ÖLÜMLÜ VE YARALANMALI TRAFİK KAZALARINDA ZAMANAŞIMI 10.01.2017

           Meydana gelene trafik kazası tek yanlı ise ve kaza sırasında araçta ölen sürücüden başka kimse yoksa veya olmasına rağmen araçtaki kişiler bir zarar görmemişlerse ortada bir suç ve şüpheli bulunmadığından, 2918 sayılı KTK’nun 109.maddesi 2.fıkrasındaki uzamış  ceza zamanaşımı söz konusu değildir. Bu durumda ölen sürücünün desteğinden yoksun kalan hak sahiplerinin 109.maddenin 1.fıkrasındaki  (2) yıllık zamanaşımı süresi içinde sigortacıya başvurmaları gerekir.

          Ancak,  iki yıl içinde başvurulmasına karşın sigortacı, yasal olmayan nedenlerle ve çeşitli bahanelerle iki (2) yıllık süreyi geçirerek tazminat ödememişse, bu davranışının hukukça korunmasına imkan yoktur. Zamanaşımı süresini ileri sürerek tazminat ödemekten kaçınamaz. Çünkü  yasa tazminat ödeme süresinden değil başvurudan bahsetmiş olmakla, iki yıl içinde sigortacıya başvuruda bulunulmakla zamanaşımı kesilmiş olur.  

 

          Tek yanlı kazada hem sürücü veya işleten ölmüş ve hem de araçta bulunan üçüncü kişiler ölmüş veya yaralanmışlarsa, ölen sürücü veya işletenin desteğinden yoksun kalanlar yönünden zamanaşımı, 2918 sayılı KTK’nun 109.maddesi 2.fıkrasındaki uzamış ceza zamanaşımı değil, 109.maddenin 1.fıkrasındaki (2) iki yıllık zamanaşımı söz konusu olacaktır.

          Buna karşılık aynı kazada araç içinde yolcu olarak bulunan üçüncü kişi ölmüşse desteğinden yoksun kalanların işletene, sürücüye veya ölmüşlerse mirasçılarına ve aracın sigortacısına karşı açacakları davanın zamanaşımı (15) yıl olacaktır. (2918/KTK.m.109/2 ve TCK.m.66/d)

Üçüncü kişi ölmeyip yaralanmışsa, işletene, sürücüye veya mirasçıları ile aracın sigortacısına karşı açacağı davanın zamanaşımı (8) yıl olacaktır. (2918/KTK.m.109/2 ve TCK.m.66/e)

         Sürücünün veya işletenin yüzde yüz veya belli bir oranda kusurlu bulundukları  kazada (kendileri değil de) araçta bulunan yakınlardan biri ölmüşse,  örneğin  ölen kişi eş veya çocuk ise, annelerinin desteğinden yoksun kalan çocuklar veya  çocuğunun desteğinden yoksun kalan anne, sigortaya başvurmada Yasa’nın 109/2.maddesindeki uzamış (ceza) zamanaşımı süresinden yararlanabilecektir. Çünkü, ölen kişi yakınlardan biri de olsa, ortada cezalandırılması gereken bir suç vardır. Bu durumda, KTK’nun 109/2.maddesinin yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nun  66.maddesinin (d) bendine göre zamanaşımı süresi (15) yıl olacaktır.            

          Sürücünün veya işletenin yüzde yüz veya belli bir oranda kusuruyla meydana gelen kazada, yakınlardan biri bedensel zarara uğramışsa, sigortacıya başvurma süresi,  gene uzamış (ceza) zamanaşımı  süresi olacaktır. Bu durumda, KTK’nun 109/2.maddesinin yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nun  66.maddesi (e) bendine göre zamanaşımı süresi (8) yıldır.        

          Tek yanlı kazada, kazanın nedeni araçtaki bozukluk (teknik arıza) ise, ölen sürücünün veya işletenin desteğinden yoksun kalan yakınlarının sigortaya başvurma süresinin, uzamış (ceza) zamanaşımı  süresi olacağı görüşündeyiz. Çünkü,teknik arıza”nın nedeni (imalat hataları dışında)işveren tarafından düzenli (periyodik) bakımın yapılmamasından ya da eski ve trafiğe elverişsiz taşıtların sefere konulmasından kaynaklanmaktadır. Fren ve lastik patlaması, rot çıkması, direksiyon kilitlenmesi v.b. gibi  “teknik arıza”  olarak adlandırılan çoğu bozukluklar, beklenmeyen ve önceden tahmin edilemeyen durumlar değil, araçtaki bakımsızlıktan kaynaklanan “işletme kusurları”dır. İşletenlerin, araçların  düzenli (periyodik) bakımlarını yaptırmamaları, frenleri kontrol ettirmemeleri, aşırı yükle yıpranmış, hurdalaşmış, teknik şartlara uymayan araçları trafiğe çıkarmaları, yasaların emredici hükümlerine aykırı birer “işletme kusurudur. Bu işletme kusurlarının, bir kazaya yol açması ve bu kazanın ölüm veya yaralanma ile sonuçlanması durumunda, aynı zamanda bir “taksirli suç” niteliğinde olduğu kabul olunmalıdır. .

           KTK’nun 29.maddesine göre “Araçların yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyması zorunludur. 30.maddeye göre, araçların teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur. Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve özellikle 38. maddeye uygun  olmayan araçların karayoluna çıkarılmaları işletenler yönünden ağır kusur ve suç sayılmalı;  Trafik ve Taşıma Yasaları ile bunlara bağlı Yönetmeliklerdeki emredici hükümlere aykırı olarak “teknik” yönden uygun olmayan ve düzenli bakımı yapılmayan araçları sefere koymalarının “yasalardaki emredici hükümlere, kurallara,yönetmeliklere aykırı” eylemler olduğu ve “taksirli suç” olarak ceza kovuşturmasını gerektireceği sonucuna varılmalıdır.

Sonuç olarak, “teknik arıza” yasalara aykırı bir savsama ve bir suç olduğundan, bundan kaynaklanan ölüm ve yaralanmalara da “uzamış ceza zamanaşımı” süreleri uygulanmalıdır.

 

 

Konu ile ilgili mahkeme Kararları :

 

 

                                T .C.

                          İSTANBUL

ANADOLU 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2011/503

KARAR NO : 2013/429

HAKİM :xxxxxxxxx

KATİP : xxxxxxxxx

DAVACILAR : 1- K.T

2- D. T. -

3- E. T.

[VEKİLİ] : Av. Y.A. 

DAVALILAR : 1- S. T. TAŞIMACILIK OTOMOTİV SAN TİC LTD ŞTİ 

 [VEKİLİ] : Av. xxxxxxxxx

2 - A. A. SİGORTA ŞİRKETİ - 

VEKİLİ : xxxxxxxxx

3 – Sürücü xxxxxxxxx

DAVA : Maddi- manevi tazminat

DAVA TARİHİ : 14/06/2011

KARAR TARİHİ : 27/06/2013

 

Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacılar vekili dava dilekçesi ile, davalılardan sürücü M.A.Z davalı şirket S.Turizm adına kayıtlı 34 .. ... plakalı araç ile 27.05.2009 günü müvekkili K.T'ye çarparak ağır yaralanmasına neden olduğunu, olay günü saat 19.00 sıralarında 34 .. ..... plakalı otobüs ile sokak arasına hızla giren sürücü yolda oynamakta olan müvekkili küçük Kaan Tanrıverdi'ye çarparak otobüsün altına aldığını ve bu şekilde sürüklediğini, müvekkili küçük şans eseri hayatta kaldığını fakat ağır şekilde yaralandığını, kaza sonucu küçüğün kalçası ve uyluğu 30-40 cm uzunluğunda derisi tamamen soyulmuş sol ayağı yaralanmış sol tarafı yaralanmış ve solunumu da azalarak hayati tehlike geçirdiğini ve acil olarak ameliyata alındığını, bu olay nedeniyle sanık sürücü hakkında Tuzla Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/550 esas sayılı dosyasında taksirle yaralama suçundan ceza davası açıldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ve sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde ve maddi tazminatla sınırlı olarak şimdilik 1.000 TL maddi her bir müvekkili için 7.500 er TL olmak üzere toplam 22.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesini, alacağın teminat altına alınması bakımından 34 .. .... plakalı aracın kaydına tedbir konulmasını, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının karşı yandan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı A. Sigorta vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, 6011 sayılı kanun, SGK, Genel Sağlık Sigortası Kanunlarında ve kararnamelerde yapılan değişikliklerle trafik sigortaları kapsamında talep edilmekte olan tedavi giderleri ve geçici işgörmezlik ödeneklerinin tasfiye usulü değiştirildiğini buna göre bu talepler SGK tarafından karşılanacağından müvekkili şirketin herhangi bir tazmin yükümlülüğü bulunmadığını, davayı hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; 34 BD 6748 plakalı araç, 121948709 nolu 11.02.2009 - 2010 tarihli trafik belgesi poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin, davalının sigortacısı olarak üçüncü kişilere verilen zarardan doğan sorumluluğu, kusur oranında ve işbu poliçe ile belirlenen trafik sigortası limitleriyle sınırlı olduğunu, davanın reddini istemiştir.

Davalı S.Turizm Taşımacılık Şirketi vekili cevap dilekçesinde; 27.05.2009 tarihinde gerçekleşen davaya konu olayda, davalı müvekkiline ait aracın sürücüsü Mehmet Ali Zaim araç ile seyir halinde iken, Kaan Tanrıverdi aniden yola fırlamasıyla kazaya ve bunun sonucunda maalesef kendi mağduriyetine sebep olduğunu, bu kazada M.A.Z.'in hiçbir kusuru bulunmadığını, bu nedenle tazminat davasının reddi gerektiğini, Tuzla 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/550 esas numaralı dosyasında, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki bütün tanık ifadelerine bakıldığında aracın olması gerekende fazla süratle hareket ediyor olduğu, sürücünün dikkatsiz olduğu, kazaya sebebiyet verecek herhangi bir tedbirsizlikte bulunulduğu yönünde tek bir tane dahi ifadeye rastlanmadığını, aksine bütün görgü tanıklarının ifadelerinde K.T'nin evlerinden yola doğru aniden koşarak çıktığı açık ve net bir şekilde belirtildiği, 26.04.2012 tarihli bilirkişi raporunu, davaya konu kazada kusuru bulunmayan araç sürücüsüne 30 oranında kusur izafe edilmesi ile olayda hukuki sorumluluğu bulunmayan davalı müvekkili bu oranda tazminat yükümlülüğüne sokacak kanaat uyandırması yönüyle kabul etmemekle davanın reddini istemiştir.

Dosya bilirkişiye tevdi edilerek kusur oranı için rapor istenmiştir. Bilirkişinin tanzim ettiği 26.04.2012 tarihli raporunda; davalı sürücü M.A.Z ve idaresindeki 34 .. .... plakalı araç, dava söz konusu kazadaki kusuru tali kusurlu olması sebebiyle 30 (yüzdeotuz) kusurlu olduğu, davacı yaya Kaan Tanrıverdi dava söz konusu kazada ki kusuru asli kusurlu olması sebebiyle 70 (yüzdeyetmiş) kusurlu olduğu belirtilmiştir.

Daha sonra maddi tazminat hesabı için dosyanın hesap bilirkişisine tevdiine karar verilmiştir. Bilirkişinin tanzim ettiği 20.07.2012 tarihli hesap raporunda; maddi tazminat alacağı 576,00 TL, K. T için manevi tazminat takdire bağlı (talep 7.500 TL) anne D. T için manevi tazminat (talep 7.500 TL) baba E. için manevi tazminat (talep 7.500 TL) olduğu belirtilmiştir.

Davacı tarafın talebi üzerine davacı K. T Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesine gönderilerek, meydana gelen kaza sebebiyle yara izlerinin iyileşmesi için yapılacak estetik operasyonların SGK kurumu kapsamında kalıp kalmadığı ve tüm giderlerinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığı sorulmuş ve hastane tarafından verilen, 15.01.2013 tarih 654511 sayılı raporda; sol kasık, sol kalça ve sırta uzanan greftli alan mevcut hastanın mevcut deformitesinin tam olarak düzeltilmesi mümkün olmadığı fakat doku genişletici ameliyatı uygulanarak bu alanın küçültülmesi mümkün olduğu, söz konusu operasyonun tüm giderleri SGK tarafından karşılandığı, söz konusu yöntem 2(iki) aşamalı ameliyat ile yapılmakta olduğu, hastanın bu dönem içinde 15-20 kez hastaneye gelmesi gerektiği belirtilmiştir.

Davacı tarafın talep ettiği pansuman giderleri konusunda doktor bilirkişi raporu istenmiş olup, Yrd. Doç. Dr. N. V'un tanzim ettiği 10.04.2013 tarihli raporunda; davacının SGK tarafından karşılanmayan iyileşme süresi içinde yaptığı tedavi ve yol gideri toplamının 1.280 TL olduğu belirtilmiştir. Ancak bulunan bu miktar SGK tarafından karşılanmayan giderin tamamı olduğundan kusur oranına göre hesaplandığında davalının 30 kusuruna isabet eden miktarın 384 TL olduğu mahkememizce hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu yeterli olduğundan davacı tarafın ek rapor talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; 27.05.2009 günü meydana gelen trafik kazasında davacı küçük K T'nin yaralandığı, diğer davacılardan D T'nin Kaan'ın annesi, E T'nin ise babası olduğu, dosyada mevcut 26.04.2012 tarihli kusur raporuna göre davalı sürücü M A Z'in 30 oranında, davacı yaya K T'nin ise 70 oranında kusurlu olduğu, yaralı K T'nin yaralarının iyileşmesi için gerekli estetik operasyonların giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı, davacı tarafın yaptığı tedavi giderlerinden davalının kusur oranına isabet eden miktarın alınan bilirkişi raporlarına göre (576,00 + 384,00) 960 TL olduğu anlaşıldığından, d avacı tarafın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 960,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine, ayrıca kazanın meydana geldiği tarih, kusur oranı, küçük K'ın yaralanma derecesi, anne- babanın çektiği ızdırap, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hak ve adalet ilkeleri dikkate alınarak davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı Kaan için 5.000 TL, diğer davacılar için 2.500 TL olmak üzere toplam 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar M A Z ve S Tur. Taş. Oto. San. Tic. Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: yukarıda açıklanan sebeplerle:

1- Davacı tarafın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 960,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27.05.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine,

2- Davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı Kaan için 5.000 TL, diğer davacılar için 2.500 TL olmak üzere toplam 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27.05.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar M A Z ve S Tur. Taş. Oto. San. Tic. Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

3- Maddi tazminat yönünden peşin alınan 69,80 TL harçtan alınması gereken 65,58 TL harcın mahsubu ile 4,22 TL harcın manevi tazminatta dikkate alınmasına, davacının peşin yatırdığı ve mahsup edilen 65,58 TL harcın tüm davalılardan alınarak davacılara verilmesine,

Manevi tazminat yönünden, maddi tazminattan artan 4,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 678,88 TL harcın davalılar M A Z ve S Tur. Taş. Oto. San. Tic. Ltd. Şti.den alınmasına, davacının peşin yatırdığı ve mahsup edilen 4,22 TL harcın davalılar M A Z ve S Tur. Taş. Oto. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacıya verilmesine,

4- Maddi tazminat yönünden, davacılar vekili için 400 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan alınarak davacılara verilmesine,

Maddi tazminat yönünden, reddedilen kısım için 400 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılara verilmesine,

5- Manevi tazminat yönünden, davacılar vekili için 1.320 TL vekalet ücretinin davalılar M A Z ve S Tur. Taş. Oto. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacılara verilmesine,

Manevi tazminat yönünden reddedilen miktar yönünden davalı şirket vekili için 1.320 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı S Tur. Taş. Oto. San. Tic. Ltd. Şti.ne verilmesine,

6- Maddi ve manevi tazminat için yargılama gideri müştereken yapıldığından, davacının bu dava sebebiyle yaptığı, başvurma harcı 18,40 TL, bilirkişi ücretleri toplamı 800 TL, posta ve davetiye gideri 95 TL olmak üzere toplam 913,40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap ve takdir edilen 600 TL yargılama giderinin tüm davalılardan alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,

7- Gider avansından artan miktarın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,

Dair, davacılar vekili ile davalı S Tur. vekilinin yüzünde diğer davalıların yokluğunda, maddi tazminat yönünden kesin, manevi tazminat yönünden tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyizi kabil olmak üzere karar verildi. 27/06/2013

Katip 96964                                        Hakim 24418

Dikkat: Yukarıdaki makalenin tüm hakları saklıdır (© Hukuk Makaleleri/ Tüketicinin Tercih Hakkı -2011). Makale veya makalenin herhangi bir kısmını veya Mahkeme Kararlarını, herhangi bir iletişim ortamında (internet, basın veya yerel ortamlar) veya mahkeme dava dosyalarında Av.Yusuf Ayık'tan yazılı izin alınmadan kullanılamaz. Aksi durumlar emeğe saygısızlık ve 5846 sayılı Fikir ve San. Es. Kanunu'na muhalefet anlamına geleceği gibi uğranılan zararlar nedeniyle de herhangi bir sorumluluk kabul edilmez.

Galeri

İlgili makaleye ait galeri bulunmamaktadır.

Video

İlgili makaleye ait video bulunmamaktadır.