bunun üzerine distribütör ve satıcı firma ile yaptığı görüşmelerde aracın değişimini talep edilmişse de bu talebin reddedildiğini, hatta arızanın kullanım kaynaklı olduğu garanti kapsamında tamir edilemeyeceğinin bildirilerek tamir ücretini ödenmesinin istendiğini, ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığı ve 05.10.2018 tarihinde aracı teslim alındığını, araçtaki problemlerin giderilemediğini, şu anda bir hata vermese dahi her an tekrar yolda kalılanabileceğini, aracın orjinalliğini yitirmiş olması nedeniyle araca olan güvenin kalmadığını, araçtaki arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek, aracın misli ile değiştirilmesi ve tahsil edilen 26.600,27 TL onarım masrafının tahsiline; mümkün olmaması halinde 26.600,27 TL lik onarım masrafı ile birlikte şimdilik 10.000 TL değer kaybına ilişkin taleplerinin ödeme ve dava tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile hüküm altına alınması talep ve dava olunmuştur.                                                   

Davalı M.... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; araçtaki arıza bilgilerinin davacı tüketiciden ağır kusur ve hile ile gizlendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, dava konusu aracın servise bakım için başvurduğunu araçta herhangi bir arıza bulunduğu vs yönünde bir başvurunun sözkonusu olmadığını, aracın 23.01.2018 tarihinde 15.000 km bakımı için yetkili servise bırakıldığını, her ne kadar " diğer şikayet nedeni ile servis fişi altına aracın arızasının kullanım kaynaklı olmadığı " şeklindeki ifadenin hatalı olduğunu, zira dava konusu aracın servise bakım için başvurduğunu, 26.06.2018 tarihinde N. ... AŞ'ye  manvera yardım ikazı yanıyor şikayeti ile giriş yaptığını, şikayetin garantiden giderilerek aracın sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini,  03.09.2018 tarihinde M ... Aş ye  "araç ön kısmından çukura düşmüş, hasar tespit onarım" şikayeti ile başvurulduğunu, dolayısıyla dava konusu aracın hasarlı olduğunu, 25.09.2018 tarihinde direksiyonda serleşme oluşyor şikayeti ile M.. Aş ye başvurulduğunu, sunulan fotoğraflarda da görüldüğü üzere jantlarda oluşan darbelerin aracın kullanımı sırasında kaldırıma çıkartılması sonucu oluştuğunun servis tarafından değerlendirildiğini, kullanıma bağlı olarak oluşmuş olan arızanın garanti kapsamında sayılamayacağını, belirtilen şikayetlerin tamamen birbirinden farklı şikayetler olduğunu, kanunun emredici hükümlerine göre verilen garanti ayıba karşı tekeffül müessesini ortadan kaldıracak nitelikte, her şikayet ve arızanın aracın değiştirilmesi veya bedelin iadesine sebep olacak nitelikte olduğunun düşünmenin hukuka ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu, araçta maldan yararlanmayı önemli ölçüde azaltacak ya da ortadan kaldıracak imalattan kaynaklı herhangi bir ayıp sözkonusu olmadığını, davacının onarım seçimlik hakkını kullanmış olup şikayetin giderildiğini, dava konusu aracın sahibinin kullanımına bağlı hasarlı araç olup olmadığının araştırılması taleplerinin olduğunu, hal ve şartların sözleşmeden dönmeyi haklı göstermiyorsa da hakim kullanılan dönme hakkının yerine sadece bedel indirimine hükmedebileceğini, avans faizi talebinin mümkün olmadığını, değer kaybına ilişkin talebin hukuken mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.  

Davalı H... AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; araçta imalat ve üretimden kaynaklı bir kusur bulunmadığını, aracın ayıpsız bir şekilde davacıya teslim edildiğini, aracın H .. Otomotivin yetkili servisine getirilmemesi nedeniyle varsa servis hatasının aracın teslim edildiği ve onarımına izin verilen servislerden zararın talep edilmesi gerektiği, aracın servise getirilerek garanti kapsamında onarımlarının yapıldığını, araç değişimine karar verilebilmesi için araçta imalat hatası bulunması ve bu arızanın esaslı olması ve gidirelebilir mahiyette olmaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince; "direksiyon kutusu arıza onarım bedeli toplam 26.600,27 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine" karar verilmiş; bu karar taraflarca istinaf edilmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu aracın müvekkili tarafından servise bırakıldığını ancak davalılar ve yetkili servisleri tarafından müvekkilinin onayı dışında tamir edilerek tamir masraflarının tahsil edildiğini, müvekilinin aracın değişimine dair talep haklarını saklı tutarak ve bu konudaki şerhi araç teslim tutanağı altına yazarak aracın teslim alındığını, mahkemece belirlenen tamir masrafları araç değerine oranla önemsiz bir miktar olmayıp misli ile değişim kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilin önemli bir bedel ödeyerek ve güvenilir olduğunu düşünerek aracı 0 km aldığını, oluşan arızalar nedeniyle araçtan beklenen faydanın sağlanamadığını, misli ile değişime yönelik karar verilmesi gerektiğini, bir taraf için ticari olan iş diğer taraf için de ticari olacağından avans faizine hükmedilmesi gerektiğini ve faizin de ödeme tarihinden itibaren iade edilmesi gerektiğini beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, öncelikli talep doğrultusunda aracın ayıpsız misli ile değişimine ve tamir masraflarının tahsili yönünde karar verilmesi, mümkün değilse davanın kabulü ile araç tamir masraflarının yasal faizi ile değil avans faizi ile ödeme tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı H..  Otomotiv vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu arıza nedeniyle  imalat/üretim hatası bulunduğuna dair varılan hükmün hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna yaptıkları itiraza itibar edilmediğini, araç üzerinde üstün körü bir inceleme yapıldığını, araç üzerinde yapılan hiçbir teknik inceleme verisi bulunmadığını, bilirkişilerin servis kayıtları, formlar vs belgeri incelenmek suretiye kanaate vardıklarını, rapor bu haliyle hükme esas alınamayacağını, aracın aslına uygun onarım yapılmadan tüketiciye teslim edildiyse olayda servis hatasının bulunup bulunmadığı ayrı bir konu olduğunu, aracın ayıpsız kusursuz bir şekilde davacıya teslim edildiğini,  direksiyon kutusu arızasının davacının kötü kullanımı nedeniyle meydana geldiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı M .. A.Ş vekili istinaf dilekçesinde dilekçesinde özetle; dava konusu aracın 23.01.2018 tarihinde 15.000 km bakımı için yetkili servise bırakıldığını ve  aracın bakım işlemlerinin yapıldığını, 26.06.2018 tarihinde N... Motorlu Araçlar Türk AŞ'ye  "manvera yardım ikazı yanıyor" şikayeti ile giriş yaptığını, şikayetin garantiden giderilerek aracın sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini;  03.09.2018 tarihinde M.. Ticaret Türk AŞ'ye  "araç ön kısmından çukura düşmüş, hasar tespit onarım" şikayeti ile başvurulduğunu, dolayısıyla dava konusu aracın hasarlı olduğunu; 25.09.2018 tarihinde "direksiyonda serleşme"  şikayeti ile M... Ticaret Türk AŞ'ye başvurulduğunu, sunulan fotoğraflarda da görüldüğü üzere jantlarda oluşan darbelerin aracın kullanımı sırasında kaldırıma çıkartılması sonucu oluştuğunun servis tarafından değerlendirildiğini, kullanıma bağlı olarak oluşmuş olan arızanın garanti kapsamında sayılamayacağını, belirtilen şikayetlerin tamamen birbirinden farklı şikayetler olduğunu, bilirkişi raporundaki servis tarafından direksiyondaki arızanın kök nedeni tespit edilmeden ve de tekrar soketin takılarak çalıştığının görülmesi üzerine müşteriye teslim edildiği tespit edilmiştir şeklindeki değerlendirme mezkur araçla ilgili servis işlemlerini yapmış olan servisin sorumluluğunu doğuracağından herhangi bir servis hizmeti vermeyen ithalatçı müvekkil şirketin sorumlu tutulmuş olmasının hatalı olduğunu, davacının şikayetinin üretim kaynaklı bir arızadan kaynaklanmadığından imalatçının/ithalatçının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından arızanın servis kusurundan kaynaklanıp kaynaklamadığının tespitinin gerektiğini, bilirkişi raporundaki üretim hatasına ilişkin görüşün hiçbir teknik veriye dayanmadığını, servis kayıtlarındaki işlemlerin nitelikleri ve aracın kullanımına engelleyen bir durum olmadığı hususlarının gözardı edildiğini, bilirkişi raporunda dava konusu aracın kullanıma bağlı hasara uğradığının belirtildiği ancak bu hasarın araçta yaratmış olduğu değer kaybı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, dava konusu aracın sahibinin kullanımı sırasında trafik kazasına karşımış hasarlı bir araç olduğu hususu bilirkişiler tarafından tespit edildiğini, bu kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı yönünden bir değerlendirme yapılmadığını, dava konusu aracın kullanımı sırasında meydana gelen kaza sonucunda aracın hasarlanmasının kullanıcı kaynaklı olduğunu, ek raporun da aynı gerekçe ile yetersiz olduğunu, itirazları karşılar nitelikte olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı misli ile değişim talebinin yanı sıra aracın onarımı için yapılan masrafların tahsili; mümkün olmaması halinde ise onarım masrafları ile birlikte araçtaki değer kaybı belirlenerek bunun tahsili isteklerine ilişkindir.

Davacı, davalı şirketten satın aldığı aracın ayıplı olduğu ve bu ayıbın üretimden kaynaklı olduğuni ileri sürmüş; davalılar ise ayıp iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış, araç satış sözleşmesi ve aracın servis formları ve araçta tamire ilişkin kayıt ve belgeler getirtilip alınan bilirkişi kök ve ek  raporlar gözetilerek,  dava konusu araçta üretim ve imalat kaynaklı ayıbın bulunduğu, davacının araçtan beklenen faydayı sağlayamadığı, direksiyon kutusundaki parçanın onarımının değer kaybı oluşturmayacağı, aracın ücretsiz değişimini gerektirecek ölçüde araçta hasar oluşmadığı gerekçesi ile davacının aracın onarımı için yapmış olduğu  26.600,27 TL masrafın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.

Dava konusu aracın  06.08.2017 tarihinde 152.078,60 TL bedelle davacı tarafından sıfır (0) km olarak satın alındığı, davalı H.. Otomotiv'in aracın satıcısı, diğer davalı şirketin ise aracın üretisici/ithalatçısı olduğu anlaşılmaktadır.  

23.01.2018 tarihinde 15.760 km'de, 30.04.2018 tarihinde 24.210 km'de, 26.06.2018 tarihinde 30.400 km'de, 16.07.2018 tarihide 32.069 km'de, 03.09.2018 tarihinde 41.355 km'de, 05.10.2018 tarihinde 41.356 km'de, 21.12.2018 tarihinde 49.101 km'de araca servis tarafından bir takım iş ve işlemler yapıldığı; davacının 05.10.2018 tarihli işlem nedeniyle yapılan" direksiyon dişli kutusu, yürür aksam ölçümü, hidrolik direksiyon sökülmesi ve takılması, çekici ücreti" olmak üzere ihtirazi kayıt koymak suretiyle toplam 26.600,27 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır.

Somut olayda, öncelikle araçta üretimden kaynaklı gizli ayıp bulunup bulunmadığı tespit edilerek, aracın misli ile değiştirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, bu mümkün değil ise araçta bir değer kaybının oluşup oluşmadığı ile "ücretsiz onarım hakkı" nedeniyle buna ilişkin yapılan masraflarının iadesinin mümkün olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gereklidir.

6502 sayılı Yasa'nın 11/1.maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır.6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur. Yine aynı Yasa'nın 83/1. maddesi ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümlerin uygulanacağı düzenlemesi yapılmıştır. Görüleceği üzere yasa koyucu, 11. maddenin birinci fıkrası ile tüketicinin seçimlik haklarını sıralama yoluyla düzenlemiş, bu seçimlik haklardan “ücretsiz onarım” ve “malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi” seçimlik haklarının kullanılması halinde karşı taraf için hakkaniyete aykırı olarak orantısız güçlüklerin ortaya çıkması halini ise tüketici insiyatifinde olan seçim hakkının bir istisnası olarak aynı maddenin üçüncü fıkrasında hüküm altına almıştır.

Bu düzenleme ile aynı mahiyette olan bir düzenlemeye de 6098 sayılı TBK’nın 227/3. maddesinde yer verilmiş olup, buna göre, “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” Her iki düzenlemede esas olarak kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir.  (Yargıtay 13.HD'nin 2018/929 Esas-2020/2698 Karar sayılı, 20/03/2018 gün ve 2018/3387 Esas-2020/5467 Karar sayılı  ilamları)

İlk derece mahkemesince araç başında yapılan keşif sonrası, konusunda uzman Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi öğretim üyelerinden teşekkel bilirkişi heyetinden alınan 22.09.2019 tarihli raporda "Davaya konu aracın servis geçmişi incelendiğinde; 26.06.2018 tarihli servis evrakı ve eklerinden anlaşılacağı üzere, aracın gösterge panelinde manevra ikazı ışığı yandığı ve de aracın çekici marifetiyle 30.400 km'deyken yetkili servise götürüldüğü tespit edilmiştir. Garanti formunda ise, araca acil servis hizmetinin uygulandığı ve de direksiyonun ağır olduğunun görülerek çekici ile servise getirildiği, aracın kumanda kutusunu tanımadığının görüldüğü ve manuel olarak da kumanda kutusuna bağlanılamadığı, direksiyon geriliminin ölçüldüğü ve de hattın kontrol edildiği ve de problem görülmediği, ardından direksiyon soketinin takıldığı ve çalıştığının görülmesi üzerine, test sürüşüne çıkıldığı tespit edilmiştir. Ancak, servis tarafından direksiyondaki arızanın kök nedeninin tespit edilmeden ve de tekrar soketin takılarak çalıştığının görülmesi üzerine müşteriye teslim edildiği tespit edilmiştir. Ş. A. 'ın Hasar Servis Müdürlüğü'ne yazmış olduğu beyanda, 31/08/2008 tarihinde saat 22:30 esnasında yol üzerindeki hafif bir çukura girmesi sonucunda jant ve motor korumasının hasar gördüğü, bir süre sonra aracına manevra arıza ikaz ışığı yanarak direksiyon simidinin dönmediğini ifade etmiştir. Diğer taraftan, tahkikat evrakına ibraz edilen servis formları ve ekspertiz raporu beraber değerlendirildiğinde, davaya konu aracın 31/08/2018 tarihli olayda, yalnızca direksiyon kutusunun arıza yapması ve dier aksamlarının meydana gelen olayda hasar görmemiş olması, davaya konu direksiyon kutusu arızasının zaten halihazırda mevcut olduğu kanaati heyetimizce oluşmuştur. Zira, davaya konu aracın yalnızca direksiyon kutusunun arızalanarak, çukura girmeden dolayı rot kolları, rotiler, salınacak ve süspansiyon sisteminin herhangi bir ciddi hasar almaması ve değişmemesi, davaya konu arızanın zaten halihazırda araçta mevcut olana ve aslına uygun onarım gerçekleştirilmeden tüketiciye teslim edilen aracın direksiyon kutusu kaynaklı meydana geldiği, dolayısıyla davaya konu aracın Ayıplı Mal olarak değerlendirilmesi gerektiği, davaya konu direksiyon kutusu arızasının onarım bedelinin 05/10/2018 tarihli e faturadan da anlaşılacağı üzere 26.600,27 TL tuttuğu ve bu meblağın tüketici tarafından ödendiği tespit edilmiştir." görüş ve kanaatine varılmıştır.

İtiraz üzerine aldırılan 24.04.2019 tarihli ek raporda "...davaya konu araçta yalnızca direksiyon kutusunun çukura girmeden dolayı arızalanarak rot kolları, rotiller, salıncaklar ve taşıt askı sistemlerinin hasar almamasının davaya konu araçta üretim ve imalat kaynaklı ayıbın mevcut olduğunu gösterdiğini ve ayıplı mal olarak değerlendirilmesi gerektiği ancak davaya konu direksiyon kutusu arızasının onarımının gerek 01/06/2015 tarihli Hazine Müşteşarlığının hesaplama yöntemine gerek SED'e göre gerekse de yerleşik içtihatlarca belirlenen reel değer kaybına göre, sökülebilir, takılabilir dışarıdan görünmeyen direksiyon kutusu gibi bir parçanın onarımının değer kaybı oluşturmayacağı..." görüş ve kanaatine varılmıştır.

Somut olay ele alındığında; Dava konusu aracın sıfır kilometre olarak  06.08.2017 tarihinde 152.078,60 TL bedelle satın alınmasını mütekaip, 1 - 1,5 yıllık süre içerisinde değişik tarihlerde benzer şikayetlerle servise götürülmüş olduğu, bazılarında yolda kalarak çekici marifetiyle servise götürelebildiği, son olarak " direksiyon dişli kutusu, yürür aksam ölçümü, hidrolik direksiyon sökülmesi ve takılması, çekici ücreti " olarak 26.600,27 TL tahsilat yapıldığı, araçta yapılan direksiyon dişli kutusunun değiştirilmesi işleminin araçta beklenen faydayı azaltarak, davacı tüketicinin araca olan güveninin azalmasına yol açtığı, alınan bu miktar araç bedeli olan 152.078,60 TL ile oranlandığında azımsanamayacak bir oranın ortaya çıkacağı, davacının onarım bedeline ilişkin tahsilat yaparken " ihtirazi kayıt " düştüğü, bu hususlar birlikte ele alındığında  TKHK'nun 11/3 maddesinde hüküm altına alınan "misli ile değişim" seçimlik hakkın kullanımının yasal şartlarının oluştuğu, bu halde davacıdan tahsil edilen onarım bedelinin davalılar tacir oldukları gözetilerek avans faizi ile hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Davacı istinaf talebinde haklıdır. 

Bu itibarla; davalıların istinaf taleplerinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulü ile  HMK m.353/1-b-2 gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu aracın seçimlik haklar kullanılmasına rağmen üretimden kaynaklı gizli ayıp mevcudiyeti ve tekrarı nedeniyle misli ile değişim talebinin kabulüne, dava konusu aynı özellik ve vasıflardaki aracın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının elindeki ayıplı aracın davalıya teslimine, davacıdan alınan 26.600,27 TL onarım bedelinin davalılardan avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, karar verilmesi sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.                     

HÜ K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;

A.İstinaf Başvurusu Yönünden;

1.Davalıların istinaf taleplerinin REDDİNE,      

2.Davacının istinaf talebinin KABULÜNE, HMK m. 353/1-b-2 uyarınca BAKIRKÖY 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ'nin 23/05/2019 tarih, 2018/719 Esas, 2019/396 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,                                                            

3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,

4.Alınması gereken istinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,                                  

B.Davanın Esası Yönünden;       

1.DAVANIN KABULÜNE; dava konusu 3..  ... plakalı, M.... marka ... motor nolu, ... şase nolu kutup beyazı araç ile aynı özellik ve vasıflardaki "0 km" aracın tüm değişim masrafları davalılara ait olmak üzere davalı H ... A.Ş'den alınarak davacıya verilmesine,    

Davacının elindeki dava konusu 3..  ...  plakalı, M.... marka ... motor nolu, ... şase nolu .. ayıplı aracın tüm değişim masrafları davalılara ait olmak üzere,trafik sicil kaydı üzerinde varsa tüm vergi,trafik cezası,haciz v.b tüm takyidatlardan ari olarak  davalı H ... A.Ş.'ye teslimine,         

Davacıdan alınan 26.600,27 TL onarım bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihi olan 12/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,     

2.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap edilen ... TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,                                         

3.Alınması gereken 12.205,51 TL karar ve ilam harcından ilk derece mahkemesi kararı sonrası bakiye karar harcı olarak yatırılan 1.817,06 TL'nin düşülerek bakiye 10.388,45 TL'nin davalılardan alınarak Hazineye irad kaydına, 

4.Davacının yargılama aşamasında yapmış olduğu toplam 2.057,65 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

5.Davalıların yapmış oldukları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına

6.Bakiye gider avanslarının karar kesinleşince yatıran taraflara iadesine, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 

Dair, HMK m. 361 uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere,  dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.           


Başkan

30674

 


Üye

35849

 


Üye*

105032

 


Katip

130450

 

T.C.

  YARGITAY

 3. Hukuk Dairesi


ESAS NO: 2022/5138 

KARAR NO: 2022/6501




T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I



İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ

TARİHİ: 06/04/2022

NUMARASI: 2019/2267-2022/902

DAVACI: N.A VEK.  AV. YUSUF AYIK 

DAVALI: 1 -H ......... A.Ş 

VEK. AV. A. Y.

2 -M. ... ANONİM ŞİRKETİ VEK. AV. A. T. 

İHBAR OLUNAN: 1 -M. . OTOMOTİV TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ  VEK.  AV. A.P 

                                      2-.............. MOTORLU ARAÇLAR LİMİTED ŞİRKETİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

TARİHİ: 23/05/2019

NUMARASI: 2018/719-2019/396




Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ayıplı mal davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı  tarafın  istinaf başvurusunun kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında verdiği kararın, davalı H  Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi duruşmalı, davalı M.. A.Ş. vekili  tarafından duruşmasız olarak istenilmişse de, temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, taraf vekillerinin süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteklerini incelenmesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:



                                                      ./..






ESAS NO: 2022/5138                         -2-

KARAR NO: 2022/6501





                                     Y A R G I T A Y   K  A R A R I    


Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, 9.154,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı H ... Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş.'ne  9.154,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı M .. A.Ş.'ne yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 14/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

 M. DUMAN

Üye

 H. ÖZDEMİR

Üye

 A. F. AYAZ

Üye

 H. KANIK

Üye

 E. ATEŞ



 


TÜRK MİLLETİ ADINA


T.C.

İSTANBUL

6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO: 2018/ Esas

KARAR NO: 2021/


HAKİM: 

KATİP: 


DAVACI : D.G.

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL


DAVALI : 1- Y. A. MOTORLU ARAÇLAR TİC. A.Ş. -  

VEKİLİ: Av. M.Y


DAVALI : 2- E. OTOMOTİV TİC. A.Ş -  Sahrayı  

VEKİLİ: Av. B.U


DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 22/06/2018

KARAR TARİHİ: 20/01/2021

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH  : 12/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin 21.08.2015 tarihinde davalı bayi yetkili satıcıdan sıfır kilometre dava konusu .... aracı satın aldığını, müvekkilinin yaklaşık 3 ay kadar önce aracın boyasında çeşitli noktalarda (kaput, sol arka kapılar, ve çamurluklar) vernik atması tespit ettiğini, bu vernik atmalarının gittikçe arttığını, mevcutlarında büyüdüğünü, bunun üzerine aracı aldığı bayinin servisine götürdüğünü, burada yapılan kontrollerde aracın harici herhangi bir işlem görmediğinin tespit edildiğini, akabinde Y. Auto yetkililerinin müvekkiline geri dönüş yaparak aracın boyanacağını belirttiklerini, müvekkilin sıfır kilometre aldığı aracın orijinal olmayan şekilde serviste komple boyanmasını kabul etmediğini, zira bu şekilde aracın boyasının orijinalliğini kaybedeceği gibi değer kaybının da fazla olacağının belirtildiğini, davalı şirketin aracın boyasına 3 yıl garanti verdiğini beyanla  gizli ayıplı 34 .... plaka numaralı Y. marka ve tipindeki aracın 0 km ayıpsız misli ile değiştirilmesine mümkün olmaması halinde ayıplı aracın uğramış olduğu değer kaybının hesaplanarak şimdilik 5,000,00 TL' sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans ve faizi davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı Y. Motorlu Araçlar Tic.AŞ vekili cevap dilekçesi ile davacının  iddialarının aksine dava konusu araçta olan var olduğu iddia edilen vernik atmasının üretim kaynaklı bir hata olmayıp, aksine dış etkenlerden ve kullanım hatasından meydana geldiğini, araçların boyalarında vernik atmasının ve kabarmasının birkaç sebebi olduğunu, bu sebeplerden en yaygın olanının araca seyir halindeyken yoldan ve/veya başka bir araçtan gelen taş/çakıl gibi maddelerin araçta nokta halinde iz bırakması ve araçların yıkanması esnasında bu kısımlardan soyulmaların başlaması olduğunu, bir diğer nedenin de asidik yapıya sahip kuş pisliği olduğunu, davacının iddia ettiği sorunları kabul etmek anlamına gelmemek üzere araçtan beklenen faydayı azaltan ya da kullanım amacını ortadan kaldırıcı nitelikte ayıp olarak nitelendirilecek türde olmadığını, basit bir onarımla  giderilebileceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte araçta davacının kullanımı sırasında hasar görmesinden dolayı oluşan değer kaybı olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, eğer böyle bir durum mevcut ise değer kaybı hesaplanarak davanın ayıpsız misli ile değişim yönünde kabulü halinde bu bedelin davacıya yüklenmesinin gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı E. Otomotiv Tic.AŞ vekili cevap dilekçesi ile dava konusu aracın 21.08.2015 tarihinde satın alındığını, davanın ise 22.06.2018 tarihinde açıldığını, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' da açıkça belirtildiği üzere; "ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zaman aşımına tabidir." dendiğini, bu kanun maddesi dikkate alındığında dava konusu aracın teslim edildiği tarih ile dava tarihi arasında 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacı tarafın asli talep olarak aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ettiğini, bu talebin orantısız güçlük yarattığını, orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususların dikkate alındığını, somut olayda vernik atmaları olup bu aksaklığın giderilmesi için distribütör tarafından aracın boyanması teklif edilmesine rağmen davacı tarafın bu teklifi kabul etmediğini, bu şekilde ayıpsız misliyle değiştirilmesine sebep olacak şekilde önemli bir ayıp söz konusu olmayıp ücretsiz onarımın mümkün olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Fatura, Ödeme Belgeleri, İhtarname Örnekleri, Servis kayıtları, iş emirleri, trafik tescil kayıtları dosyaya celp edilmiştir. 

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacının satın aldığı  aracın ayıplı olup olmadığı, bu bağlamda davacının seçimlik haklarını kullanıp kullanamayacağı hususuna ilişkin davadır.

Dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyetinin dosyaya sunmuş oldukları 17/05/2019 tarihli raporlarında "...19.03.2019 tarihinde tespit ve kontrolü yapılan 34NE 2393 plakah ... aracın boyası üzerindeki vernik soyulmasının, aracın imalatı aşamasında fabrika üretimi sırasında yapılan vernikleme işlemindeki kusur nedeniyle oluşan zayıf adhezif tutunmaya bağlı ayıp olduğu, söz konusu hatanın oluşumunda kullanıcı hatası bulunmadığı, aracın tramer sisteminde 06.02.2017 tarihli bir adet kaza kaydı olduğu, bu kazada park yerinden geri geri çıkarken arka tamponu ile .... plakalı D. aracın sağ ön kapısına çarptığı, bu kazada değer kaybına yola açacak derecede sac aksamları etkileyecek bir hasarın oluşmayacağı, aracın vernik hatalı parçalarının boyanması durumunda 7.250,00 TL değer kaybı oluşacağı görüş ve kanaatine varılmıştır..." yönünde görüş beyan etmişlerdir. 

Taraf beyanları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 10/10/2020 tarihli ek raporlarında "...Tarafların 17/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı Sayın Mahkemeye sunmuş oldukları beyan ve itiraz dilekçelerinde 17/05/2019 tarihli kök rapordaki görüş ve kanaati etkileyebilecek yeni bir bilgi veya belgenin dosyaya sunulmadığı, bu çerçevede kök raporda ki görüş ve kanaatin muhafaza edildiği, davacı tarafın ayrıca 04/09/2019 tarihinde Sayın Mahkemeye sunmuş olduğu bildirim dilekçesindeki tavan boyasındaki boya açılması hususunun teyit edilmesi halinde kök rapordaki araç değer kaybı miktarının bu durumdan etkilenebileceği..."yönünde görüş beyan etmişlerdir. 

Taraflar arasındaki araç alım satım sözleşmesinin 21/08/2015 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. 6502 sayılı Kanun'un 8. maddesine göre: 

'' (1) Ayıplı mal tüketiciye teslimi anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

"Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerden bir veya birden fazlasını taşımayan, satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan, muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir .

6502 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre: 

'' Malın ayıplı olduğunun anlaşılması karşısında tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,

Seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ihtalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulamaz.'' şeklinde düzenleme bulunmaktadır. 

Davaya konu somut uyuşmazlık yukarıda belirtilen 6502 sayılı kanunun 8., 11. Maddeleri kapsamında incelendiğinde, davacının  21/08/2015 tarihinde davaya konu aracı davalı  E. Otomotivden  satın aldığı, diğer davalı Y. auto ise aracın ithalatçısı konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Aracın bazı kısımlarında vernik atmaları olduğu ileri sürülerek aracın ayıplı olduğu iddia edilmiştir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında aracın ayıplı olduğu ve ayıbın  aracın imalatı aşamasında fabrika üretimi sırasında yapılan vernikleme işleminden kaynaklandığı, dolayısıyla ayıbın üretim hatasından kaynaklandığı, herhangi bir kullanıcı hatası bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu sebeple dava konusu aracın 6502 sayılı kanunun 8. Maddesine göre ayıplı olduğunun kabulü gerekir.

 Davacı, aracındaki vernik atması probleminin dava tarihinden yaklaşık 3 ay önce ortaya çıktığını ve ayıp nedeniyle davalı satıcının yetkili servisine başvurduğu, bunun üzerine davalıların kendisine dönüş yaparak araçtaki ayıbın boyanarak giderilebileceğini beyan ettiği, davalıların da bu yöndeki beyanları doğrultusunda, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilmiştir. Yine aracın dava tarihi itibariyle garanti kapsamı içerinde olması nedeniyle zamanaşmı itirazı reddedilmiştir. 

Açıklanan nedenlerle, davacının ayıp nedeniyle seçimlik haklarını kullanma şartları oluşmuştur. 6502 sayılı kanunun 11. Maddesine göre satıcı ayıp halinde tüketicinin tercih ettiği seçimlik haklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Emsal mahiyette olan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/22641 Esas - 2018/ 9463 Karar sayılı 17/10/2018 tarihli yargıtay ilamına göre de,

''Davacı, sıfır kilometre olarak satın aldığı dava konusu 2013 model aracında henüz garanti kapsamında iken pek çok noktada boya patlamaları olduğunu, aracın tamamen boyanması gerektiğini bu durumun gizli ayıp niteliğinde olup araçta değer kaybına yol açacağını ileri sürerek satım sözleşmesinin iptali ile aracın misli ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davalı Teb Finansman A.Ş. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile 2400,00 TL değer düşüklüğü bedelinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı  tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının  aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

  3-Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değişimi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki boya hatasının üretimden kaynaklandığı, araçtan beklenen faydayı azalttığı gibi boyama bedeli hariç 2400,00 TL değer kaybına yol açacağı belirtilmiş ancak aracın değişimine de gerek olmadığı vurgulanmıştır. 

Mahkemece, bu bilirkişi raporunun hükme elverişli olduğu, taraf menfaatleri arasındaki denge ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında değer düşüklüğüne hükmedilmesi gerektiği belirtilerek 2400,00 TL bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmiş ise de;   seçimlik haklar noktasında yanılgıya düşülmüştür. 6502 sayılı yasanın 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir.  Elbette tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyi niyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır.

 Hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, aracın yeniden boyanması gerektiği, bu durumun değer kaybına yola açacağı ve kusurun imalat hatasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Hal böyle olunca davacının seçimlik haklarından aracın misliyle değiştirilmesi hakkını kullanması yasal hakkı olup iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil  etmemektedir. Araçtan beklenen faydanın azaldığı sabit olduğuna göre davacı değer düşüklüğü ile yetinmek mecburiyetinde de değildir. Davacının seçilmiş haklarından misli ile değişim hakkını kullandığı sabit olduğuna göre  mahkemece bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken,   yanılgılı gerekçe ile değer düşüklüğüne hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.'' Şeklinde hüküm kurulmuştur.  Emsal mahiyette olan Yargıtay ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, araçta üretimden kaynaklı ayıp olduğu, kullanımdan kaynaklanan bir ayıp olmadığı, ayıbın araç değerini düşürdüğü ve araçtan faydalanmayı etkilediği tespit edilmiş, ayıp nedeniyle yapılan işlemlerin hasar yönünden değer kaybı meydana getirdiği, aracın  ayıplı olması sebebiyle tüketicinin ayıplı malın değişimine ilişkin talebinde haklı olduğu kabul edilerek davacının talebinin kabulünün hakkaniyetli olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamında aldırılan bilirkişi kök ve ek raporuna göre, aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle bir değer kaybının oluşmadığı tespit edildiğinden değer kaybı hususunda hüküm kurulmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.  

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 

1-Davanın kabulü ile, dava konusu 34 ... plakalı, ... marka ve tipindeki .., ... şase nolu, ... motor nolu 2015 model aracın her türlü takyidatlarından ari olarak davacı tarafından davalılara iadesine, aynı marka ve model ayıpsız yeni sıfırı km aracın  davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 

2-Harçlar yasasına göre belirlenen 4.496,16 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 

3-Avukatlık ücret tarifesi gereğince belirlenen ... TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 

4-Davacı tarafından yapılan 72,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 314,00 TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.586,75 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 

5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 

6-HMK'nun 333.maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde yatırılan avansın kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2021


Katip 181498

 ¸e-imzalıdır

 

 

Hakim 194084

 

¸e-imzalıdır 

 
 
 

TÜRK MİLLETİ ADINA


T.C.

İSTANBUL 6.TÜKETİCİ MAHKEMESİ 

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO: 2019/

KARAR NO: 2021/

HAKİM: 

KATİP: 


DAVACI : T.K

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - [16697-96465-64467] UETS

DAVALILAR: 1- T. OTOMOBİL FABRİKASI ANONİM ŞİRKETİ -

VEKİLİ: Av. ...

: 2- E .. YEDEK PARÇA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 

VEKİLİ: Av. ...

DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 24/06/2019 

KARAR TARİHİ: 25/05/2021

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH  : 25/05/2021


Mahkememizde görülmekte bulunan tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan (malın ayıplı olmasından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 29.11.2018 tarihinde F...  E..  Gebze bayiinden F...   E... ... paketli aracı .... TL karşılığında satın aldığını, aracın 09.01.2019 tarihinde teslim edildiğini, müvekkilinin 10.01.2019 tarihinde sağ ön kapıda cam fitilinin içeriye doğru yanlış takıldığını fark ettiğini, bu durumun kendisine üretim kaynaklı olduğunun belirtildiğini, daha sonra müvekkilinin 29.01.2019 tarihinde trafikte aracı kullanırken vites kolunun 1.ve 2. vites kısmına (vites boştayken sol kısma) gelmediğini ve ciddi bir şekilde takılma yaptığını fark ettiğini, 30.01.2019 tarihinde aracını servise götürmek zorunda kaldığını, araçta vites takılma problemi yanında arka cam rezistansı açılınca araçta titreşim olduğunu kapatınca geçtiğini, 90 km/sa üstü hızlarda sol ön kapıdan rüzgar sesi geldiğini, sağ ön kapı cam fitilinin yanlış takıldığını, bu arada önceden sipariş verdiği krom aksesuarlarında montajının yapılacağını, yetkili kişi ile test sürüşüne çıkıldığını ve aracın serviste incelemeye alınması gerektiğinin söylendiğini, 01.02.2019 tarihinde aracın sorunlarının çözüldüğünün belirtilerek aracın kendisine teslim edildiğini, davacının servisten ayrıldıktan 10 km sonra vitesin aynı şekilde takıldığını ve sorunun giderilmediğini farkettiğini, aracın tekrar yetkili servise götürüldüğünü, müvekkiline aracın 1000 km’de bile olmadığını, vites vidalarının sıkıldığı, vites dişlilerinin birbirine alışması gerektiği ve kullandıkça vitesteki takılma probleminin düzeleceğinin belirtildiğini, müvekkilinin aracı kullanmaya devam etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin 27.03.2019 tarihinde aracın yağ kontrolünü yaptığını ve yaklaşık 4.000 km’de aracın yağ çubuğundaki seviyenin çeyrek olduğunu gördüğünü, yeniden servise gittiğini ve burada araca 1lt. yağ ilave edildiğini, bu şekilde araçta yağ eksiltme sorunun da ortaya çıktığını, aracın 1.vitesten 2.vitese atmak için debriyaja bastığı anda motor kısmından ardışık iki vuruntu sesi meydana gelmeye başladığını ve aracın silkelendiğini, bu sorunun da halen devam ettiğini, aracın rölantide çalışırken devir saatinin artıp azaldığının da görüldüğünü, davacının 19.04.2019 tarihinde bunları Fiat Efsane servisine anlattığını, yapılan incelemelerde araca sadece kalibrasyon yapıldığını ve servis kaydı oluşturulmadığını, davacının problemlerin çözülmemesi üzerine 24.04.2019 tarihinde diğer bir yetkili servis Kırmak Oto’ya aracını götürdüğünü, burada 30.01.2019 tarihindeki servis girişi haricinde servis girişi yapılmadığını öğrendiğini, araçtaki problemleri burada da belirttiğini, 06.05.2019 tarihinde aracı teslim aldığını, aynı gün akşamında aracı park etmek için geri vitesi kullanmak istediğinde vitesin çok sıkı bir şekilde takıldığını ve vitesi değiştiremediğini, bunun üzerine aracın çekici ile Kırmak Oto’ya götürüldüğünü, daha sonra aracın davacı tarafından teslim alındığını ve burada yapılan müdahalelerle de sorunların çözülmediğini, aracın sürekli sorun verdiğini beyanla  gizli ayıplı ... plakalı ....  aracın davalılara iadesi ile davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen -0-km yeni ayıpsız misli ile değişimini, bu talebin  kabulünün mümkün olmaması halinde terdiden ayıp oranında bedel indirimi ile şimdilik 10.000,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı T. ... AŞ vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının aracında onayı doğrultusunda yapılan ayar işlemi ile iddia edilen viteste takılma sorununun giderildiğini, dava tarihi itibariyle araçta giderilememiş mevcut bir arızanın olmadığını, davaya konu araçta üretim kaynaklı herhangi bir sorunun mevcut olmadığını, aracın vites kolunun takılma sorunu ile yetkili servislerine giriş yaptığını, yetkili servis tarafından ayar işlemi yapılarak aracın sorunsuz olarak teslim edildiğini, aynı şikayetle bir sonraki gelişinde araçta herhangi bir soruna rastlanmadığını, davacının sağ ön cam fitilinin içeriye doğru yanlış takıldığını iddia ettiğini, söz konusu durumun bir ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, yapılacak bilirkişi incelemesinde davacı tarafın iddialarının haksız nitelikte olduğunun sübuta ereceğini, araçtaki yağ tüketiminin aracın kullanılış biçimi ve sürüş şekline göre farklılık gösterebileceğini, dosya muhtevasında bu iddiayı ispatlayan hiçbir teknik verinin bulunmadığını ve davacı beyanlarının taraflarınca kabul edilmeyeceğini, Fiat marka Egea model araca ait kullanım kılavuzunda maksimum motor yağı tüketiminin genellikle her 1.000km’de 400 gram olduğunun belirtildiğini, bu hususun aracın yağ sarfiyatının normal sınırlarda olduğunu açıkça gösterdiğini, davacının sadece vites geçişlerindeki takılma ve cam rezistansı ile ilgili servis girişi olduğunu, diğer belirttiği yağ eksiltme, debriyaja basıldığında motor kısmında vuruntu sesi ve araç rölantide çalışırken devir saatinin artıp azaldığı hususlarının ne yetkili servislerince incelendiğini ne de sorun tespit edildiğini, davacının tarafına servis fişi verilmediği iddialarının kesinlikle gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı E... Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Dava konusu araca ait fatura, servis kayıtları, tramer kayıtları celp edilmiştir.

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, ayıplı mal nedeniyle ürünün ayıpsız misli ile değişimi talebine ilişkindir. 

Dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş oldukları raporlarında "...Dava konusu .... araçta keşif esnasında görülen debriyaja basınca ses problemi ve davalı T... Türk Otomobil firmasının yetkili servis kayıtlarındaki motor yağı eksiltme problemlerinin üretim kaynaklı teknik arızalar olduğu; bu arızalar haricinde başkaca bir arızasının olmadığı, Hukuki takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Dava konusu ... plakalı aracın yukarıda bahsedilen üretimden kaynaklı teknik problemleri nedeniyle “Ayıplı Mal” olarak değerlendirilebileceği, Dava konusu ... plakalı aracın keşif tarihi 05.11.2020 tarihinde kazasının bulunmamış olduğu görüldüğünden, araçta değer kaybı oluşturacak bir niteliğin bulunmadığı..." yönünde görüş beyan etmişlerdir. 

Taraf itirazları ve tespit edilen ayıpların giderilmesinin mümkün olup olmadığı, maldan beklenen faydanın azalıp azalmadığı hususlarında açıklama yapılmak üzere bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 29/03/2021 tarihli ek raporlarında "...29.12.2020 tarihli kök raporumuzda belirtilen kanaatlerimizde değişiklik olmadığı, l.-2.vites geçişinde veya 2.-l.vites geçişinde debriyaja basıldığında meydana gelen titreşim problemi ile motor yağı eksiltme problemlerinin çözümünde tamir, onarım veya komple aksam değişimleri ile teknik arızaların giderilmesinin mümkün olabileceği, Dava konusu 41 ABZ 957 plakalı araçta sürüş konforu açısından maldan beklenen faydanın azaldığı..." yönünde görüş beyan etmişlerdir. 

6502 Sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

 Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir." şeklinde düzenlenmiştir.

 Aynı yasanın 11. maddesi ise malın ayıplı olması halinde, tüketicinin seçimlik haklarını düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkı yenilik doğrucu (inşai) haklardandır. (Yargıtay 13 Hukuk Dairesinin 2018/489 Esas,2019/7685 Karar sayılı ilamı)

Mahkememizce, bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme ile  araçta, üretim hatasından kaynaklanan teknik arızaların mevcut olduğu anlaşılmış, maldan beklenen faydanın azaldığı tespit edilmiştir. Tüketicinin misli ile değişime ilişkin seçimlik hakkını kullanmasının Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesine de aykırılık teşkil etmeyeceği kanaatine varılarak mahkememizce davacının yasanın kendisine tanıdığı seçimlik hakkı satıcı ile birlikte üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabileceğinden tüm davalılar yönünden talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:( Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)

1-Davanın kabulü ile , dava konusu yapılan ... plaka sayılı 2018 model .. marka ... model ... şase numaralı aracın aynı marka ve aynı model ile aynı özellikleri taşıyan ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine, 

2-Harçlar yasasına göre belirlenen 4.742,49 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

3-Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince belirlenen .. TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,

4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti, 384,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.794,20 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 

5-HMK'nın 333. maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde yatırılan avansın kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2021


Katip 

 e-imza 

 

 

Hakim 

 e-imza  

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

T.C.

BAKIRKÖY

9. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

 

ESAS NO: 2021/Esas

KARAR NO: 2021/

HAKİM: 

KATİP: 

 

DAVACI: S.K

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - [16697-96465-64467] UETS

DAVALILAR:1- B. OTO SERVİS VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 

2- B. OTOMOTİV PAZARLAMA VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 

VEKİLİ: Av. 

DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 12/09/2019

KARAR TARİHİ: 22/04/2021

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2021

 

Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile;" Müvekkili 17.11.2016 tarihli fatura ile davalı satıcıdan, sıfır km ve trafik tescil plakası 34 .. olan ... Sedan marka araç satın aldığı,  Araç 10 km de iken arıza kodları okunduğu ve konfigürasyon yapıldığı, 02.12.2016 tarihinde, araç henüz 337 Km'de iken otomatik vites modunun hata vermesi nedeniyle arızalandığı, müvekkili yol yardım servisini aradığı, gelen ekip sorunu yerinde çözemediğinden, araç yetkili servis istasyonuna çekildiği, aracın onarımı sekiz gün sürdüğü,  aracı 10.12.2018 günü teslim aldığı,  Bu serviste aracın vites sistemi değiştiği, 12.12.2018 tarihinde aracı teslim aldıktan iki gün sonra araç yeniden aynı arızayı verdiği, yeniden servis istasyonunu aradığı, araç yeniden servis istasyonuna alındığı, araç onbeş gün serviste kaldığı, yapılan incelemede, arızanın aracın elektronik aksam kablolarının gevşek bağlanması nedeniyle voltaj dalgalanmasından kaynaklandığı iddia edilerek işlem yapıldığı ve müvekkile teslim edildiği, 5.044 km de aracın rot kolu değişimi ve bagaj lastiği montajı yapıldığı, açıklananlar haricinde yeni başkaca nedenlerle garanti kapsamında servis istasyonuna başvurduğu, araçta 14.04.2019 tarihinde çok ciddi bir problem daha meydana geldiği, aracın motorundan bir anda olağan çalışmasından farklı sesler gelmeye başladığı, motor durdurarak servis istasyonunu aradığı, araç yine çekici yardımıyla servis istasyonuna alındığı, yapılan incelemede, aracın motorunun değiştirilmesi gerektiği bildirildiği, müvekkili İstanbul 6.Sulh Hukuk mahkemesinin 2019/... D.iş sayılı dosyası ile araç üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, bilirkişi aracı yerinde incelediği ve dosyaya sunduğu raporda; "aracın herhangi bir kullanıcı işleminden kaynaklanmasının söz konusu olmadığı imalattan kaynaklı olarak ve satın alınma esnasında fark edilemeyecek nitelikte gizli ayıplı olduğunu" tespit ettiği,  aracın misli ile değişimi konusunda hukuki nitelemenin sayın mahkemeye ait olduğunu son derece yerinde olarak tespit eden sayın bilirkişi aracın onarımlardan kaynaklı olarak 45.000-TL değer kaybı söz konusu olacağı bu miktarın tüketicinin uğradığı gerçek zarar olduğunu belirttiğini, Sayın bilirkişi aracın yapmış olduğu kilometreyi baz alarak maldan faydalanamamanın söz konusu olmadığını iddia ettiği, bu değerlendirmeyi kabul etmelerinin mümkün olmadığı, aracın belli bir kilometre kullanılmış olması aracın sürekli servise girip çıktığı vites ve motor problemi gibi aracın en önemli ve temel aksamlarının imalattan kaynaklı ayıplı çıktığı ve servis ortamında tamir gördüğü gözetildiğinde müvekkilin bu segment bir araç almaktaki maldan beklediği  faydayı sağladığını iddia etmek doğru olmadığı, her araç ve 20-30 yıllık araçlarda 40-45 bin kilometre kullanılabileceği, lüks segmentte sıfır kilometre bir araç alan müvekkili vites sistemi, motoru tamir görmüş bir aracı kullanarak maldan beklediği faydayı sağlayamadığı, Müvekkili tarafından motor probleminin ortaya çıkmasından itibaren davalılara hitaben gönderilen maillerden aracın motorunun değişimi şeklinde onarım istemediğini aracın misli ile değişimini talep ettiğini, davalılar tarafından Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun davacıya tanıdığı aracın misli ile değişimine dair seçimlik hakkı kabul edilmediği ve aracın motoru değiştirilerek müvekkilden vekaletname istendiği aksi halde ikame aracı teslim etmesi istendiği, Davalıların müvekkil talebinin hilafına olarak araçta onarım yapması üzerine müvekkil araçsız kalmamak için vekaletnamede vererek mecburen aracını servisten teslim aldığı, Müvekkili daha sonra da aracın misli ile değişimi talebi kabul edilmediği, 31.07.2019 tarihinde araçta titreşim/sarsıntı meydana gelmesi üzerine yine araç servise girdiği, Müvekkil bunun üzerine de araç misli ile değişim talebini mail yolu ile ilettiği, fakat firma yetkilileri araçta herhangi bir değer kaybı olmadığından bahisle bu talebi reddettiği, müvekkili dava konusu aracı servisten teslim alırken ihtirazi kayıtla aracı teslim aldığı, servis fişi altına şu şekilde şerh düşüldüğü: "Yasal haklarım saklı kalmak kaydıyla ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla teslim aldım.", aracın emsallerinin şu anki piyasa değeri 300.000,00 TL olmasına rağmen bu aracı 150.000,00 TL'ye alabileceklerini bildirdiklerini, müvekkili tarafından davalılara hitaben yazılan maillerde de davalılara bildirildiği davalılar tarafından inkar edilmediği, davalılar dahi kendi yaptıkları tamirata güvenmemekte araca son derece düşük miktar teklif ettiği, tespit raporunun 3.sayfasında 7 numara altında belirtildiği üzere "taşıtın her iki arızasının da ekonomik ve teknik açıdan ciddi mahiyette bulunduğu, motor numarası değişiminin tescil dosyasına işleneceği, mevcut halde ikinci elde satışını önemli ölçüde güçleştireceği özellikle bulunduğu segment dikkate alındığında bu özelliklerdeki taşıtın müşteri portföyünün alımdan imtina edeceğinin açık olduğu ve önemli ölçüde maddi kayba neden olacağı," tespit edildiği, sayın bilirkişi değer kaybı zararını hesaplarken bu tespitleri ile çelişir şekilde bu segmentteki araç müşteri portföyünün bu aracı almakta imtina edeceğinden yola çıkarak önemli ölçüde değil sadece yüzde 15 oranında değer kaybı hesapladığı, davalılar müvekkile yüzde 50 oranında değer kaybı ile aracı iade almayı teklif ettiği, Gizli ayıplı  .......... Sedan marka 34 ................ plakalı aracın davalılara iadesi ile tüm iade ve değişim masrafları davalılara ait olmak üzere müştereken ve müteselsilen -0- km yeni ayıpsız misli ile değiştirilmesini,  mümkün olmaması halinde terdiden ayıplı aracın uğramış olduğu değer kaybının hesaplanarak şimdilik 45.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılara tahmilini" talep etmektedirler.

Davalılar vekili Cevap Dilekçesi ile ; " Araç 2016 yılında satın ve teslim alındığı, dava ise bu tarihten itibaren 3 yıl geçtikten sonra ikame edildiği, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; zamanaşımı ve yasal garanti süresinin sona ermesi nedeniyle müvekkil şirketin ayıba karşı sorumluluğu bulunmadığı, davacı tarafın talepleri net olmadığı gibi terditli ve belirsiz olduğu, açıklattırılması gerektiği, alıcının 4 adet seçimlik hakkı bulunduğu; bozucu yenilik doğurucu hakların niteliği gereği, bu seçimlik haklardan birinin kullanımı ile diğerlerinin tercih edilmesi mümkün olmadığı, davacı tarafın ne delil listesi ne de dava dilekçesinde beyan ettiği hususlara ilişkin belge ve deliller taraflarına tebliğ edilmediği, araç onarılarak sorunsuz şekilde davacı tarafa teslim edildiği, halihazırda davacı tarafından kullanılmaya devam ettiği, araçtaki arıza basit bir onarımla giderildiği, davacı tarafın aracın tahsis amacından faydalanmasını engelleyen yahut kullanımın emniyetini tehlikeye sokan bir durum söz konusu olmadığı, rapora ilişkin itirazları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafından düzenlenen bilirkişi tespit raporunda dahi "maldan faydalanmanın söz konusu olmadığı" şeklinde tespitte bulunulduğu, aracın motoru garanti kapsamında ücretsiz olarak değiştirilerek sorunsuz şekilde davacıya teslim edildiği, dava konusu araç dava tarih itibariyle de halihazırda  davacının kullanımında olduğu, Davacı tarafın motorunun sökülme veya değişme işleminin aracın değerini düşürmesi olasılığı fabrika standartlarında yapıldığı sürece söz konusu olmadığı, davacı tarafın aracında değiştirilecek parçaları orjinaline uygun şekilde orijinal parçalarla  değiştirildi ise dava konusu araçta herhangi bir değer kaybı oluşmayacağı, orjinale uygun yapılan bir onarım, davacı beyanının aksine, 2016 model aracın yeni bir motor ile değişmesi nedeniyle değer kaybına uğratmayacağı,  başta servis kayıtları olmak üzere TRAMER, ilgili trafik müdürlüğü ve sigorta şirketinden yapılacak araştırmalar doğrultusunda araçta meydana gelen hasarların ve yapılan işlemlerin tespit edilmesini, davacının iddialarının reddi ile, Davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, Esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, Yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini" beyan etmiştir.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:

Dava;  aracın iadesi mümkün değil ise değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.

Mahkememizce alınan 25/10/2020 tarihli bilirkişi raporu ve 15/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporu dosyada mübrezdir. 

Tüm dosya kapsamı ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu; 34 .............. plakalı, ............ şasi nolu, ................ , araç; 17/11/2016 tarihli alım vergisi ile davalı B... OTO SERVİS VE TİC. A.Ş tarafından Çatalca/Yeşilköy Gümrük den yurtdışından ithal edilerek davacı ..ya .. şasi nolu, ... motor nolu, Jaguar marka araç bedeli 105.430,07 TL ve %90 ÖTV ve %18 KDV dahil 236.374,21 TL bedel ile 2 yıl sınırsız km. garanti belgesi ile sıfır km. satılmış olduğu, dava konusu aracın davalı genel distribitör B... OTOMOTİV PAZ.VE TİC. A.Ş ve davalı B .. OTO SERVİS VE TİC. A.Ş tarafından yurtdışından ithal ederken düzenlediği faturada ... motor nolu olarak belirtilmesine karşın davacıya düzenlenen 5 gün sonraki tescil belgesinde ... motor nolu olarak farklı motor değiştirilmiş olduğu,  bu motor değişiminden davacıya bilgi verilmediği, akabinde garanti kapsamında ve çok kısa sürelerde oluşan 1. Önemli arızasının 337 km. de, 2. Önemli arızasının 43356 km'de hareket edemeyecek seviyede motorda olduğu, keşif esnasındaki tespit edilen araçtaki titreşimden de araçta satış esnasında yapılmış olan fabrika şartları harici uygun olmayan servis ortamında yapılan motor değişiminden kaynaklı olduğu, aracın satış hizmetinden kaynaklı GİZLİ AYIPLI olarak değerlendirilmesi gerektiği; davaya konu arızaların kullanım hatasından kaynaklanmayan, satın alma esnasında makul ve yeterli bir süre inceleme ile anlaşılamayacak olması nedeniyle araçtan beklenen faydayı, performansı ve kullanım konforunu azaltması sebebiyle dava konusu aracın 6502 sayılı T.K.H.K.’nın 8. maddesi kapsamında AYIPLI MAL niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihi 12/09/2019 itibariyle; dava konusu araçta oluşan değer kaybı 132.907,20 TL  olduğu anlaşılmış, neticeten davacının davasını açmakta haklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

1-Davanın KABULÜ İLE;

a)Dava konusu yapılan 34 .. plaka sayılı, ... marka 2016 model ... aynı marka, ... Şase nolu, kırmızı renkli ve aynı özellikteki ayıpsız misli ile değiştirilmesine, 

b)Ayıplı aracın tüm masrafları (iade konusundaki) davalılar tarafından karşılanmak üzere davacı tarafından üzerindeki tüm takyidatlarda ari bir hale getirilerek davalılara iadesine,

2-Dava konusu yapılan 34 ... plaka sayılı, ... marka 2016 model ... aynı marka, ... Şase nolu, kırmızı renkli aracın aynı model, aynı marka ve aynı özellikteki ayıpsız misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde İİK m.24 uyarınca işlem yapılmasına,  

Davacı vekil ile temsil ettiğinden A.A.Ü.T ne göre takdir edilen ... -TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 

20.507,69TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,

Davacı tarafından yapılan 1947,00TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,

Kullanılmayan gider avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde ilgililere iadesine,   

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021

 

Katip 242880

 ¸

 

 

Hakim 194388

 ¸

 

 

 

 


TÜRK MİLLETİ ADINA


T.C.

İSTANBUL

6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO: 2019/

KARAR NO: 2021/

HAKİM: 

KATİP: 


DAVACI : T.K

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - [16697-96465-64467] UETS

DAVALILAR: 1- T. OTOMOBİL FABRİKASI ANONİM ŞİRKETİ -

VEKİLİ: Av. ...

: 2- E .. YEDEK PARÇA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 

VEKİLİ: Av. ...

DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 24/06/2019 

KARAR TARİHİ: 25/05/2021

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH  : 25/05/2021


Mahkememizde görülmekte bulunan tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan (malın ayıplı olmasından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 29.11.2018 tarihinde F...  E..  Gebze bayiinden F...   E... ... paketli aracı .... TL karşılığında satın aldığını, aracın 09.01.2019 tarihinde teslim edildiğini, müvekkilinin 10.01.2019 tarihinde sağ ön kapıda cam fitilinin içeriye doğru yanlış takıldığını fark ettiğini, bu durumun kendisine üretim kaynaklı olduğunun belirtildiğini, daha sonra müvekkilinin 29.01.2019 tarihinde trafikte aracı kullanırken vites kolunun 1.ve 2. vites kısmına (vites boştayken sol kısma) gelmediğini ve ciddi bir şekilde takılma yaptığını fark ettiğini, 30.01.2019 tarihinde aracını servise götürmek zorunda kaldığını, araçta vites takılma problemi yanında arka cam rezistansı açılınca araçta titreşim olduğunu kapatınca geçtiğini, 90 km/sa üstü hızlarda sol ön kapıdan rüzgar sesi geldiğini, sağ ön kapı cam fitilinin yanlış takıldığını, bu arada önceden sipariş verdiği krom aksesuarlarında montajının yapılacağını, yetkili kişi ile test sürüşüne çıkıldığını ve aracın serviste incelemeye alınması gerektiğinin söylendiğini, 01.02.2019 tarihinde aracın sorunlarının çözüldüğünün belirtilerek aracın kendisine teslim edildiğini, davacının servisten ayrıldıktan 10 km sonra vitesin aynı şekilde takıldığını ve sorunun giderilmediğini farkettiğini, aracın tekrar yetkili servise götürüldüğünü, müvekkiline aracın 1000 km’de bile olmadığını, vites vidalarının sıkıldığı, vites dişlilerinin birbirine alışması gerektiği ve kullandıkça vitesteki takılma probleminin düzeleceğinin belirtildiğini, müvekkilinin aracı kullanmaya devam etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin 27.03.2019 tarihinde aracın yağ kontrolünü yaptığını ve yaklaşık 4.000 km’de aracın yağ çubuğundaki seviyenin çeyrek olduğunu gördüğünü, yeniden servise gittiğini ve burada araca 1lt. yağ ilave edildiğini, bu şekilde araçta yağ eksiltme sorunun da ortaya çıktığını, aracın 1.vitesten 2.vitese atmak için debriyaja bastığı anda motor kısmından ardışık iki vuruntu sesi meydana gelmeye başladığını ve aracın silkelendiğini, bu sorunun da halen devam ettiğini, aracın rölantide çalışırken devir saatinin artıp azaldığının da görüldüğünü, davacının 19.04.2019 tarihinde bunları Fiat Efsane servisine anlattığını, yapılan incelemelerde araca sadece kalibrasyon yapıldığını ve servis kaydı oluşturulmadığını, davacının problemlerin çözülmemesi üzerine 24.04.2019 tarihinde diğer bir yetkili servis Kırmak Oto’ya aracını götürdüğünü, burada 30.01.2019 tarihindeki servis girişi haricinde servis girişi yapılmadığını öğrendiğini, araçtaki problemleri burada da belirttiğini, 06.05.2019 tarihinde aracı teslim aldığını, aynı gün akşamında aracı park etmek için geri vitesi kullanmak istediğinde vitesin çok sıkı bir şekilde takıldığını ve vitesi değiştiremediğini, bunun üzerine aracın çekici ile Kırmak Oto’ya götürüldüğünü, daha sonra aracın davacı tarafından teslim alındığını ve burada yapılan müdahalelerle de sorunların çözülmediğini, aracın sürekli sorun verdiğini beyanla  gizli ayıplı ... plakalı ....  aracın davalılara iadesi ile davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen -0-km yeni ayıpsız misli ile değişimini, bu talebin  kabulünün mümkün olmaması halinde terdiden ayıp oranında bedel indirimi ile şimdilik 10.000,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı T. ... AŞ vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının aracında onayı doğrultusunda yapılan ayar işlemi ile iddia edilen viteste takılma sorununun giderildiğini, dava tarihi itibariyle araçta giderilememiş mevcut bir arızanın olmadığını, davaya konu araçta üretim kaynaklı herhangi bir sorunun mevcut olmadığını, aracın vites kolunun takılma sorunu ile yetkili servislerine giriş yaptığını, yetkili servis tarafından ayar işlemi yapılarak aracın sorunsuz olarak teslim edildiğini, aynı şikayetle bir sonraki gelişinde araçta herhangi bir soruna rastlanmadığını, davacının sağ ön cam fitilinin içeriye doğru yanlış takıldığını iddia ettiğini, söz konusu durumun bir ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, yapılacak bilirkişi incelemesinde davacı tarafın iddialarının haksız nitelikte olduğunun sübuta ereceğini, araçtaki yağ tüketiminin aracın kullanılış biçimi ve sürüş şekline göre farklılık gösterebileceğini, dosya muhtevasında bu iddiayı ispatlayan hiçbir teknik verinin bulunmadığını ve davacı beyanlarının taraflarınca kabul edilmeyeceğini, Fiat marka Egea model araca ait kullanım kılavuzunda maksimum motor yağı tüketiminin genellikle her 1.000km’de 400 gram olduğunun belirtildiğini, bu hususun aracın yağ sarfiyatının normal sınırlarda olduğunu açıkça gösterdiğini, davacının sadece vites geçişlerindeki takılma ve cam rezistansı ile ilgili servis girişi olduğunu, diğer belirttiği yağ eksiltme, debriyaja basıldığında motor kısmında vuruntu sesi ve araç rölantide çalışırken devir saatinin artıp azaldığı hususlarının ne yetkili servislerince incelendiğini ne de sorun tespit edildiğini, davacının tarafına servis fişi verilmediği iddialarının kesinlikle gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı E... Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Dava konusu araca ait fatura, servis kayıtları, tramer kayıtları celp edilmiştir.

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, ayıplı mal nedeniyle ürünün ayıpsız misli ile değişimi talebine ilişkindir. 

Dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş oldukları raporlarında "...Dava konusu .... araçta keşif esnasında görülen debriyaja basınca ses problemi ve davalı T... Türk Otomobil firmasının yetkili servis kayıtlarındaki motor yağı eksiltme problemlerinin üretim kaynaklı teknik arızalar olduğu; bu arızalar haricinde başkaca bir arızasının olmadığı, Hukuki takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Dava konusu ... plakalı aracın yukarıda bahsedilen üretimden kaynaklı teknik problemleri nedeniyle “Ayıplı Mal” olarak değerlendirilebileceği, Dava konusu ... plakalı aracın keşif tarihi 05.11.2020 tarihinde kazasının bulunmamış olduğu görüldüğünden, araçta değer kaybı oluşturacak bir niteliğin bulunmadığı..." yönünde görüş beyan etmişlerdir. 

Taraf itirazları ve tespit edilen ayıpların giderilmesinin mümkün olup olmadığı, maldan beklenen faydanın azalıp azalmadığı hususlarında açıklama yapılmak üzere bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 29/03/2021 tarihli ek raporlarında "...29.12.2020 tarihli kök raporumuzda belirtilen kanaatlerimizde değişiklik olmadığı, l.-2.vites geçişinde veya 2.-l.vites geçişinde debriyaja basıldığında meydana gelen titreşim problemi ile motor yağı eksiltme problemlerinin çözümünde tamir, onarım veya komple aksam değişimleri ile teknik arızaların giderilmesinin mümkün olabileceği, Dava konusu 41 ABZ 957 plakalı araçta sürüş konforu açısından maldan beklenen faydanın azaldığı..." yönünde görüş beyan etmişlerdir. 

6502 Sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

 Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir." şeklinde düzenlenmiştir.

 Aynı yasanın 11. maddesi ise malın ayıplı olması halinde, tüketicinin seçimlik haklarını düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkı yenilik doğrucu (inşai) haklardandır. (Yargıtay 13 Hukuk Dairesinin 2018/489 Esas,2019/7685 Karar sayılı ilamı)

Mahkememizce, bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme ile  araçta, üretim hatasından kaynaklanan teknik arızaların mevcut olduğu anlaşılmış, maldan beklenen faydanın azaldığı tespit edilmiştir. Tüketicinin misli ile değişime ilişkin seçimlik hakkını kullanmasının Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesine de aykırılık teşkil etmeyeceği kanaatine varılarak mahkememizce davacının yasanın kendisine tanıdığı seçimlik hakkı satıcı ile birlikte üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabileceğinden tüm davalılar yönünden talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:( Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)

1-Davanın kabulü ile , dava konusu yapılan ... plaka sayılı 2018 model .. marka ... model ... şase numaralı aracın aynı marka ve aynı model ile aynı özellikleri taşıyan ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine, 

2-Harçlar yasasına göre belirlenen 4.742,49 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

3-Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince belirlenen .. TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,

4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti, 384,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.794,20 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 

5-HMK'nın 333. maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde yatırılan avansın kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2021


Katip 

 e-imza 

 

 

Hakim 

 e-imza 


 


T.C.

BAKIRKÖY

9. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO: 2021/Esas

KARAR NO: 2021/

HAKİM: 

KATİP: 


DAVACI : S.K

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - [16697-96465-64467] UETS

DAVALILAR:1- B. OTO SERVİS VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 

2- B. OTOMOTİV PAZARLAMA VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 

VEKİLİ: Av. 

DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 12/09/2019

KARAR TARİHİ: 22/04/2021

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH  : 31/05/2021


Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile;" Müvekkili 17.11.2016 tarihli fatura ile davalı satıcıdan, sıfır km ve trafik tescil plakası 34 .. olan ... Sedan marka araç satın aldığı,  Araç 10 km de iken arıza kodları okunduğu ve konfigürasyon yapıldığı, 02.12.2016 tarihinde, araç henüz 337 Km'de iken otomatik vites modunun hata vermesi nedeniyle arızalandığı, müvekkili yol yardım servisini aradığı, gelen ekip sorunu yerinde çözemediğinden, araç yetkili servis istasyonuna çekildiği, aracın onarımı sekiz gün sürdüğü,  aracı 10.12.2018 günü teslim aldığı,  Bu serviste aracın vites sistemi değiştiği, 12.12.2018 tarihinde aracı teslim aldıktan iki gün sonra araç yeniden aynı arızayı verdiği, yeniden servis istasyonunu aradığı, araç yeniden servis istasyonuna alındığı, araç onbeş gün serviste kaldığı, yapılan incelemede, arızanın aracın elektronik aksam kablolarının gevşek bağlanması nedeniyle voltaj dalgalanmasından kaynaklandığı iddia edilerek işlem yapıldığı ve müvekkile teslim edildiği, 5.044 km de aracın rot kolu değişimi ve bagaj lastiği montajı yapıldığı, açıklananlar haricinde yeni başkaca nedenlerle garanti kapsamında servis istasyonuna başvurduğu, araçta 14.04.2019 tarihinde çok ciddi bir problem daha meydana geldiği, aracın motorundan bir anda olağan çalışmasından farklı sesler gelmeye başladığı, motor durdurarak servis istasyonunu aradığı, araç yine çekici yardımıyla servis istasyonuna alındığı, yapılan incelemede, aracın motorunun değiştirilmesi gerektiği bildirildiği, müvekkili İstanbul 6.Sulh Hukuk mahkemesinin 2019/... D.iş sayılı dosyası ile araç üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, bilirkişi aracı yerinde incelediği ve dosyaya sunduğu raporda; "aracın herhangi bir kullanıcı işleminden kaynaklanmasının söz konusu olmadığı imalattan kaynaklı olarak ve satın alınma esnasında fark edilemeyecek nitelikte gizli ayıplı olduğunu" tespit ettiği,  aracın misli ile değişimi konusunda hukuki nitelemenin sayın mahkemeye ait olduğunu son derece yerinde olarak tespit eden sayın bilirkişi aracın onarımlardan kaynaklı olarak 45.000-TL değer kaybı söz konusu olacağı bu miktarın tüketicinin uğradığı gerçek zarar olduğunu belirttiğini, Sayın bilirkişi aracın yapmış olduğu kilometreyi baz alarak maldan faydalanamamanın söz konusu olmadığını iddia ettiği, bu değerlendirmeyi kabul etmelerinin mümkün olmadığı, aracın belli bir kilometre kullanılmış olması aracın sürekli servise girip çıktığı vites ve motor problemi gibi aracın en önemli ve temel aksamlarının imalattan kaynaklı ayıplı çıktığı ve servis ortamında tamir gördüğü gözetildiğinde müvekkilin bu segment bir araç almaktaki maldan beklediği  faydayı sağladığını iddia etmek doğru olmadığı, her araç ve 20-30 yıllık araçlarda 40-45 bin kilometre kullanılabileceği, lüks segmentte sıfır kilometre bir araç alan müvekkili vites sistemi, motoru tamir görmüş bir aracı kullanarak maldan beklediği faydayı sağlayamadığı, Müvekkili tarafından motor probleminin ortaya çıkmasından itibaren davalılara hitaben gönderilen maillerden aracın motorunun değişimi şeklinde onarım istemediğini aracın misli ile değişimini talep ettiğini, davalılar tarafından Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun davacıya tanıdığı aracın misli ile değişimine dair seçimlik hakkı kabul edilmediği ve aracın motoru değiştirilerek müvekkilden vekaletname istendiği aksi halde ikame aracı teslim etmesi istendiği, Davalıların müvekkil talebinin hilafına olarak araçta onarım yapması üzerine müvekkil araçsız kalmamak için vekaletnamede vererek mecburen aracını servisten teslim aldığı, Müvekkili daha sonra da aracın misli ile değişimi talebi kabul edilmediği, 31.07.2019 tarihinde araçta titreşim/sarsıntı meydana gelmesi üzerine yine araç servise girdiği, Müvekkil bunun üzerine de araç misli ile değişim talebini mail yolu ile ilettiği, fakat firma yetkilileri araçta herhangi bir değer kaybı olmadığından bahisle bu talebi reddettiği, müvekkili dava konusu aracı servisten teslim alırken ihtirazi kayıtla aracı teslim aldığı, servis fişi altına şu şekilde şerh düşüldüğü: "Yasal haklarım saklı kalmak kaydıyla ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla teslim aldım.", aracın emsallerinin şu anki piyasa değeri 300.000,00 TL olmasına rağmen bu aracı 150.000,00 TL'ye alabileceklerini bildirdiklerini, müvekkili tarafından davalılara hitaben yazılan maillerde de davalılara bildirildiği davalılar tarafından inkar edilmediği, davalılar dahi kendi yaptıkları tamirata güvenmemekte araca son derece düşük miktar teklif ettiği, tespit raporunun 3.sayfasında 7 numara altında belirtildiği üzere "taşıtın her iki arızasının da ekonomik ve teknik açıdan ciddi mahiyette bulunduğu, motor numarası değişiminin tescil dosyasına işleneceği, mevcut halde ikinci elde satışını önemli ölçüde güçleştireceği özellikle bulunduğu segment dikkate alındığında bu özelliklerdeki taşıtın müşteri portföyünün alımdan imtina edeceğinin açık olduğu ve önemli ölçüde maddi kayba neden olacağı," tespit edildiği, sayın bilirkişi değer kaybı zararını hesaplarken bu tespitleri ile çelişir şekilde bu segmentteki araç müşteri portföyünün bu aracı almakta imtina edeceğinden yola çıkarak önemli ölçüde değil sadece yüzde 15 oranında değer kaybı hesapladığı, davalılar müvekkile yüzde 50 oranında değer kaybı ile aracı iade almayı teklif ettiği, Gizli ayıplı  .......... Sedan marka 34 ................ plakalı aracın davalılara iadesi ile tüm iade ve değişim masrafları davalılara ait olmak üzere müştereken ve müteselsilen -0- km yeni ayıpsız misli ile değiştirilmesini,  mümkün olmaması halinde terdiden ayıplı aracın uğramış olduğu değer kaybının hesaplanarak şimdilik 45.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılara tahmilini" talep etmektedirler.

Davalılar vekili Cevap Dilekçesi ile ; " Araç 2016 yılında satın ve teslim alındığı, dava ise bu tarihten itibaren 3 yıl geçtikten sonra ikame edildiği, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; zamanaşımı ve yasal garanti süresinin sona ermesi nedeniyle müvekkil şirketin ayıba karşı sorumluluğu bulunmadığı, davacı tarafın talepleri net olmadığı gibi terditli ve belirsiz olduğu, açıklattırılması gerektiği, alıcının 4 adet seçimlik hakkı bulunduğu; bozucu yenilik doğurucu hakların niteliği gereği, bu seçimlik haklardan birinin kullanımı ile diğerlerinin tercih edilmesi mümkün olmadığı, davacı tarafın ne delil listesi ne de dava dilekçesinde beyan ettiği hususlara ilişkin belge ve deliller taraflarına tebliğ edilmediği, araç onarılarak sorunsuz şekilde davacı tarafa teslim edildiği, halihazırda davacı tarafından kullanılmaya devam ettiği, araçtaki arıza basit bir onarımla giderildiği, davacı tarafın aracın tahsis amacından faydalanmasını engelleyen yahut kullanımın emniyetini tehlikeye sokan bir durum söz konusu olmadığı, rapora ilişkin itirazları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafından düzenlenen bilirkişi tespit raporunda dahi "maldan faydalanmanın söz konusu olmadığı" şeklinde tespitte bulunulduğu, aracın motoru garanti kapsamında ücretsiz olarak değiştirilerek sorunsuz şekilde davacıya teslim edildiği, dava konusu araç dava tarih itibariyle de halihazırda  davacının kullanımında olduğu, Davacı tarafın motorunun sökülme veya değişme işleminin aracın değerini düşürmesi olasılığı fabrika standartlarında yapıldığı sürece söz konusu olmadığı, davacı tarafın aracında değiştirilecek parçaları orjinaline uygun şekilde orijinal parçalarla  değiştirildi ise dava konusu araçta herhangi bir değer kaybı oluşmayacağı, orjinale uygun yapılan bir onarım, davacı beyanının aksine, 2016 model aracın yeni bir motor ile değişmesi nedeniyle değer kaybına uğratmayacağı,  başta servis kayıtları olmak üzere TRAMER, ilgili trafik müdürlüğü ve sigorta şirketinden yapılacak araştırmalar doğrultusunda araçta meydana gelen hasarların ve yapılan işlemlerin tespit edilmesini, davacının iddialarının reddi ile, Davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, Esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, Yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini" beyan etmiştir.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:

Dava;  aracın iadesi mümkün değil ise değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.

Mahkememizce alınan 25/10/2020 tarihli bilirkişi raporu ve 15/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporu dosyada mübrezdir. 

Tüm dosya kapsamı ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu; 34 .............. plakalı, ............ şasi nolu, ................ , araç; 17/11/2016 tarihli alım vergisi ile davalı B... OTO SERVİS VE TİC. A.Ş tarafından Çatalca/Yeşilköy Gümrük den yurtdışından ithal edilerek davacı ..ya .. şasi nolu, ... motor nolu, Jaguar marka araç bedeli 105.430,07 TL ve %90 ÖTV ve %18 KDV dahil 236.374,21 TL bedel ile 2 yıl sınırsız km. garanti belgesi ile sıfır km. satılmış olduğu, dava konusu aracın davalı genel distribitör B... OTOMOTİV PAZ.VE TİC. A.Ş ve davalı B .. OTO SERVİS VE TİC. A.Ş tarafından yurtdışından ithal ederken düzenlediği faturada ... motor nolu olarak belirtilmesine karşın davacıya düzenlenen 5 gün sonraki tescil belgesinde ... motor nolu olarak farklı motor değiştirilmiş olduğu,  bu motor değişiminden davacıya bilgi verilmediği, akabinde garanti kapsamında ve çok kısa sürelerde oluşan 1. Önemli arızasının 337 km. de, 2. Önemli arızasının 43356 km'de hareket edemeyecek seviyede motorda olduğu, keşif esnasındaki tespit edilen araçtaki titreşimden de araçta satış esnasında yapılmış olan fabrika şartları harici uygun olmayan servis ortamında yapılan motor değişiminden kaynaklı olduğu, aracın satış hizmetinden kaynaklı GİZLİ AYIPLI olarak değerlendirilmesi gerektiği; davaya konu arızaların kullanım hatasından kaynaklanmayan, satın alma esnasında makul ve yeterli bir süre inceleme ile anlaşılamayacak olması nedeniyle araçtan beklenen faydayı, performansı ve kullanım konforunu azaltması sebebiyle dava konusu aracın 6502 sayılı T.K.H.K.’nın 8. maddesi kapsamında AYIPLI MAL niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihi 12/09/2019 itibariyle; dava konusu araçta oluşan değer kaybı 132.907,20 TL  olduğu anlaşılmış, neticeten davacının davasını açmakta haklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

1-Davanın KABULÜ İLE;

a)Dava konusu yapılan 34 .. plaka sayılı, ... marka 2016 model ... aynı marka, ... Şase nolu, kırmızı renkli ve aynı özellikteki ayıpsız misli ile değiştirilmesine, 

b)Ayıplı aracın tüm masrafları (iade konusundaki) davalılar tarafından karşılanmak üzere davacı tarafından üzerindeki tüm takyidatlarda ari bir hale getirilerek davalılara iadesine,

2-Dava konusu yapılan 34 ... plaka sayılı, ... marka 2016 model ... aynı marka, ... Şase nolu, kırmızı renkli aracın aynı model, aynı marka ve aynı özellikteki ayıpsız misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde İİK m.24 uyarınca işlem yapılmasına,  

Davacı vekil ile temsil ettiğinden A.A.Ü.T ne göre takdir edilen ... -TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 

20.507,69TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,

Davacı tarafından yapılan 1947,00TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,

Kullanılmayan gider avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde ilgililere iadesine,   

 

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021

 

Dikkat: Yukarıdaki makalenin tüm hakları saklıdır (© Hukuk Makaleleri/ Tüketicinin Tercih Hakkı -2011). Makale veya makalenin herhangi bir kısmını veya Mahkeme Kararlarını, herhangi bir iletişim ortamında (internet, basın veya yerel ortamlar) veya mahkeme dava dosyalarında Av.Yusuf Ayık'tan yazılı izin alınmadan kullanılamaz. Aksi durumlar emeğe saygısızlık ve 5846 sayılı Fikir ve San. Es. Kanunu'na muhalefet anlamına geleceği gibi uğranılan zararlar nedeniyle de herhangi bir sorumluluk kabul edilmez.

Galeri

İlgili makaleye ait galeri bulunmamaktadır.

Video

İlgili makaleye ait video bulunmamaktadır.