ARAÇLARIN (ARABALARIN,OTOMOBİLLERİN) YAĞ YAKMA SORUNUNUN "AYIPLI MAL" OLARAK NİTELENDİRİLİP NİTELENDİRİLEMEYECEĞİ -ÖRNEK MAHKEME KARARLARI 2021

-0- km otomobil(araç) alan tüketiciler öncelikle sorunsuz bir araç kullanmak üzere ciddi satış bedelleri ödeyerek bu araçları satın almaktadırlar.

-0- km araç satın alan otomotiv tüketicileri, satın aldıkları otomobilde sıfır km yeni bir araçtan beklenmeyecek derecede kusurlarla hukuki tabir ile "ayıplarla" karşılaşabilmektedirler. Öyle ki bu araçlarda uzun yıllar kullanılan araçlarda dahi kabul edilmeyecek olan yağ eksiltme- yağ yakma olarak tabir edilen problemle dahi çok sık karşılaşılabilmektedir.

Günümüz otomotiv teknolojisini ve genel olarak teknolojinin geldiği aşama gözetildiğinde hiçbir şekilde kabul edilmeyecek bu problemin yaşanması tüketicilerin ciddi mağduriyetlerine neden olmaktadır. Tüketiciler bu araçların yağ durumunu sürekli kontrol etmeye çalışmakta ve yağ eksildikçe yağ eklemek zorunda kalmakta, bu nedenle adeta araçlarının bagajlarında yağ ile seyahat etmek zorunda kalmaktadırlar. Çünkü aracın yağsız kalması halinde motorda çok ciddi problemlere neden olmakta ve giderek aracın motoru kullanılamayacak duruma gelmektedir. Bu sorun maddi kayba neden olduğu gibi aracı kullanırken çok ciddi olarak tedirginliğe ve araca karşı güvensizliğe de yol açmaktadır. 

Yağ yakma sorunu araçların motorlarında çok ciddi bir sorundur. Günümüz otomotiv teknolojisinin geldiği aşama gözetildiğinde birçok bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi en azından aracın bakım periyotları arasında motor yağının eksilmemesi gerekmektedir. Ancak maalesef henüz bakım periyodu gelmemiş araçlarda yağ eksilmekte ve yağ ikaz uyarıları yanmakta ve tüketiciler gerek servislere başvurarak gerekse de bazen kendi imkanları ile araca yağ ekletmektedirler. Bu durum -0- km araç alan tüketicinin bu araçlardan (maldan) beklediği faydayı sağlamaktan uzak olduğunu göstermektedir.

Esasen bu araçların tamirinin dahi mümkün olmadığı veya motor değişimi gibi çok ciddi onarımlar gerektirdiğini bir çok dosyamızda görmekteyiz. Hatta bazen motor değişimleri dahi sorunu çözmemektedir. Zira yeni takılan motorda aynı teknoloji ürünü olduğu için o motorda yağ eksiltmekte/yağ yakmaktadır. Yeni takılan motor yağ eksiltmese de yeni motor aracın diğer parçalarına uyum sorunu yaşayabilmekte veya montajı esnasında çok ciddi bir tamirat olduğu için montaj sorunları çıkabilmekte ezcümle mesela araç sarsıntılı (vibrasyon yaparak) çalışabilmektedir. Her ne kadar sıfır motor takılsa da ikinci el satışlarında motoru değişmiş (fabrika ortamında olmayan servis ortamında motoru değiştirilmiş) bir aracı ikinci el alıcılar da haklı olarak tercih etmemektedir. Ülkemizde satılan araçların bir çoğunun tam montaj olarak ithal edildiği gözetildiğinde ithal edilen ülkede ve fabrika ortamında yapılan motor montaj ve testleri ile servis ortamında yapılan motor montajının aynı olmayacağı açıktır.  Çünkü servis ortamında montaj her zaman sorunlar çıkarabilme potansiyelini taşımaktadır. Zira hiçbir şey olmasa dahi montaj yerleri, vidaları, bağlantı bölgeleri aşınmış olmaktadır.

Bu nedenle söz konusu yağ yakan ayıplı araçların iadesi ile aracın ayıpsız -0- km ile değişimi ve ya icra aşamasında aracın güncel satış değerinin alınması tüketici yönünden mağduriyetini giderecek tek çözümdür.  Tüketici aracı iade ederek ayıpsız bir araçla değiştirerek veya aracın güncel satış değerini alarak ayıplı aracı iade etmelidir ki bu ayıplı araçtan zararsız olarak kurtulabilsin. Aksi yorumlar yani aracın motorunun değişmesi, şeklinde onarılmasına karar verme veya bedel indirimine karar verme hiçbir şekilde tüketicinin mağduriyetini, gidermeyecektir. Bu noktada birçok mahkeme kararında da ayıplı aracın ayıpsız -0- Km misli ile değişimine karar verilmekte ve davalı firmalarda ya aracın ayıpsız mislini veya ayıplı aracın ayıpsız güncel satış değerini tüketicilere ödemek zorunda kalmaktadırlar.

Ayıplı malın iadesine ilişkin özellikle yağ yakma-eksiltme sorunu olan araçlarda davalı firmanın savunmaları şu şekilde olmaktadır: Öncelikle bu firmaların davanın zamanaşımına uğradığına dair itirazları olmaktadır. Oysa dava konusu araçlar gizli ayıplı olduklarından ve servis istasyonları tüketicileri sürekli sonuçsuz tamirlerle oyalamış olduklarından ve servislerin bildikleri veya rahatlıkla tespit edebilecekleri üzere araçtaki yağ yakma(eksiltme) olarak görünen ve motorda revizyona kadar gidilmesine neden olan ayıp üretim hatasından kaynaklanmaktadır. Fakat servisler tüketiciye bu konuda aydınlatıcı hiçbir bilgi vermemekte ve tüketicileri sonuçsuz tamirlerle oyalamaktadır. Bu nedenle satıcı veya ithalatçılar iyiniyetli kabul edilemez. Aynı şekilde bakınız Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 2004/4-29 Karar: 2004/83 Tarih: 18.02.2004 kararı. Ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E:2005/10201 K:2006/9437 T:21.09.2006

Bunun dışında firmalar 1000 km de aracın yağ eksiltebileceğini bu nedenle her yakıt alışında aracın yağının kontrol edilmesi gerekeceğini salık vermektedirler. Günümüz otomotiv teknolojisi düşünüldüğünde bu beyanların kabul edilmesinin imkanı yoktur.  Bu firmalar bu beyanlarını acaba reklam ve broşürlerine de yazabilmekte midir?

Ayrıca 10.000 km de bir bakıma giden bir araba “1.000 km’de 1Lt yağ eksiltme yapabileceği” ni kabul edersek 4.000 km sonra arabaya yağ eklemek hatta motorun yağ basınç uyarısını yakmadan yani 3000 km de arabaya yağ eklemek gerekir. Sonuç olarak 3000 km sonra arabada 1Lt yağ kalacağından motor yatak sarar ve tabiri caizse ölür. Bu nedenlerle firmaların bu savunmalarını da kabul etmek mümkün değildir.

Ayrıca yine araçlarda yağ eksiltme sorunu” gizli ayıp” değilse firmalar neden bu araçların motorunu revizyona sokmakta ve turbo ve yakıt pompasına varana ciddi dek bir grup parça değiştirilmektedirler.

Firmalar savunmalarında "Tüm motorların kullanım şartları ve kullanıcının stiline bağlı olarak bir miktar yağ eksiltmesi yapabileceği çok açık teknik bilgidir.” demektedir. Bu “bir miktar yağ eksiltme” firmaların tabiriyle 1000km de 1Lt mi olmaktadır. Bu paragrafta 2 farklı cümle birbiriyle çelişmektedir. Açık şekilde arabalarının aşırı yağ yaktığının kabulü vardır.

            Firmalar “Dava konusu araçta ayıp ya da arıza bulunmamaktadır” demektedir. Arabada aşırı yağ eksiltmeden dolayı  1-Turbo  2- Yakıt pompası 3-Motor inerek piston segment ve aksesuarları değiştirmektedir. Bütün bunlara rağmen yine de yağ eksiltmesi çözülememektedir.

             Dosyalara sunduğumuz bazı servis raporlarında yağ seviyesi tespiti yaptırılmıştır. “Low oil level” uyarısı yani “düşük yağ seviyesi” ışığı yanınca arabanın motorunda sadece 2 Lt yağ çıkmaktadır. Genel olarak dizel motorların 4.1 Lt yağ aldığını düşünürsek, yaklaşık 5750 km sonra motorda 2.1 Lt yağın olmaması motorda çok ciddi bir sorunun olduğunu gösterir.

 

Araçta “Düşük yağ basıncı” ışığı yandığında motorda neredeyse yağ kalmadığının (tahmini 1 Lt) motorun her an iflas edebileceğinin belirtisidir ki bu can ve mal güvenliği açısından tehlikeli bir durum yaratmaktadır.

 

Sonuç olarak; Otomotiv tüketicisinin -0- km otomobil almaktaki muradı kendisinin ve ailesinin can ve mal güvenliğini teslim ettiği aracı sorunsuz olarak kullanmaktır. Tüketicinin bunu istemek en doğal hakkıdır. Kaldı ki otomobil hareket halinde bir meta olduğu için arıza yapması halinde bir dağ başında veya ıssız bir yerde kalınabilir. Motor dahi yanabilir. Bu durumun kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye atacağı açıktır. Yine acil bir sağlık durumunda aracın yağ eksiltmesi nedeniyle aracın durdurulmak zorunda kalınması, bu araç ile bir hasta taşınmak zorunda kalınması halinde nelere mal olacağını düşünmek dahi istemiyoruz.  Bu durumda tüketicinin yakını belki annesi-babası belki çocuğu hastaneye dahi yetişemeyebilir. -0- km bir araç almış tüketicinin böyle sorunlarla karşılaşması onun maldan beklediği faydayı sağlayamadığı anlamına gelir. Bu durumunda ayıplı mal kapsamına gireceği açıktır. Bunun yanında ayıplı malın neden olduğu tüm zararlardan da satıcı sorumludur. 

 

Konu hakkında örnek bir mahkeme kararlarını aşağıda sunuyoruz. 

 

 

 

 

 

 

 

 

                        T.C.

            İSTANBUL

6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

 

ESAS NO: 2019/

KARAR NO: 2021/

HAKİM: 

KATİP: 

 

DAVACI : T.K

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - [16697-96465-64467] UETS

DAVALILAR: 1- T. OTOMOBİL FABRİKASI ANONİM ŞİRKETİ -

VEKİLİ: Av. ...

: 2- E .. YEDEK PARÇA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 

VEKİLİ: Av. ...

DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 24/06/2019 

KARAR TARİHİ: 25/05/2021

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH  : 25/05/2021

 

Mahkememizde görülmekte bulunan tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan (malın ayıplı olmasından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 29.11.2018 tarihinde F...  E..  Gebze bayiinden F...   E... ... paketli aracı .... TL karşılığında satın aldığını, aracın 09.01.2019 tarihinde teslim edildiğini, müvekkilinin 10.01.2019 tarihinde sağ ön kapıda cam fitilinin içeriye doğru yanlış takıldığını fark ettiğini, bu durumun kendisine üretim kaynaklı olduğunun belirtildiğini, daha sonra müvekkilinin 29.01.2019 tarihinde trafikte aracı kullanırken vites kolunun 1.ve 2. vites kısmına (vites boştayken sol kısma) gelmediğini ve ciddi bir şekilde takılma yaptığını fark ettiğini, 30.01.2019 tarihinde aracını servise götürmek zorunda kaldığını, araçta vites takılma problemi yanında arka cam rezistansı açılınca araçta titreşim olduğunu kapatınca geçtiğini, 90 km/sa üstü hızlarda sol ön kapıdan rüzgar sesi geldiğini, sağ ön kapı cam fitilinin yanlış takıldığını, bu arada önceden sipariş verdiği krom aksesuarlarında montajının yapılacağını, yetkili kişi ile test sürüşüne çıkıldığını ve aracın serviste incelemeye alınması gerektiğinin söylendiğini, 01.02.2019 tarihinde aracın sorunlarının çözüldüğünün belirtilerek aracın kendisine teslim edildiğini, davacının servisten ayrıldıktan 10 km sonra vitesin aynı şekilde takıldığını ve sorunun giderilmediğini farkettiğini, aracın tekrar yetkili servise götürüldüğünü, müvekkiline aracın 1000 km’de bile olmadığını, vites vidalarının sıkıldığı, vites dişlilerinin birbirine alışması gerektiği ve kullandıkça vitesteki takılma probleminin düzeleceğinin belirtildiğini, müvekkilinin aracı kullanmaya devam etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin 27.03.2019 tarihinde aracın yağ kontrolünü yaptığını ve yaklaşık 4.000 km’de aracın yağ çubuğundaki seviyenin çeyrek olduğunu gördüğünü, yeniden servise gittiğini ve burada araca 1lt. yağ ilave edildiğini, bu şekilde araçta yağ eksiltme sorunun da ortaya çıktığını, aracın 1.vitesten 2.vitese atmak için debriyaja bastığı anda motor kısmından ardışık iki vuruntu sesi meydana gelmeye başladığını ve aracın silkelendiğini, bu sorunun da halen devam ettiğini, aracın rölantide çalışırken devir saatinin artıp azaldığının da görüldüğünü, davacının 19.04.2019 tarihinde bunları Fiat Efsane servisine anlattığını, yapılan incelemelerde araca sadece kalibrasyon yapıldığını ve servis kaydı oluşturulmadığını, davacının problemlerin çözülmemesi üzerine 24.04.2019 tarihinde diğer bir yetkili servis Kırmak Oto’ya aracını götürdüğünü, burada 30.01.2019 tarihindeki servis girişi haricinde servis girişi yapılmadığını öğrendiğini, araçtaki problemleri burada da belirttiğini, 06.05.2019 tarihinde aracı teslim aldığını, aynı gün akşamında aracı park etmek için geri vitesi kullanmak istediğinde vitesin çok sıkı bir şekilde takıldığını ve vitesi değiştiremediğini, bunun üzerine aracın çekici ile Kırmak Oto’ya götürüldüğünü, daha sonra aracın davacı tarafından teslim alındığını ve burada yapılan müdahalelerle de sorunların çözülmediğini, aracın sürekli sorun verdiğini beyanla  gizli ayıplı ... plakalı ....  aracın davalılara iadesi ile davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen -0-km yeni ayıpsız misli ile değişimini, bu talebin  kabulünün mümkün olmaması halinde terdiden ayıp oranında bedel indirimi ile şimdilik 10.000,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı T. ... AŞ vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının aracında onayı doğrultusunda yapılan ayar işlemi ile iddia edilen viteste takılma sorununun giderildiğini, dava tarihi itibariyle araçta giderilememiş mevcut bir arızanın olmadığını, davaya konu araçta üretim kaynaklı herhangi bir sorunun mevcut olmadığını, aracın vites kolunun takılma sorunu ile yetkili servislerine giriş yaptığını, yetkili servis tarafından ayar işlemi yapılarak aracın sorunsuz olarak teslim edildiğini, aynı şikayetle bir sonraki gelişinde araçta herhangi bir soruna rastlanmadığını, davacının sağ ön cam fitilinin içeriye doğru yanlış takıldığını iddia ettiğini, söz konusu durumun bir ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, yapılacak bilirkişi incelemesinde davacı tarafın iddialarının haksız nitelikte olduğunun sübuta ereceğini, araçtaki yağ tüketiminin aracın kullanılış biçimi ve sürüş şekline göre farklılık gösterebileceğini, dosya muhtevasında bu iddiayı ispatlayan hiçbir teknik verinin bulunmadığını ve davacı beyanlarının taraflarınca kabul edilmeyeceğini, Fiat marka Egea model araca ait kullanım kılavuzunda maksimum motor yağı tüketiminin genellikle her 1.000km’de 400 gram olduğunun belirtildiğini, bu hususun aracın yağ sarfiyatının normal sınırlarda olduğunu açıkça gösterdiğini, davacının sadece vites geçişlerindeki takılma ve cam rezistansı ile ilgili servis girişi olduğunu, diğer belirttiği yağ eksiltme, debriyaja basıldığında motor kısmında vuruntu sesi ve araç rölantide çalışırken devir saatinin artıp azaldığı hususlarının ne yetkili servislerince incelendiğini ne de sorun tespit edildiğini, davacının tarafına servis fişi verilmediği iddialarının kesinlikle gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı E... Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Dava konusu araca ait fatura, servis kayıtları, tramer kayıtları celp edilmiştir.

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, ayıplı mal nedeniyle ürünün ayıpsız misli ile değişimi talebine ilişkindir. 

Dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş oldukları raporlarında "...Dava konusu .... araçta keşif esnasında görülen debriyaja basınca ses problemi ve davalı T... Türk Otomobil firmasının yetkili servis kayıtlarındaki motor yağı eksiltme problemlerinin üretim kaynaklı teknik arızalar olduğu; bu arızalar haricinde başkaca bir arızasının olmadığı, Hukuki takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Dava konusu ... plakalı aracın yukarıda bahsedilen üretimden kaynaklı teknik problemleri nedeniyle “Ayıplı Mal” olarak değerlendirilebileceği, Dava konusu ... plakalı aracın keşif tarihi 05.11.2020 tarihinde kazasının bulunmamış olduğu görüldüğünden, araçta değer kaybı oluşturacak bir niteliğin bulunmadığı..." yönünde görüş beyan etmişlerdir. 

Taraf itirazları ve tespit edilen ayıpların giderilmesinin mümkün olup olmadığı, maldan beklenen faydanın azalıp azalmadığı hususlarında açıklama yapılmak üzere bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 29/03/2021 tarihli ek raporlarında "...29.12.2020 tarihli kök raporumuzda belirtilen kanaatlerimizde değişiklik olmadığı, l.-2.vites geçişinde veya 2.-l.vites geçişinde debriyaja basıldığında meydana gelen titreşim problemi ile motor yağı eksiltme problemlerinin çözümünde tamir, onarım veya komple aksam değişimleri ile teknik arızaların giderilmesinin mümkün olabileceği, Dava konusu 41 ABZ 957 plakalı araçta sürüş konforu açısından maldan beklenen faydanın azaldığı..." yönünde görüş beyan etmişlerdir. 

6502 Sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

 Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir." şeklinde düzenlenmiştir.

 Aynı yasanın 11. maddesi ise malın ayıplı olması halinde, tüketicinin seçimlik haklarını düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkı yenilik doğrucu (inşai) haklardandır. (Yargıtay 13 Hukuk Dairesinin 2018/489 Esas,2019/7685 Karar sayılı ilamı)

Mahkememizce, bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme ile  araçta, üretim hatasından kaynaklanan teknik arızaların mevcut olduğu anlaşılmış, maldan beklenen faydanın azaldığı tespit edilmiştir. Tüketicinin misli ile değişime ilişkin seçimlik hakkını kullanmasının Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesine de aykırılık teşkil etmeyeceği kanaatine varılarak mahkememizce davacının yasanın kendisine tanıdığı seçimlik hakkı satıcı ile birlikte üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabileceğinden tüm davalılar yönünden talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:( Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)

1-Davanın kabulü ile , dava konusu yapılan ... plaka sayılı 2018 model .. marka ... model ... şase numaralı aracın aynı marka ve aynı model ile aynı özellikleri taşıyan ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine, 

2-Harçlar yasasına göre belirlenen 4.742,49 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

3-Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince belirlenen .. TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,

4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti, 384,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.794,20 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 

5-HMK'nın 333. maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde yatırılan avansın kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2021

 

Katip 

 e-imza 

 

 

Hakim 

 e-imza 

 

 

            T.C.

        İSTANBUL

8. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO: 

KARAR NO: 

HAKİM: 

KATİP: 

DAVACI : 

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

DAVALILAR : 1-  ... OTO SERVİS VE TİC. A.Ş

2- ... OTOMOTİV İTHALAT VE DAĞITIM A.Ş

VEKİLLERİ: 


DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 24/02/2017

KARAR TARİHİ: 31/05/2018

KARAR YAZIM TARİHİ      : 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan (malın ayıplı olmasından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2015 model BMW 320İ marka/model aracı sıfır kilometre olarak satın aldığını, araç henüz 0-3.000 km arasında iken başta yağ yakma/eksiltme problemi olmak üzere bazı problemlerin ortaya çıktığını, müvekkiline satılan aracın gizli ayıplı olduğunu, ayıplı aracın değiştirilmesi için davalılar aleyhine keşide edilen ihtarnamenin tebliğ edildiği ancak tarafına herhangi bir dönüş yapılmadığını beyanla BMW 320İ marka/model aracın davalılara iadesine ve ayıpsız sıfır kilometre yeni araç ile değiştirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçta üretim hatasından  kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, ayıp olarak nitelendirilen hususların kallanım hatasına veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını, her araç için sabit bir yağ sarfiyat oranı söz konusu olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ancak mahkeme aksi kanaatte ise bedel indirimine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: 

Taraflar arasındaki uyuşmazlık satılan malın ayıplı olup olmadığı ve tüketicinin malın değişimini isteme hakkını kullanıp kullanamayacağı yönündedir. Taraflar arasındaki araç alım satım sözleşmesinin 31/08/2015 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği görülmüştür.

6502 sayılı kanunun 8. maddesinde " (1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir."

6502 sayılı kanunun 11. maddesinde " malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,

seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Davaya konu somut uyuşmazlık yukarıda belirtilen 6502 sayılı kanunun 8.maddesi kapsamında incelendiğinde, davacının 31/08/2015 tarihinde davaya konu aracı satın aldığı ve araç henüz 3.000 km de iken motorda yağ uyarı lambasının yanması üzerine davacının yetkili servis ile iletişime geçtiği ve servis tarafından motora 1.5 litre yağ ilave edilmesi gerektiğinin söylenmesi üzerine davacının motora yağ ilave ettiği, sonrasında 4.000 km sürüşten sonra tekrar yağ uyarı lambasının yanması üzerine aracın yetkili servise götürüldüğü ve serviste araca 2 litre yağ ilavesi yapıldığı, 5.000 km sürüşten sonra yağ uyarı lambasının yeniden yandığı ve araca Avcılar yetkili servisi tarafından müdahale edildiği ve araçta küçük bir sorun olduğu ve sorunun giderildiğinin belirtildiği, ancak aracın sonrasında 41.000 km ye kadar her 4.000-5.000 km sürüşten sonra yağ uyarı lambasının yandığı ve araca 1.5-2 litre yağ ilave edildiği, servis tarafından araçta yapılan testte aracın 1.000 km sürüşte 187 gr yağ yaktığının tespit edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Mahkememizce yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporunda davaya konu araçta sürekli olarak bu miktarlarda yağ tüketimin normal kabul edilemeyeceği, bu durumun aracın güvenli sürüşünü engelleyecek nitelikte olduğu tespit edilmiştir.

6502 sayılı kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir. Somut olayda da sıfır kilometre olarak alınan araçta teslim alındıktan sonra araç henüz 3.000 km de iken araçta yağ tüketimi sorunun  meydana gelmesinin ve aracın defalarca servise gitmesine rağmen yağ tüketimi sorununun çözülememiş olduğu durumunun araçta teslim anında var olduğu kabul edilmesi gereken imalat hatası olarak değerlendirildiği, bu durumunda aracın tahsis ve kullanma açısından değerini ve tüketicinin maldan beklediği faydayı azaltan ekonomik eksiklik olarak değerlendirilmiştir. Dava konusu aracın 6502 sayılı kanunun 8. maddesine göre ayıplı olduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar davalılar bilirkişilerin araçta yağ tüketimine ilişkin ölçüm yapmadıklarını bu sebeple raporun hükme esas alınamayacağını ileri sürmüşler ise de; aracın yetkili servis tarafından yapılan ölçümlerde 1.000 km de 187 gr yağ yaktığının tespit edildiği ve servis kayıtlarına göre araca alındıktan sonra her 4.000-5.000 km de 1,5 2 litre yağ ilave edildiğinin sabit olması karşısında aracın yağ yüketimi gerçekleştirdiği ve rapora göre bu tüketimin olağan değerlerin üzerinde olduğu anlaşıldığından davalıların yağ tüketimi ölçümü yapılması itirazlarına itibar edilmeyerek  bu sebeple de davacının satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme hakkının şartlarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulü ile dava konusudava konusu BMW Marka 3L Tipinde ... Şasi ve ... motor numaralı ... Plaka sayılı 2015 Model aracın ayıplı olduğunun tespitine, ayıplı malın davacı tarafından davalılara iadesine, aynı marka ve model sıfır kilometre ayıpsız yeni aracın davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı açıklandığı üzere;

1-Davanın KABULÜ ile dava konusu ... Marka 3L Tipinde ... Şasi ve ... motor numaralı ... Plaka sayılı 2015 Model aracın ayıplı olduğunun TESPİTİNE, 

2-Ayıplı malın davacı tarafından davalılara İADESİNE,  

3-Aynı marka ve model ayıpsız sıfır kilometre yeni aracın davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 

4-Harçlar kanununa göre hesaplanan 11.108,14 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 

5-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen ... TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,

6-Davacı tarafından yapılan 126,95 TL tebligat gideri, 1.050,00 TL bilirkişi ücreti ve 221,80 TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.398,75 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,

7-6100 sayılı HMK' nın 333. maddesi uyarınca hüküm kesinleştikten sonra artan gider avansının yatırana iadesine,

Dair, davacı ve vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine karşı İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2018


 

T.C.

İSTANBUL

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

  19. HUKUK DAİRESİ



DOSYA NO: 2018/2180 

KARAR NO: 2019/351



T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

İ S T İ N A F   K A R A R I



BAŞKAN: 

ÜYE: 

*ÜYE: 

KATİP: 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: İstanbul 8. Tüketici Mahkemesi

TARİHİ: 31/05/2018

NUMARASI: 2017/ Esas - 2018/ Karar

DAVACI: M. S.  

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

DAVALI: 1 -B. OTO SERVİS VE TİC. A.Ş 

2 -BORUSAN OTOMOTİV İTHALAT VE DAĞITIM A.Ş

VEKİLLERİ: Av. 

DAVANIN KONUSU: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan

KARAR TARİHİ: 11/02/2019

KARAR YAZMA TARİHİ: 13/02/2019


İstanbul 8. Tüketici Mahkemesinin 31/05/2018 tarihli, 2017/162 Esas, 2018/419 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.

Dosya incelendi. 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 2015 model BMW 320İ marka/model aracı sıfır kilometre olarak satın aldığını, araç henüz 0-3.000 km arasında iken başta yağ yakma/eksiltme problemi olmak üzere bazı problemlerin ortaya çıktığını, müvekkiline satılan aracın gizli ayıplı olduğunu, ayıplı aracın değiştirilmesi için davalılar aleyhine keşide edilen ihtarnamenin tebliğ edildiği ancak tarafına herhangi bir dönüş yapılmadığını beyanla BMW 320İ marka/model aracın davalılara iadesine ve ayıpsız sıfır kilometre yeni araç ile değiştirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçta üretim hatasından  kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, ayıp olarak nitelendirilen hususların kallanım hatasına veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını, her araç için sabit bir yağ sarfiyat oranı söz konusu olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ancak mahkeme aksi kanaatte ise bedel indirimine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 İstinafa konu karar, İstanbul 8. Tüketici Mahkemesinin 31/05/2018 tarihli 2017/162 Esas, 2018/419 Karar sayılı davanın kabülüne yönelik kararıdır.

 Davalılar vekili, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olmadığını, davacının hak düşürücü sürelere uymadığını, yerel mahkeme tarafından bu konuda yapılan itirazların değerlendirilmediğini, aracın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte aracın her türlü takyidattan ari olarak şirketlere iade edilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmadığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, alınan  bilirkişi raporunda araçtaki yağ sarfiyatının açıkça üretici değerleri aralığında bulunduğunun tespit edildiğini ve motor yağı sarfiyat hızının kullanım ve lojistik şartlara göre değişebileceğinin tespit edildiğini, bu nedenle de neye dayanarak aracın ayıplı olduğu yönünde hüküm tesis edilmesinin anlaşılamadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, araca ilişkin misli ile değişim talebinin hakkaniyete uygun olmayacağını, davacının araçtan elde ettiği faydaların mahsubunun gerektiğini, hakkaniyet ilkeleri gereğe bedelden indirime karar verilmesi gerektiğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.

GEREKÇE : Taraflar arasında araç alım satımı konusunda sözleşme yapıldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının araçta varlığını iddia ettiği ayıplar nedeniyle misliyle değişim talebinin yerinde olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, kullanımdan kaynaklı bir ayıbın bulunup bulunmadığı hususlarındadır. 

İlk derece mahkemesince, ihtarname örneği, tarafların iddia ve savunmalarına dayanak ettiği belgeler, fatura, servis fişleri dosya arasına alınmış, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 

6502 sayılı yasanın 8. Maddesinde " Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.... " şeklinde düzenleme ile ayıplı malın tanımı yapılmıştır. Ayıplı maldan sorumluluk ise 6502 sayılı kanunun 9. Maddesinde " Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür. Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz." şeklinde düzenlenmiştir. 

İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda " yağ tüketimi ölçümü yapılmamış olmakla birlikte aracın yağ tüketiminin her ne kadar üreticiler tarafından verilen tüketim değeri aralığında olsa bile, sürekli olarak bu miktarda yağ tüketiminin araçtan beklenen faydanın elde edilmesini önleyecek nitelikte olduğu...." tespiti bulunmaktadır. 

Davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, aracın 31/08/2015 tarihinde satın alındığı ve dosya içerisindeki iş emirlerine göre yağ değişimiyle ilgili şikayetlerin 18/09/2015 tarihinde başladığı ve bu tarihten sonra da yine belirli aralıklarla serviste motora yağ ilave edilmesi, yağ konulması, yağ filtresinin değiştirilmesi ve en son 30/09/2016 tarihinde de yağ eksilttiği tespiti yapıldığı nazara alındığında, davacının süresi içerisinde şikayetlerine yönelik itirazlarını bildirdiği anlaşılmıştır. Yağ tüketiminin üretici tarafından yüksek oranlarda olabileceği belirtilmiş ise de yapılan bilirkişi incelemesinde dosyaya sunulan delillere göre sürekli olarak bu miktarda tüketimin normal sayılamayacağı, aracın güvenli sürüşünü engelleyecek nitelikte olduğu yönündeki tespitler ile yargılama aşamasında 31/05/2018 tarihli oturumda davacı vekilince araç motorunun ciddi hasar gördüğünden serviste olması nedeniyle davacının yağ eksiltme yönündeki şikayetinin giderilemediği anlaşılmıştır. Bu nedenle de aracın ayıplı olmadığı yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. 

Davalılar vekilince, aracın misli ile değil bedel indirimi yönünde karar verilmesi talep edilmiş ise de, 6502 sayılı kanunun 11. maddesinde " malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;  Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,  Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme ve  İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür." şeklindeki düzenlemeler göz önüne alındığında, davacının şikayetlerinin onarım ile giderilmediği anlaşılmakla davacının aracın misli ile değiştirilmesi yönündeki talebi dosya kapsamında toplanan deliller ve ilk derece mahkemesinin gerekçesi nazara alındığında yerinde görülememiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür. 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:

Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,

Harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalılar üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,

Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda HMK 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu. 11/02/2019

 




 

 


TÜRK MİLLETİ ADINA 

YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

İSTANBUL 5.TÜKETİCİ MAHKEMESİ KARARIDIR


                 T.C.

          İSTANBUL

5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ


ESAS NO: 2014/793 

KARAR NO: 2015/1825


HAKİM: H.İ  28101

KATİP: Ö.B 116732


DAVACI : S.M   

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29

Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

DAVALI : 1- T... MOTORLU ARAÇ. SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. 

VEKİLİ: Av. C.Ç- Bakırköy/ İSTANBUL

DAVALI : 2- D... OTOMOTİV SERVİS VE TİCARET A.Ş. -

VEKİLİ: Av. D.Ç - Maslak/İstanbul

 

DAVA: Ayıplı Mal

DAVA TARİHİ: 11/04/2014

KARAR TARİHİ: 10/11/2015

KARARIN

YAZILDIĞI TARİH: 26/11/2015


Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan misliyle değişim davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.   

DAVA

Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile, davacının 14.03.2013 tarihli fatura ile davalı Bayi T... LTD ŞTİ’nden 34 .. ... plaka nolu, WVWZZZAUZDW08... şase CJZ 046... motor no Tu 2013 model VW- GOLF 1.2 TSİ BMT 105 PS COMFORTLİNE TİPTR. marka aracı -0- km olarak satın aldığı, davacı  tarafından kullanılmaya başlanan araçta birkaç ay sonra başta yağ yakma/eksiltme problemi olmak üzere bazı problemlerin baş göstermeye başladığı,  ilk olarak araçta su eksiltmesi ile başlayan motor probleminin yağ eksiltme ile devam ettiği, aracın su eksiltme uyarısı üzerine, yetkili servis T...AŞ'a müracaat edildiği, serviste “fabrika ayarları nedeni ile eksiklik olabileceği ifade edilerek su eklendiği, ancak servis fişi düzenlenmediği, 06.07.2013 tarihinde aracın elektronik yağ eksiltme uyarısı üzerine adı geçen servise müracaat edildiği, servis tarafından motor yağı kontrolü  için  servis fişi düzenlendiği,  yapılan kontrolde yağın eksik çıktığı ve yağ eklendiği. Aynı şikâyetin devam etmesi nedeniyle 24.10.2013 tarihinde davacının tekrar yetkili servise müracaat ettiği,  yağ ve su eksiltmeleri ile  kapılardan rüzgâr sesi alması şikâyetinin bildirildiği, yağ ölçümünde aracın yağ eksilttiği tespit edilerek, yağın tamamlandığı, test sonucu için 18.11.2013 tarihinde aracın tekrar yetkili servise getirildiği, aracın yine 750 gr yağ eksilttiğinin tespit edildiği,  yetkili servis tarafından servis formu arkasına “Araca 1000 km yağ ölçüm takibi yapılarak form düzenlendiği, araçta 750 gr yağ seviyesinin eksik olduğu ölçüldü 51193192 nolu teknik bildirim yapıldı, motorun sökülerek rektifiye ölçümleri yapılması gerekmektedir."  arıza raporu yazıldığı, 20.03.2014 tarihinde davacının aracın 15.000 km bakımının yapılması için yine yetkili servise gittiği, aracın yağ eksilttiğini tekrar beyan ettiği, yapılan incelemede servis fişi arkasına ‘‘34F6 servis aksiyonu yapıldı. Müşteri onay vermediği için işlem yapılamadı. Müşteri onay vermediği için yapılan incelemede aracın motor yağı ölçümü yapıldı. Aracın motorundan çıkan yağ 2 litre 900gr çıkan yağ. Aracın motoru sökülüp kontrolüne müşteri onay vermediği İçin işlem yapılamadı. ’’ ibarelerinin yazıldığı, aracın yağ eksiltmeye devam etttiği, davacıya satılan araç gizli ayıplı olduğu, aracın servis ortamında rektifiye v.b gibi motorunun sökülerek tabi tutulacağı tamir işlemine muvafakat etmesinin söz konusu olmadığı, Tüketicinin 0 km aldığı aracının motorunun tamir işlemi görmesini istemeyeceği, araçta 16.000 kilometrede olmasına rağmen defalarca ciddi oranlarda yağ eksiltme sorunu meydana geldiği,  davacının araçtan elde etmeyi umduğu yararı elde edemediği, davacının ayıplı aracın değiştirilmesi talebinin ile davalılar aleyhine keşide edilen Beyoğlu 8. Noterliğinin 09.12.2013 tarih ve 24133 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile istenmesine rağmen sonuç alınamadığı, bildirilerek, ayıplı aracın davalılara iadesi ile ayıpsız aynı vasıflarda -0- km yenisi değiştirilmesine, HMK 323 1-ç bendi gereğince ihtarname dahil olmak üzere yargılama giderlerinin tahsiline karar verilmesi istenmiştir.

SAVUNMA/

Davalı  T... Motorlu Araçlar San ve Tic. Ltd Şti (T..AŞ) vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile, davalı şirketin D... Otomotiv Servis ve Tic. A.Ş (D...Ş)'un Almanya'dan ithal edilen Volkswagen marka araçların yetkili servis ve satış bayii olduğu, dava konusu aracın 14.03.2013 tarihinde davacıya satıldığı, araçta ayıp yada gizli ayıp bulunmadığı, yetkili servis kayıtlarına göre, araçta yağ kaçağına sebep olabilecek herhangi bir kaçak yada bulguya rastlanmadığının tespit edildiği, davacının şikayetiyle ilgili ayrıntılı tespit yapılabilmesi için motor rektefiye ölçümleri için motorun sökülmesi veya değişimi gerektiğinin değerlendirildiği, onay verilmemesi nedeniyle herhangi bir onarım yapılmaksızın aracın davacıya teslim edildiği, yağ eksiltme şikayetiyle ile ilgili Doğuş tarafından yapılan değerlendirilmede, normalin üzerinde yağ yakma durumu olmadığı, araçta yağ kaçağına sebep olabilecek herhangi bir kaçak ve bulguya rastlanmadığı belirtilmekle, ayıp ya da gizli ayıp iddialarının doğru olmadığı, davacının aracı sorunsuz olarak kullandığı, araçtan faydalanmasını engelleyecek ve süreklilik arz edecek hiç bir arıza bulunmadığı, misliyle değişim talebinin hakkaniyete uygun olmadığı, davacı taleplerini kabul anlamına gelmemek kaydıyla aracın misliyle değiştirilmesine karar verilmesi halinde, takyidatlardan arınmış ve temiz olarak davalıya teslimi gerektiği  bildirilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.

Davalı Doğuş vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile dava konusu aracın 14.03.2013 tarihinde trafiğe çıktığı, 30.06.2014 tarihli son servis kaydına göre 21.373 km yol kat ettiği, araçta Tüketici Yasası ve ilgili mevzuatta tanımlandığı şekilde herhangi bir avıp bulunmadığı, aracın 06.07.2013 tarihinde ve 4.450 km de "Motor yağı kontrol" talebiyle servise  giriş yaptığı, motor yağ seviyesinin kontrol edildiği, herhangi bir onarım ihtiyacı bulunmadığı tespit edilerek, test sürüsü sonrası davacıya teslim edildiği, aracın 24.10.2013 tarihinde ve 10.218 km'de servise "Araç yağ eksiltiyor, araç su eksiltiyor, kapılardan rüzgar sesi alıyor" şikayetleri ile servise giriş yaptığı, yağ tüketiminin üreticinin belirlediği değerlerde olup olmadığının tespiti için "Motor yağ tüketim testi" uygulandığı, bu kapsamda ücretsiz olarak motor yağı ve filtresinin değiştirildiği, aracın 18.11.2013 tarihinde ve 11.315 km'de,1.000 km' test mesafesi kullanımı tamamlanarak, "Araç yağ eksiltiyor, fren basınca ses yapıyor" şikâyetleri ile  servise giriş yaptığı,  yağ tüketim miktarı ölçümü sonucunda tüketim miktarının 0,75 litre/1.000 km olduğunun görüldüğü,  verilen değerlerin altında olmasına rağmen motorun açılarak kesin tespit yapılması öngörüldüğü, ancak davacının onay vermediği, sadece ücretsiz olarak motor yağı tamamlanan aracın teslim edildiği, aracın 20.03.2014 tarihinde ve 15.949 km'de, "15.000 km Bakım, yağ tüketimi üreticinin verdiği değerlerden fazla, kapalı trafikte bazen gaz pedalına basınca garç diye ses geliyor" şikayetlerini ve taleplerini ilettiği, araç servise alındıktan sonra "15.000 km Bakım" işleminin iptal edildiği, sadece motor yağı seviyesi tamamlanan araç davacıya teslim edildiği, aracın 21.03.2014 tarihinde ve 15.995 km'de, "Hava ve polen filtresi değişecek" talebi ile servis giriş yaptığı,  talep edilen filtreler değiştirilerek araç teslim edildiği, 30.06.2014 tarihinde ve 21.373 km'de, "Göstergede yağ seviyesini kontrol ediniz uyarısı çıkıyor" talebi ile servis giriş olan aracın yağ seviyesi tamamlanarak davacıya teslim edildiği, aracın motorunun açılarak kesin tespit, ölçüm, teşhis yapılması ve sonrasında gerekli onarımın uygulanmasının gerektiği, ancak aracın bu haliyle ve "15.000 km Bakım" işlemi yaptırılmamış bir şekilde kullanılmaya devam edildiği, bu durumun, aracın servis ihtiyacının kapsamını ve maliyetini genişletebilecek bir kullanım anlayışı olup tamamen kullanım şartları kaynaklı onarım ihtiyaçlarına yol açacağı, araç üzerinde giderilemeyen bir arıza söz konusu olmadığı, servis kayıtlarına göre dava konusu aracın servis girişlerinin kısmen periyodik bakımdan, kısmen ise aracın gerçek bir arıza içeriğini yansıtmayan basit müdahalelerden kaynaklandığı, dolayısıyla araç üzerinde onarım işlemi uygulanarak tespit edilen arızalar giderildiği,  Yasa ve Yönetmelikte hükümleri uyarınca arıza tekrarı söz konusu olmadığından, onarım hakkını da kullanan davacının diğer seçimlik haklarını kullanamayacağı, gerek Tüketici Yasası ve gerekse Garanti Yönetmeliği esasları uyarınca araç değişimi için aranan şartların gerçekleşmediği, dava konusu araçta ayıp / gizli ayıp / üretim hatası söz konusu olmamakla birlikte, kesinlikle bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aracın teknik durumu itibariyle araç değişimini gerektirir bir husus mevcut olmadığından, huzurdaki talepler Medeni Kanun md. 2'ye aykırılık teşkil edeceğinden, davacı iddialarının kabulü halinde, araç değişimi veya bedel iadesi yerine; ayıp oranında bedel indirimi va da ücretsiz onarım yönünde karar verilmesinin  hakkaniyet gereği olduğu, aracın uzun süre kullanılmış ve halen kullanmakta olduğundan Türk Borçlar

Kanunu'nun 192. maddesi gereğince, kullanım bedelinin hakkaniyet gereği araç bedelinden mahsubu gerektiği, araçta değer kaybı miktarının tespit edilmesi gerektiği,  ayıbın kabulü anlamına gelmemek üzere; davanın kabulü ile aracın davalı şirkete iadesi söz konusu olur ise; dava konusu aracın takyidatlardan ari olarak iade edilmesi hususuna hükümde ver verilmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.

DELİLLER/

1-Dava dilekçesi ekinde ibraz edilen, fatura, servis fişi, ihtarname, tebliğ belgesi, noterlik makbuzu fotokopileri 

2-Davalı Tamaş vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde ibraz edilen fatura, servis teslim fişi, iş emri atölye bilgileri, araç kabul formu fotokopileri.

3-Davacı vekili tarafından 13.05.2015 ve 24.03.2015 tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen yağ tüketim ölçümü, yapılan işler, iş emri, sorumluluklar.

4-Bilirkişi incelemesi;

Bilirkişiler Doç Dr. M.Ö, Yrd. Doc Dr. T. S, Yrd.Doc Dr.L.Y tarafından düzenlenen 12.06.2015 tarihli raporda, içten yanmalı motorların, çalışma prensipleri gereği kaderden ve supap yataklarından yanma odasına geçen yağın yanması nedeniyle yağ tükettikleri, tüketilen yağ miktarının motorun teknik özelliklerine ve kullanım şartlarına göre değiştiği, kaderde depolanmış yağ seviyesinin sorun yaşatmadan motorun çalışmasını sürdürdüğü, içten yanmalı motorların teknik özelliklerinde belirtilen kader yağ hacmi alt sınırı, motorun aşın termik zorlamaya maruz kalmadan güvenle çalışmasını sürdürebileceği asgari değer olduğu, aşırı yağ yakma sonucu kaderdeki yağın asgari seviyenin altına düşmesi, yağın motordaki soğutma işlevini yeteri kadar sağlayamamasına ve motor sıcaklığının artmasına neden olacağı, artan sıcaklıkla birlikte yağlama yağının vizkozitesinin azalması ve yetersiz yağ miktarı nedenleriyle yağlama basıncının azalması sonucu motor elemanlarında önemli hasarların gelişmesi kaçınılmaz olduğu, bu olumsuzluktan sakınılması amacıyla, günümüz araçlarının gösterge panellerinde yağ seviyesinin tehlikeli seviyeye düştüğünü sürücüye ikaz eden yağ uyarısı görüntülendiği,  yağ uyarısına rağmen aracın kullanılması durumunda ortaya çıkacak zararın sorumluluğunun kullanıcıya ait olacağı, günümüzde tüm kullanıcılar tarafından gözlendiği gibi, revizyon ömür süreci içindeki bir taşıt motorunun, yağ değişim süreci içerisinde yağ ilavesi gerektirmeyecek kadar yağ eksiltmesi rastlanan, kabul edilebilir ve olağan durum olduğu, yağ değişim periyodunda, aşırı yağ eksiltme sebebiyle motora yağ ilave edilmesi, kullanım rahatlığım bozan, gerek servis ve gerekse yağ temini ve yağın tamamlanması yönünden maddi kayba ve zaman kaybına yol açan, aracın değerini düşüren, yüksek masraflı motor hasarlarının oluşmasına zemin hazırlayan önemli bir arıza olduğu, servis kayıtlarındaki değerler incelendiğinde, 06.07.2013 tarihindeki ölçümde 1000 km’de 0,184 litre, 24,10,2013 tarihindeki ölçümde 1000 km’de 0,75 litre, 18,11,2013 tarihindeki ölçümde 0,804 litre, 20,03,2014 tarihindeki ölçümde 1000 km’de 0,375 litre, 30.06,2014 tarihindeki ölçümde 1000 km’de 0,184 litre, 13.09,2014 tarihindeki ölçümde 1000 km’de 0,229 litre, 17.11,2014 tarihindeki ölçümde ise 31.10.2014 tarihli yağ ilavesi de hesaba katıldığında 1000 km’de 1,324 litre yağ sarfiyatı gerçekleştiğinin belirtildiği, testlerin sonuçları değerlendirildiğinde, dava konusu aracın motorunda kullanımdan bağımsız, üretim kaynaklı olağan dışı yağ tüketimine neden olan bir sorunun bulunduğu,31,10.2014 tarihinde hazırlanmış servis evrakında davaya konu aracın motor yağ kapasitesinin, 4 litre olduğu belirtildiği,  ölçülmüş yağ tüketimi değerleri incelendiğinde, farklı harcamaların belirlendiği, birçok ölçümde belirlenen değerlerin günümüz teknolojisi ile bağdaşmadığı, kullanım hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı, satın alma esnasında makul ve yeterli bir süre inceleme ile anlaşılamayacak olan, zaman kaybına yol açması nedeniyle araçtan beklenen faydayı ve kullanım konforunu azaltan, işletme masraflarım arttıran, aracın değerini düşüren aşırı yağ tüketimi arızası nedeniyle dava konusu aracın  4077 sayılı T.K.H.K.’nın 4. maddesi kapsamında gizli ayıplı mal niteliğinde olduğu, dava konusu araç üzerinde belirlenen ezilme hasarı dikkate alındığında ikinci el değerinde hasarsız muadillerine kıyasla 500 TL azalma olacağı bildirilmiştir.

  GEREKÇE/

Dava, davacı tüketici tarafından davalı satıcı ve ithalatçı aleyhine açılan ve TKHK'nun 4.maddesine dayanan misliyle değişim davasıdır.

Davacının davalı T..AŞ'dan 34 .. ... plaka sayılı, 2013 model VW- GOLF marka 1.2 TSİ BMT 105 PS Comfortline Tiptr. aracı -0- km olarak 53ç261.51-TL bedel ile satın aldığı, aracın çeşitli tarihlerde yağ ikaz ışığının yanması şikayetiyle servise verildiği, yapılan kontrollerde yağ eklendiği ihtilafsız olduğu gibi mevcut deliller ile de sabittir.

Taraflar arasındaki ihtilaf esas itibariyle, aracın ayıplı olup olmadığı, misliyle değişim koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Ayıplı Mal başlıklı 4. maddesine göre, "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.

Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.

İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ...ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar." 

Konusunda uzman bilirkişiler tarafından araç incelenerek rapor düzenlenmiş olup, araçta aşırı yağ tüketimi arızası bulunduğu, kullanıcı hatası olmadığı, imalat hatasına dayalı, satın alma esnasında makul ve yeterli bir süre ile anlaşılamayacak olan zaman kaybına yol açması nedeniyle araçtan beklenen faydayı ve kullanım konforunu azaltan, işletme masraflarını arttıran aracın değerini düşüren, aşırı yağ tüketimi arızası nedeniyle gizli ayıplı olduğu bildirilmiştir.

Bu durumda, davacının aracı satın aldıktan kısa bir süre sonra meydana çıkan arızanın bilirkişi raporu doğrultusunda gizli ayıp niteliğinde olduğu ve seçimlik hakkını misliyle değişim yönünde kullanan davacının talebinin araçtaki değer kaybına ilişkin 500-TL tutarın davacıdan alınarak aracın ayıpsız misliyle değişimine  karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM /

1-Davanın kısmen kabulü ile 500-TL'nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 

2-Dava konusu aracın davalılara iadesi ile takyidatlardan ari olarak ayıpsız misli ile değiştirilmesine, 

3-Fazlaya ilişkin istemin reddi ile AAÜT'nun 13. maddesi gereğince 500-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 

4-AAÜT'nun 13. maddesi gereğince 6.104-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 

5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden kabul ve red oranına göre takdiren %99 'une  isabet eden ve aşağıda dökümü gösterilen 1.265,22-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak   davacıya verilmesine

5-  3.604,14-TL nispi  karar ilam harcının hazine adına davalıdan alınmasına, 

           Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2015



Katip 116732 ¸e-imzalıdır                                 Hakim 28101¸e-imzalıdır    





YARGILAMA GİDERLERİ

Tebligat(  8   adet):     78,00-TL

Bilirkişi ücreti:1.200,00-TL

İhtarname:   150,98 TL

TOPLAM: 1.428,90-TL

% 99 'una isabet eden kısım:1.414,692-TL


               T.C.

     İstanbul Anadolu

6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO: 2015/311 

KARAR NO: 2016/1312


HAKİM: B.B.  22795

KATİP: H. B.  187909


DAVACI: O.A.A - Ümraniye/ İstanbul

VEKİLİ: Av. Yusuf Ayık - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İstanbul

DAVALI: 1- T.. Pazarlama Ve Satış A.ş. -  Cumhuriyet Mah.E-5 Yan Yol No:11 Yakacık Kartal/ İstanbul

VEKİLİ: Av. M. H.K - Şişli/ İstanbul

DAVALI: 2- A... Otomotiv A.Ş.- Çekmeköy/ İstanbul

VEKİLLERİ: Av. A. C - Ümraniye/ İstanbul

  Av. A. Ş. EÜmraniye/ İstanbul

  Av. N.K Ümraniye/ İstanbul


DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 09/04/2015

KARAR TARİHİ: 01/12/2016

KARAR

YAZIM TARİHİ:  07/12/2016

Taraflar arasındaki davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin 24.10.2011 tarihli fatura ile  34.KG.373 plakalı 2012 model Toyota Auris 1.4 D-4D Comfort Extra M/M tipi  aracı satın aldığını, bir süre aracı kullanan müvekkilinin bir çok problemle karşılaştığını, son olarak araçta yağ eksiltme olarak bilinen ve Toyota 1.4 D-4D motorlarında kronik olarak gözlemlenen poblemin bu araçta da meydana geldiğini, aracın yağ eksilttiğini ve bu hali ile ayıplı araç olduğunu, aracın ilk bakımının 29.08.2012 tarihinde araç 10.615 km de iken yapıldığını, bu bakım sırasında araçta direksiyon manevra yaparken, kasisten geçerken önden ses geldiğinin belirtildiğini, servis tarafından 10.000 km bakımı yapıldığını, ön takımın sıkıldığı, yol testi yapılarak önden gelen sese rastlanmadığı, arıcın sorunsuz bir şekilde teslim edildiğinin servis fişine yazıldığı, 22.03.2013 tarihinde araç 16.651 km de iken seyir halinde direksiyondan ses geldiği şikayeti ile servise teslim edildiği, yetkili servisin aracın direksiyon kolonunu değiştirerek sorunu çözmeye çalıştığını, aracın 17.588 km de iken yetkili servise götürülerek amortisörlerden ses geldiği, ön şoför koltuğu kızağının ileri geri zorlanarak hareket ettiği, aracın fazla yaktığı ve vites topuzunda soyulmalar olduğunun beyan edildiğini, servis tarafından aracın amortisör kulelerinin sıkıldığı, fren kalipler pimlerinin yağlandığını, vites topuzunun değiştirildiği, ön cam ızgarasının temizlendiğini, sol ön koltuk altı iskeletinin değiştirildiğini, 04.07.2013 tarihinde araç 20.579 km de iken 20.000 km bakımı ve korna çalmaması, önden ses gelmesi şikayetleri ile yetkili servise müracaat edildiğini, servis tarafından korna sivicinin temizlendiği, eksik olan alt muhafaza klipslerinin takıldığı, ön takımın sıkıldığı, amortisör ön kule takozunun değiştirildiğini, araç 21.000 km de iken davacı tarafından aracın ön kısmından mekanik ses geldiği  ve fren pedalına basıldığında ses geldiği şikayetleri ile 12.08.2013 tarihinde yeniden servise müracaat edildiğini, burada sol ön fren disk sacında eğrilek tespit edilerek düzeltildiği, araç 30.915 km de iken davacının aracı servise götürerek sol ön koltuk sırt döşemesinde deformasyon ve toplanma mavcut olduğu, aracın yokuş kalkışlarında titreme yaptığı şikayetinde bulunulduğunu, yetkili servisin ön koltuk sırtlığını garanti kapsamında değiştirdiği ve titreme ile ilgili işlem yapılmadan aracın teslim edildiğini, araç 32.032 km de iken 30.000 km bakımının yapılması için servise götürüldüğünü ve davacının kalkışlarda titreme olduğu şikayetini tekrar bildirdiğini, yetkili servis tarafından bakımın yapıldığını fakat titreme ile ilgili normal olduğundan bahis ile herhangi bir işlem yapılmadığını, 33.328 km de yine servise götürülerek manevralarda ve sola dönüşlerde çatırtı sesi olduğu nun bildirildiğini, servis tarafından sol ön aks somunu sıkılarak sorun olmadığı bildirilerek arıcın teslim edildiğini, 11.11.2014 tarihinde araç 34.542 km de iken direksiyon sağ ve sol yapınca ses gelmesi ve sabahları soğuk iken seri kalkışlarda ve rampalarda titreme olduğu şikayeti ile servise götürüldüğü, servis tarafından problem olmadığı beyanı ile aracın teslim edildiğini, araç 38.366 km de iken yağ seviye ikazı vermesi üzerine servise götürüldüğünü ve servis tarafından 6334 km de 1,8 litre yağ tüketimi yaptığı tespiti ile yağ tamamlandığını, ayrıca TSR yapılıp müşteriye bilgi verileceği ve araca intercooler kampanyası yapılması gerektiği ve 23.03.2015 tarihine randevu verildiği belirtilerek servis fişi düzenlendiğini, 23.03.2015 günü gittiğinde aracı intercooler kampanyası uygulandığı belirtilerek aracın teslim edildiğini, araçtaki bu problemlerin gizli ayıp kapsamında olduğunu, müvekkilinden gizlendiğini ileri sürerek aracın ayıpsız yenisi  ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir. 

Davalı Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde, davanın zamanaşımına uğradığını, kullanıcı el kitabında aracın azami olarak 1.000 km de 1 lt yağ eksiltme yapabileceği, bunun arıza olmadığının belirtildiğini, yağ eksildiğinde uyarı niteliğindeki lamba yandığını, aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı ALJ Otomotiv  A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde, davacıya satılan aracın  garanti süresinin dolduğunu,  kullanıcı el kitabında aracın azami olarak 1.000 km de 1 lt yağ eksiltme yapabileceği, bunun arıza olmadığının belirtildiğini, motorun yağ tüketiminin kullanıma bağlı olarak değişebileceğini, davacının şikayetlerinin yetkili servis tarafından giderildiğini ve bu arızaların tekrarlanmadığını, araç değişimi talebinin haksız olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 

Dosyada bulunan belgelerden davacının davalı Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş.nin yetkili satıcısı davalı ALJ A.Ş. den 24.10.2011  tarihinde 34.KG.373  plakalı 2012 model Toyota Auris marka aracı satın aldığını ve 47.429,47  TL ödediği, dava dilekçesinde ve servis iş emirlerinde yer alan tarihlerde ve km lerde davacı tarafından yetkili servise götürülerek kısmen aynı kısmen değişik şikayetlerde bulunulduğu, yetkili servis tarafından bakım onarım ve gerekli parça değişimi işlemlerinin uygulandığı  anlaşılmaktadır.

Mahkememizce yaptırılan inceleme sonucu 31.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda aracın kullanım hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı gizli ayıplı olarak değerlendirilmesi gerektiği ayrıntılı olarak  açıklanmıştır. 

6502 sayılı  yasanın 11/1-ç maddesine göre malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme seçimlik hakkı bulunmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrasında  “ Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz “ hükmü yer almaktadır. 

Garanti Belgesi  Yönetmeliğinin 9/(1) maddesinde  “ Tüketicinin, ücretsiz onarım hakkını kullanması halinde malın;

a) Garanti süresi içinde tekrar arızalanması,

b) Tamiri için gereken azami sürenin aşılması,

c) Tamirinin mümkün olmadığının, yetkili servis istasyonu, satıcı, üretici veya ithalatçı tarafından bir raporla belirlenmesi,

durumlarında; tüketici malın bedel iadesini, ayıp oranında bedel indirimini veya imkan varsa malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini satıcıdan talep edebilir. Satıcı, tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. “ 

Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğinin 10/(4). maddesinde “ Kullanım ömrü süresince malın yetkili servis istasyonlarındaki bakım ve onarım süresi azami tamir süresini geçemez. Bu süre, garanti süresi içerisinde mala ilişkin arızanın yetkili servis istasyonuna veya satıcıya bildirimi tarihinde, garanti süresi dışında ise malın yetkili servis istasyonuna teslim tarihinden itibaren başlar. Tüketici arıza bildirimini; telefon, faks, e-posta, iadeli taahhütlü mektup ve benzeri bir yolla yapabilir. Uyuşmazlık halinde bildirime ilişkin ispat yükümlülüğü tüketiciye aittir.”  hükümlerine yer verilmiştir. Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğine ekli listeye göre binek araçlarda azami bakım onarım süresi 30 gündür.

Davalı aksini ispat edemediği gibi davacıya ait aracın gizli ayıplı olduğu bilirkişi raporu ile sabit olmuştur. Davacı, garanti süresi içinde 29.08.2012 tarihinde yetkili servise                  başvurarak ayıbı bildirmiştir. Aynı şikayet 21.03.2013 - 16.05.2013 - 04.07.2013 - 12.08.2013 - 15.07.2014 - 14.08.2014 - 23.09.2014 - 11.11.2014 - 10.12.2014 tarihlerinde tekrar yapılmıştır. Davalıların üretim ve satışını yaptıkları  aracın bakımı ve tamiri yine davalıların yetkili kıldıkları servislere ait olup davalılar  ile servisler arasında bir hukuki ilişki vardır.  Servislerin konularında uzman olmaları asıldır. Olayda, davacının aracı birden fazla tamire götürmesi nedeniyle servislerin aynı arızanın tamirle giderilemeyeceğini, üretimden kaynaklandığını bilmeleri gerekir. Bunun davacıya söylenmemesi arızanın gizlenmesi ve davacıyı oyalama sonucunu da doğurur. Bu gibi durumlarda zamanaşımı işlemez. Somut olayda, 24.10.2011   tarihinde satın alınan araçta ilk kullanımdan 10 ay sonra beliren arıza, garanti süresi içerisinde 8 kez tekrarlanmış ve  10.12.2014 tarihinde yeniden ortaya çıkmıştır. Araçtaki arızanın yönetmelikte belirlenen 30 günlük azami tamir süresi içinde giderilemediği de sabit olduğundan 6502 sayılı yasanın 11. maddesinde yer alan seçimlik haklardan aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi  şartlarının davacı yararına  gerçekleştiği  kanısına varılmıştır. Davalıların birlikte sorumlu olduklarına ilişkin 11/2. madde  hükmü nedeniyle  davanın kabülü gerekmiştir. 


 HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı gibi; 

DAVANIN KABULÜ ile davacıya ait 34....373 plakalı 2012 model Toyota Auris 1.4 D-4D Comfort Extra M/M tipi  aracın İİK. nun 24. maddesi gereğince davalılar tarafından ayıpsız olan yenisi ile değiştirilmesine, 

3.239,90  TL. nisbi karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 

Davacı vekili için takdir edilen 5.567,24 TL. nisbi vekalet  ücreti ile davacı tarafından yapılan 1.309,15 TL. yargılama giderinin davalılardan müştereken ve  müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 

Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, taraf vekillerinin  yüzlerine karşı tebliğden itibaren iki hafta içinde istinaf  yolu açık olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı.01.12.2016



Katip 187909  ¸e-imzalıdır                   Hakim 22795

 

 

 


                 T.C.

           BAKIRKÖY

3. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO: 2014/1431 Esas

KARAR NO: 2015/975


HAKİM: C.M  23890

KATİP: Y. Ö. 170142


DAVACI : H.A Zeytinburnu/ İSTANBUL

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

DAVALI : 1- T.. PAZARLAMA VE SATIŞ A.Ş. -  Kartal/ İSTANBUL

VEKİLİ: Av. M.H.K- Şişli/ İSTANBUL

DAVALI : 2- D..... TUR. OTO.SAN. VE TİC.A.Ş -  Zeytinburnu/ İSTANBUL

VEKİLİ: Av. D.G.- Beşiktaş/ İSTANBUL

DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 19/08/2014

KARAR TARİHİ: 03/07/2015

KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2015


Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı davalılardan D... Tur Oto San. Tic. A.Ş'den sıfır km  Corollas D1 araç aldığını, aracı alırken ek bedel ve ekstra garanti almasına rağmen  1000 km den itibaren yağ eksitmeye başladığını ve nitekim seyir halindeyken  böyle bir yağ eksiltme problemi yaşadığını, servise başvurduğunu, bu durumun 3.kez tekrarlandığını belirterek rutin km kontrollerinde bu durum servisçe tespit edildiği halde işlem yapılmadığını, 02/02/2017 Tarihine kadar ekstra garantisi olan gizli ayıplı bu aracın  ayıpsız misliyle değiştirilmesi için dava açmıştır. 

Davalı satıcı ve ithalatçı firmalar iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini, bilirkişi raporlarına itirazlarına da özetle; zamanaşımı, husumet yokluğu ve esastan reddi taleplerinde bulunmuşlardır.

Dosya dava konusu otomobil ile birlikte yanlarca temin edilen aracın teknik bilgilerini içeren belgelerle birlikte servis kayıtları da  temin edilerek  konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle  mahkeme heyetince keşfen incelenmiştir.

Bilirkişiler tarafından düzenlenen 09/04/2015 Tarihli raporda iddiaların seyri özetlenmiş, servis belgelerine ilişkin kronolojik bilgiler özetlenmiş mütalaa ve değerlendirmeye ilişkin teknik açıklamalar bölümünde aracın değerini düşüren aşırı yağ tüketimi nedeniyle gizli ayıplı mal niteliğinde olduğu sonuç kısmında  belirtilmiştir. 

Teknik bilirkişilerin raporlarına mahkememizce de itibar edilerek  üründeki ayıbın  süreç içerisinde yağ eksiltme sorununun  peyder pey ortaya çıktığı ve böylece Satıcı tarafından bildirilen veya tenik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe  aykırı olduğu,Muadili olan malların kullanım amacının karşılamadığı, Tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi veya ekonomik eksiklikler içeren mallardan  olmadığı ve ayrıca 4703Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun'la bu kanuna dayanarak çıkarılmış yönetmeliklere göre dava konusu ürün için çıkarılmış mevzuata uygun nitelikler  taşımadığı ve nitekim aracın satın alındığı tarihten sonra 22/12/2012, 01/08/2014 Tarihlerinde yağ eksilttiğini servisçe belirlendiği ve bilirkişiler tarafından da bu hususun tespit edildiği anlaşılmış 6502 Sayılı yasanın 8.md. Yazılı ayıplı mallara ilişkin şartlardan birden fazlası gerçekleşmiş, davacının davasında haklı olduğu sonucuna varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. 

HÜKÜM: (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle)

1-Davanın KABULÜNE, Dava konusu malın  ( 34 .. ... Plaka Nolu, JTNBC58E70J035... Şase Nolu, 1ND1195159 Motor Nolu, 2012 Model  Corollas/ D1.4D- 4D Comfort) 6502 Sayılı  yasanın 11/1-ç md. gereğince ayıpsız misliyle değiştirilmesine,

2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.421,56-TL bakiye harcın davalılardan alınarak hazineye  irat kaydına, 

3-AAÜT uyarınca davacı vekiline takdir olunan 5.809,68-TL vekelat ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 

4-Davacı tarafından yapılan 600-TL Bilirkişi ücreti, 109,25-TL PTT gideri olmak üzere toplam : 709,25-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

5-Davalılar tarafından  yapılan tüm masrafların davalılar  üzerinde bırakılmasına, 

6-Kullanılmayan gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı  HMUK'nun 432.maddesi  gereğince  kararın  taraflara tebliğ tarihinden itibaren   15 günlük  yasal süre  içinde kararı temyiz edebilecekleri ihtarı ile Yargıtay  yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı...03/07/2015


Katip 170142                                                 Hakim 23890

 

 

 


 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

YARGILAMAYA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

İSTANBUL 5.TÜKETİCİ MAHKEMESİ KARARIDIR

   

                T.C.

           İSTANBUL

5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

 

 

ESAS NO: XXXX

KARAR NO: XXX

HAKİM: XXX

KATİP: XXX

DAVACI: XXX

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29

 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

DAVALI: T.. TÜRKİYE PAZ.VE SATIŞ A.Ş

VEKİLİ: XXX

 

DAVA: Ayıplı Mal

DAVA TARİHİ: 05/06/2012

KARAR TARİHİ: 03/12/2013

KARARIN

YAZILDIĞI TARİH: 02/01/2014 

 

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.    

DAVA

Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile, davacının 29.12.2009 tarihli fatura ile 48.500-TL bedel ödeyerek XXX plaka nolu 2010 model Toyota marka Corolla 1.4 4D Elegant tipi aracı satın aldığı, aracın 05.01.2010 tarihinde teslim edildiği, aracın fatura bedelini 46.229,04-TL olduğu, kapı ve tampon bandı, park sensörü, yan band, tampon, köşe koruyucu, park sensörü kiti, xenon, set faturası ayrı olarak 600,01-TL bedelli olarak kesildiği, ödemlerin banka vasıtasıyla yapıldığı, davacının araca paspas, boya koruma, detaylı iç temizlik, kaput filmi, bagaj havuzu eklettirdiği, aracın 10000 km öncesinde yağ uyarısı verdiği, 17223 km'de hafif meyilli yolda aracın çekmediğinin farkedildiği, arabanın aorlandığı, ön kısmından duman çıktığı, motor ışığı yandığı, aracın geriye kaçması nedeniyle kaza tehlikesi atlatıldığı, aracın stop ettiği ve çalışmadığı, yol yardımı motorun soğumasını  beklemesi, en kısa sürede servise gitmesini önerdiği, servis tarafından arıza giderildiğinden bahisle aracın teslim edildiği, 21295 km'de iken araçta yağ uyarı ışığının yandığı, serviste araçların yeni performanslı araç olduğu, normal bulunduğunun bildirildiği, kayda alınmadığı, 28500 km'de yine uyarı lambasının yandığı, 1750 mlt ücretsiz yağ eklendiği, 30000 km bakımında aşırı yağ eksiltmesinden dolayı (2,5 lt) yeni sistem turbo ve yakıt pompası değiştirilmesinin gerektiğinin söylendiği, parçaların garanti kapsamında değiştirildiği, 36500 km'de yeniden yağ uyarısını verdiği, 2,5 lt yağ eksiltmesinin olduğu söylendi, motorun açılıp bakılmasının gerektiğinin bildirildiği, davacının sorunun teşhisi amacıyla izin verdiği, onayı alınmadan motorda bir çok parçanın değiştirildiği, 26.05.2012 tarihinde 40000 km bakımı için servise götürüldüğünde önceki geçmişinden dolayı 36800 km'de servisten teslim alındığı, yağ çubuğuna bakıldığından 1000 mlt civarı eksik olduğunun söylendiği, teknik açıdan bir sorun olmadığının , yağ ve yağ filitresiyle ilgili bir işlem yapılmayacağının bildirildiği, servis müdehalelerine rağman sorunun giderilemediği, araçtaki gizli ayıpların davacıdan gizlendiği, davacının ayıplar nedeniyle araçtan yararlanamadığı bildirilerek aracın davalıya iadesi ile ayıpsız misliyle değişimini, mümkün olmaması halinde ayıplı araç için ödenen satış bedelinden şimdilik 46.229,04-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir

SAVUNMA/

Davalı vekili tarafından süresi içinde verilen cevap dilekçesi ile, zamanaşımı süresinin dolduğu bildirilerek ileri sürülen zamanaşımı definin yanı sıra, dava konusu araç ile verilen kullanıcı el kitabında aracın azami olarak 1000 km'de 1 litre yağ eksiltebileceği, arıza olmadığı, yağ çubuğunun her yakıt alışında kontrol edilmesi gerektiğinin belirtildiği, tüm motorların kullanım şartları ve kullanıcı stiline bağlı olarak yağ eksiltmesinin olabileceği, ayıp olarak değerlendirilemeyeceği, tüm markaların kullanıcı el kitabı incelendiğinde belirli eşik değerler verildiği, kimi markalar 1000 km'de 0,6 lt yağ tüketimi derken kimi markaların bunu 1 lt verdiği, araç yol bilgi ekranındaki yağ değişimi ve seviyesini gösteren ekranların kullanıcıyı uyaran ve bilgilendiren ekranlar olduğu, yağ seviyesi ekranının görünmesinin arıza bildirmediği, Toyota markasının bazı markalardan farklı olarak bilgi ekranında uyarıların daha erken çıktığı, bunun kullanıcı güvenliği için alınan önlem olduğu, aracın servis kayıtları incelendiğinde yağ seviyesi nedeniyle servis girişi yapmış olduğu, 22.08.2011 tarihinde dava konusu aracın 8755 km'de 1.75 litre yağ eksilttiği, 1000 km'de 0,199 litre yağ eksiltme anlamına geldiği, 13.02.2012 tarihinde müracaatta 6755 km'de 1 lt yağ eksildiğinin tespit edildiği, 1000 km'de 0,148 lt yağ eskiltme anlamana geldiği, araçtaki yağ eksiltmenin motorun normal çalışma sınırları içinde olduğu, bilirkişi tarafından yağ tüketiminin normal sınırının belirlenmesinin mümkün olmadığı, tüketimin pek çok etkene bağlı olduğu, dava konusu araçta ayıp yada arıza bulunmadığı bildirilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.

DELİLLER/

1-Dava dilekçesi ekinde ibraz edilen fatura, uygunluk belgesi, iş emri, araç teslimat formu, alındı makbuzları, ruhsat, sigorta poliçesi fotokopileri.

2-Davacı tarafından 27.06.2012 tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen araç çekme ve teslim tutanağı, teslimat formu, irsaliyeli fatura fotokopileri.

3-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi cevabi yazısı.

4-Araç trafik kaydı.

5-Anadolu Sigorta AŞ'nin 27.12.2013 tarihli cevabi yazısı ve eki.

6-Davacı vekili tarafından 28.03.2013 tarihli dilekçe ekinde verilen iş teslimat formu.

7-Bilirkişi incelemesi;

Bilirkişiler Prof. Dr.XXX Prof. Dr. XXX Prof. Dr. XXX tarafından düzenlenen 10.06.2013 tarihli raporda iş emirlerinde mevcut yetkili servis tarafından turbo şarj ünitesi, vakum poması, piston ve sekman takımı değişimi yapıldığına dair notların dava konusu aracın motorun yağ eksilmesinin birden fazla arızalı parçadan kaynaklandığını gösterdiği, bu türden yağ tüketmenin yüksek oluşuna yönelik arızaların yağlama sistemi üzerinde bulunan motorun hareketli elemanları ve kompenentlerinden yağ kaçağı olması sonucunu ortaya çıkardığı, üretim aşamasında çok sık olmasa da gözden kaçabildiği, üretim hatası niteliğinde arıza olduğu, aracın inceleme günü itibariyle emsal araçlara göre daha fazla motor yağı tükettiği, yağ eksiltme arızasının oldukça erken oluşan bir arıza olması ve satın alma aşamasında farkedilemeyeceği bildirildiğinden gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacı şikayetinini yapılan müdehalelere rağmen yetkili servis tarafından giderilemediği, uzun mesafeli yolculuklarda yol ve hava şartlarına bağlı olarak eksiltmenin daha fazla olabileceği, yolda kalmaya neden olabileceği, dava konusu araçtan tam anlamıyla yararlanmanın mümkün olmadığı, TKHK'nun 4.maddesinde açıklanan ayıplı mal tanımlaması kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, değer kaybına rastlanacak hasar bulunmadığı bildirilmiştir. 

Adı geçen bilirkişiler tarafından düzenlenen 11.10.2013 tarihli ek raporda kök rapordaki görüşlerini muhafaza ettikleri, yağ eksiltme sorununun devam ettiği, hasar dosyasına göre dava konusu araçtaki değer kaybının 2.000-TL olacağı görüşüne varıldığı bildirilmiştir.

GEREKÇE/

Dava, davacı tüketici tarafından davalı aleyhine açılan misliyle değişim veya bedel iadesi davasıdır.

Davacının 29.12.2009 tarihli fatura ile 46.229,04-TL bedel ile 2010 model Toyota marka Corolla 1.4 4D Elegant tipi aracı satın aldığı, aracın 05.01.2010 tarihinde teslim edildiği, aracın 20.10.2010 tarihinde servise verildiği, garanti süresi içinde servis formalarına göre 4 kez yağ eksiltme şikayeti ile servise başvurulduğu, yetkili servis tarafından turboşarj ünitesi, vakum pompası, piston ve sekman takımının değişiminin yapıldığı ihtilafsız olup mevcut deliller ile de sabittir.

Taraflar arasındaki ihtilaf esas itibariyle, zamanaşımı süresini gerçekleşip gerçekleşmediği, ayıplı olup olmadığı, misliyle değişim koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Ayıplı Mal başlıklı 4. maddesine göre, "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.

Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.

İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ...ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar."  Davalılar vekillleri tarafından, aracın 1000 km de 1lt yağ eksiltebileceği ve kullanıcı ve kullanım koşullarının etkili olduğu ileri sürülmüştür.

Konusunda uzman bilirkişi heyetince araç incelenerek düzenlenen ve hüküm vermeye yeterli bulunan bilirkişi raporu ve ek raporları ile, aracın motor yağı seviyesi uyarı ışığının emsal araçlara göre daha sık yanmasına yönelik arızanın yağlama sistemi ile ilgili parçaların üretici firma tarafından öngörülen zamandan önce eskime ve yıpranmasına bağlı olarak yağ eksiltme şeklinde sonradan ortaya çıkan üretim hatası niteliğinde arıza olduğu, bu durumun gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir.

Gizli ayıplı olan dava konusu araçtaki şikayetin servis tarafından yapılan onarımlar ile giderilemediği anlaşılmakla, anılan hüküm uyarınca zamanaşımı süresi gerçekleşmemiştir.

Bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının 2.000-TL olduğu bildirilmiştir.

Her ne kadar, davacı vekili aracın misliyle tüm aksesuarları ile birlikte değişimini talep etmiş ise de, taraflar arasında satışa konu olarak düzenlenen fatura tutarında araç bedeli 46.229,04-TL olarak gösterilmiş olmakla bu bedel üzerinden değer kaybının mahsubu gerektiği sonucuna varılmıştır.

Diğer taraftan, davacının talep ettiği paspas, boya koruma, temizlik, kaput filmi için yapılan harcamalar ekstra harcamalar olup, araç kullanım süresince davacı tarafından yararlanılmıştır.

Tüm bu nedenlerle, davanın bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM /

1-Davanın kısmen kabulü ile aracın tüm takyidatlardan ari olarak davalı şirkete iadesi ile  44.229,04-TL nin  aracın  iade tarihinden itibaren  avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak  davacıya verilmesine, 

2-Fazlaya ilişkin 2.000-TL istemin reddi ile AAÜT'nun 12. maddesi gereğince 440 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 

3-AAÜT'nun 12. maddesi gereğince 5.115-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 

4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden kabul ve red oranına göre takdiren %96 sina isabet eden ve aşağıda dökümü gösterilen 1.088,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak    davacıya verilmesine

5-3.021,28- TL nispi karar ilam harcının hazine adına davalıdan alınmasına, 

           Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin   yüzüne karşı  açıkça okunup usulen anlatıldı.  03/12/2013      

 TÜRK MİLLETİ ADINA


               T.C.

      İstanbul Anadolu

2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO: 2014/1343 Esas

KARAR NO: 2016/931


HAKİM: N.Ö  35223

KATİP: D.Ö.  188751


DAVACI : M.G.A- Kartal/ İSTANBUL

VEKİLİ: Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

DAVALI : T.. TÜRKİYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ -   Kartal/ İSTANBUL

VEKİLİ: Av. M.H.K Mecidiyeköy Şişli/ İSTANBUL


DAVA: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 16/07/2014

KARAR TARİHİ: 19/04/2016

Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

DAVA:Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile özetle ve özü itibariyle ; 31.07.2009 tarihli fatura ile 34 .. 0026 Plaka nolu TTNBC56E70J009... şase nolu 2010 model Toyota Corolla S/D 1.4 D-4D Elegant düz vites tipi araç 0 km olarak satın aldığını, aracın kendisine 04.08.2009 tarihinde Avcılar S.. bayiinde teslim edlidiğini, ilk 10.000 kilometreden sonra arcın ciddi miktarda yağ eksilttiğini,(5.000 km'de , 1,7-1,8 litre) defalarca yağ değişiminden sonra birtakım parçaların değiştiğini, fakat şikayetini devam ettiğini, 2013 yılı başında bu defa piston ve segmanını yetkili serviste değiştiğini, ancak bu tamiratında şikayeti gidermediğini, son olarak 18.03.2014'te tüm motor bloğunun komple değiştiğini, fakat buna rağmen arabadaki sorunun devam ettiğini ve 5.000 km'de bir serviste gitmek zorunda kaldığını,aynı arızanın 3'ten fazla meydana gelmesi nedeni ile arabının yenisi ile değişmesi gerektiğini bu şekilde mağduriyetinin giderilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; Dava konusu araç için müvekkil şirket tarafından 2 yıl 60.000 Km teknik garanti ve 3 yıl/ 100.000 km ücretiz onarım taahhüdü süresinin verildiğini, araç için verilen garanti süresinin 31.07.2011 tarihinde ve ücretsiz onarım taahhüdü süresinin de 31.07.2012 tarihinde dolmuş olması sebebiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiştir.Dava konusu araç ile birlikte verilen kullanıcı el kitabında aracın azami olarak 1.000 Km'de 1 LT yağ eksiltme yapabileceği bunun arıza olmadığını, aracın yağ çubuğunun her yakıt alınışında kontrol edilmesi gerektiğini belirtmiştir.Davanın esasına girilmesi halinde, kanunen aranan şartların oluşmamış olması, dava konusu araçta bir ayıp bulunmadığını ve araçta devam eden bir arıza bulunmaması ve maldan yararlanamamanın söz konusu olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davcı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

Bilirkişi raporunda özetle ; Davacıya ait 34 GN0026 plakalı , Toyota marka Corolla S/D 1.4 D-D4 Elegant tipi 2010 model aracın, kullanım hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı satın alma esnasında makul ve yeterli bir süre incleme ile anlaşılmayacak olan, belirli bir kullanım süresi sonrası ortaya çıkan, zaman kaybına yol açması nedeniyle araçtan beklenen faydayı ve kullanım konforunu azaltan, işletme masraflarını arttıran yapılan motor yenileme işlemine rağmen giderilemeyen , aracın değereni düşüren aşırı yağ tüketim arızası nedeniyle dava konusu aracın 6502 sayılı TKHK. 'nun 8. Maddesi kapsamında Gizli Ayıplı mal niteliğinde olduğu, şikayete konu sorunun çevre sistemlerle birlikte komple motor değiştirilmesi ile giderilebilir nitelikte olduğu, görüşünü bildiren raporunu mahkememize sunmuştur.

Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre;davacıya satışı yapılan aracın kullanım hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı ve gizli ayıplı bir ürün oluğu , bilirkişi raporu ile de anlaşılmış olup,misli değişim hakkını kullanan davacının bu talebinde haklı olduğu anlaşılmakla, Davanın kabulüne davacıya ait 34 GN 0026 palakalı aracın sıfır kilometre ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM:

1- Davanın kabulüne davacıya ait 34 .. 0026 palakalı ve TTNBC56E70JALE009... Şaşe nolu 2010 model  aracın sıfır kilometre ayıpsız misli ile değiştirilmesine,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.871,95 TL harcın davalıdan tahsili ile  HAZİNEYE İRAT KAYDINA,

3-Davacının yaptığı toplam 413,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT 9. maddesi uyarınca takdiren 4.924,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere okundu anlatıldı. 19/04/2016


Katip 188751                                  Hakim 35223




Hukuk Genel Kurulu         2017/898 E.  ,  2021/88 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi




1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili ve ferî müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili ve ferî müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan mülga1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin ikinci fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından fer’i müdahil vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü:


I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 18.04.2011 tarihinde davalı şirketten Mercedes Benz marka Sprinter model aracı 79.750TL’ye satın aldığını, aracın 2 yıl garantili olarak satıldığını ve 22.04.2011 tarihinde trafiğe çıktığını, aracın ilk 20.000 km bakımından sonra yağ ikaz lambasının yandığını ve 21.500 km’de uyarı verdiğini, servis kontrolünde yağa mazot karıştığı için yağ artışı gerçekleştiğinin ve araçtan yağ salındığının belirlendiğini, araçtaki yağ sorunu nedeniyle 07.04.2012, 09.07.2012, 11.07.2012 ve 31.07.2012 tarihlerinde servise alındığını, yağ sorununun sürekli tekrar ettiğini, her seferinde davalı tarafından geçici çözümler üretildiğini, Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1 D. İş sayılı dosyası ile araç üzerinde tespit yaptırdıklarını, bilirkişi raporunda aracın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalıya ihtar gönderilerek değişim veya bedel iadesinin talep edildiğini, davalının garanti kapsamında onarım gerçekleştirdiğini iddia ederek taleplerini kabul etmediğini, araçtaki ayıbın müvekkilinden kasıtlı olarak gizlendiğini ileri sürerek davanın kabulü ile aracın davalı tarafından geri alınarak araç bedeli olan 79.750TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; araçta meydana gelen arızanın gizli ayıptan kaynaklı olmayıp, aracın kullanımından kaynaklandığını, aracın kitapçığında sık sık kısa mesafe ya da yoğun dur-kalk şeklinde kullanıldığında rejenerasyon işlemi tamamlanmadan kesilebildiğini, sık sık kesilen rejenerasyon nedeniyle dizel partikül filtresinin temizleme işleminin tamamlanmadığını, sonuç olarak motor yağına yakıt karışabildiği ve motor yağ seviyesi ikazının yanabileceğinin açıklandığını, aracın kullanımı ile ilgili ayrıntılı bilgi vermek amacıyla “Sprinter Talimatı için Tamamlayıcı Bilgiler” föyü hazırlanarak davacıya verildiğini, bu föyde sık sık kısa mesafe ya da yoğun dur-kalk şeklinde kullanılan araçların rejenerasyonunun desteklenmesi için yaklaşık 500 km’de bir en az 20 dakika otoban veya uzun mesafe sürüşü yapmalarının tavsiye edildiğini, müvekkili şirket tarafından araçta meydana gelen arızanın garanti kapsamında tamir edilerek her defasında sorunsuz şekilde davacıya teslim edildiğini, aracın kullanım talimatında belirtilen şekilde kullanılmadığını ve söz konusu arızalara davacının kendisinin sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Ferî Müdahil Cevabı:

6. Ferî müdahil vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ayıp olarak belirtilen durumun imalat hatası olmadığını, kullanıcının aracı kullanım kılavuzu şartları dışında kullanmasından ileri geldiğini, davacının aracı sürekli olarak kısa mesafelerde düşük devir ve düşük hızlarda kullandığını, kullanım kılavuzundaki uyarıları dikkate almadığını, kendi eylemiyle otomatik temizleme sisteminde arızalar meydana gelmesine neden olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme Kararı:

7. Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.03.2014 tarihli ve 2013/52 E., 2014/116 K. sayılı kararı ile; aracın davacı tarafından okul servisi olarak kullanılmak üzere alındığı ve araçtaki şikâyetin nedeni konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, ihtilafın araçtaki bu şikâyetlerin ayıp olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği noktasında olduğu, aracın davacının beklediği faydayı azaltan özelliklere sahip olduğu ve bu haliyle gizli ayıplı olduğu, davalının araca 2 yıl garanti verdiği ayrıca davalıların sunduğu raporlardan anlaşılacağı üzere dava konusu araç modeli ile ilgili genel bir problem olduğunun anlaşıldığı, davalının aracın bu probleminin kullanıcı hatasından kaynaklandığını ve aracın bu arızayı vermemesi için her 500 km’de bir otoyolda veya şehirlerarası yolda 20 dakika yüksek sürat ve devirde kullanılması gerektiğini savunduğu, davalının bu savunmasının genel maksatla kullanılan araçlar açısından doğru olabileceği ancak davacının aracı okul taşıtı olarak kullanmak üzere aldığı, aracın sürekli şehir içinde kullanılacağının davalı satıcının bilgisi dahilinde olduğu, davalının aracı okul taşıtı olarak dizayn edip sattığı, okul taşıtlarının büyükşehir sınırları dışına çıkışının İl Trafik Komisyonunun 17.03.1999 tarihli kararı ile yasaklandığı, bunun da davalı tarafından bilinmesi gereken durum olduğu, davalının aracın bu özelliğini davacıya ayrıca bildirdiğine ve buna rağmen davacı tarafından satın alındığına dair bir delil sunmadığı, aracın bu özelliğinin davacıdan gizlenmesi nedeniyle davanın süresinde açıldığının kabul edildiği, davaya konu araç satın alındığında davacının kendisinden beklediği faydayı sağlayamayacak derecede ayıplı olduğu, bu nedenle davacının aracın bedelini talep hakkının olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 79.750TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve ferî müdahil vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

9. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince 02.06.2015 tarihli ve 2014/10988 E., 2015/8176 K. sayılı kararı ile;

“…Davacı vekili, davalı şirketten satın alınan araçta, üretimden kaynaklanan ayıp olduğunu, değişim veya bedel iadesi yönündeki keşide ettikleri ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını iddia ederek, aracın davalı satıcı firma tarafından geri alınarak araç bedeli 79.750 TL'nin ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, araçtaki arızanın, gizli ayıptan kaynaklı olmayıp, aracın kullanımından kaynaklandığını, müvekkili şirketçe servis olarak araçta meydana gelen zararın garanti kapsamında tamir edildiğini, sorunsuz olarak teslim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Fer'i müdahil Mercedes Benz Türk A.Ş. vekili, müvekkili şirketin dava konusu aracın yetkili ithalatçısı olup, davanın kabulü halinde davalı bayi tarafından müvekkili şirkete rücu edileceğinden davalı yanında fer'i müdahale talebinde bulunduklarını, davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, araçta imalat hatası olmadığını, davacının aracı kötü kullanımından kaynaklanan arızaların meydana geldiğini, davacı talebinin koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davaya konu aracın okul servisi olarak kullanılmak üzere alındığı, ancak aracın davacının araçtan beklediği faydayı azaltan özelliklere sahip olduğu bu haliyle araçta gizli ayıp olduğu, davalının aracın bu arızayı vermemesi için her 500 km'de bir otoyolda veya şehirlerarası yolda 20 dakika yüksek sürat ve devirde kullanılması gerektiğini ileri sürdüğü, oysa davacının aracı okul taşıtı olarak kullanmak üzere aldığı, aracın sürekli şehir içinde kullanılacağının davalı satıcının bilgisi dahilinde olduğu, zira aracı kendisinin okul taşıtı olarak dizayn edip sattığı ve okul taşıtına uygun olup olmadığını bilen kişi olduğunu, İl Trafik Komisyonunun 17.03.1999 tarihli kanun ile okul taşıtlarının büyükşehir dışına çıkışının yasaklandığı, bunun davalı tarafından bilinmesi gerektiği, el kitabında bu hususun yazdığını söyleyerek davalının bu sorumluluktan kurtulamayacağı, davalının, aracın bu özelliğini davacıya ayrıca bildirdiğine ve buna rağmen davacı tarafından satın alındığına dair bir delil sunulmadığı, davalının, davacıdan aracın okul taşıtına engel halinin gizlendiği, bu nedenle davacının aracın bedelini talep etme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve fer'i müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, satılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayanmaktadır. Davalı taraf arızanın kullanım hatasından kaynaklandığını savunmaktadır. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak araçta ayıp olup olmadığının ve varsa bunun kullanım hatasından kaynaklanıp, kaynaklanmadığının tespit ettirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönde inceleme yaptırılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

10. Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 2015/826 E., 2015/880 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler yanında davalının kullanım hatası olarak ileri sürdüğü hususun, "aracın bu arızayı vermemesi için her 500 km’de bir otoyolda veya şehirlerarası yolda 20 dakika yüksek sürat ve devirde kullanılmaması" olduğu, davacının aracı davalının belirttiği aralıklarla otoyolda ve şehirlerarası yolda kullanmadığı, bunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesine gerek olmadığı, davacının aracı bu şekilde belirli aralıklarla otoyolda veya şehirlerarası yolda neden kullanamadığını belirttiği, davacının aracını belirli aralıklarla otoyolda veya şehirlerarası yolda 20 dakika yüksek sürat ve devirde kullanamamasının kendi hatasından kaynaklanmadığı, mevzuat ve kurallar gereği büyükşehir belediyesi dışına çıkamamasından kaynaklandığının belirlendiği, davacının kendi elinde olmayan bir durum nedeniyle aracı hatalı kullandığının kabul edilemeyeceği ayrıca hâkimin kendi bilgisi ve tecrübesi ile değerlendirebileceği bir durum için bilirkişi incelemesine başvurmasının usul ekonomisine uygun olmadığı, ortada teknik bir konu olmadığından bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığı, arıza ve sebebinin belli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

11. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili ve ferî müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.


II. UYUŞMAZLIK

12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen araca ilişkin olarak bilirkişi tarafından inceleme yapılarak araçta ayıp olup olmadığı varsa kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunun belirlenerek karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.


III. GEREKÇE

13. Uyuşmazlık konusu itibari ile öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) düzenlenen bilirkişi incelemesi ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 194. maddesinde düzenlenen ayıp kavramına ilişkin olarak açıklamalarda bulunmakta fayda vardır.

14. HMK’nın “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266/1. maddesi; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” düzenlemesini içermektedir.

Aynı Kanun’un “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/2. maddesinde ise; “Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.” hükmüne yer verilmiş ve 282. madde ile de hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği belirtilmiştir.

15. Öte yandan 24.11.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun 3/3. maddesi ile “Genel bilgi ve tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” şeklinde HMK'nin 266/1. maddesine benzer bir düzenleme getirilmiştir.

16. Bununla birlikte çözümü hukuk bilgisi dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği için bilirkişiye başvurulduğu hâllerde mahkeme, bilirkişi raporunda noksan veya müphem gördüğü hususların tamamlanması veya açıklanması için kendiliğinden veya tarafların itirazı üzerine bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabilecektir. Ancak, mahkemenin bilirkişi raporunu noksan ve müphem bulmadığı (tam ve açık bulduğu), itirazların daha önce incelenmiş veya dava dosyasındaki bilgilerle karşılanması mümkün olduğu hâllerde mahkeme, ek rapor almadan veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmadan bilirkişi raporuna karşı yapılmış olan itirazları kendisi de inceleyebilecektir (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü C. III, İstanbul 2001, s. 2761).

17. Ayıba ilişkin olarak BK’nın 194. maddesi ise:

“Bayi müşteriye karşı mebiin zikir ve vadettiği vasıflarını mütekeffil olduğu gibi maddi veya hukuki bir sebeple kıymetini veya maksut olan menfaatini izale veya ehemmiyetli bir suretle tenkis eden ayıplardan salim bulunmasını da mütekeffildir.

Bayi, bu ayıpların mevcudiyetini bilmese bile onlardan mesuldür” şeklinde düzenlenmiştir.

18. Ayıp; bir malda sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların yer almasıdır. Bu çerçevede ayıp kavramının içeriği belirlenirken öncelikle; sözleşme hükümlerine bakılmalıdır. Sözleşme ele alınırken bakılacak ilk husus, taraflar arasında satılan malın hangi özellikleri içermesi konusunda açık bir anlaşmanın olup olmadığıdır. Üzerinde anlaşma olmayan durumda ise, sözleşmenin yorumundan hareketle tarafların zımnen bu konuda bir anlaşma yapıp yapmadıklarına bakılacaktır. Zımni anlaşmanın dahi olmadığı durumlarda, sözleşmenin tümü dikkate alınacak ve dürüstlük kuralına göre malın taşıması gereken vasıflar belirlenecektir. Bu anlamda ayıp, malın sözleşmeye göre taşıması gereken nitelikleri taşımaması hâli veya bu hususta özel bir hüküm olmasa da, sözleşmenin niteliği ve içeriği dikkate alındığında, malda mevcut olması gereken vasıfların eksikliği şeklinde ortaya çıkacaktır.

19. Satılan maldaki ayıp, açık veya gizli ayıp şeklinde olabilir. Açık ayıplar, ilk bakışta görülebilen veya basit bir muayene ile anlaşılabilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıplar, ilk bakışta fark edilemeyen, sonradan yapılacak detaylı bir muayene ile anlaşılan ayıplardır. Bu tür ayıplar genelde malın yapısıyla ilgili olan ve kullanılmasıyla anlaşılan ayıplardır.

20. Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı, 18.04.2011 tarihinde davalı Hastalya Otomotiv Yatarım ve Pazarlama A.Ş.’den Mercedes Benz marka Sprinter model aracı 79.750TL bedelle satın almış, aracın kullanımı sırasında yağ ikaz lambasının yanması üzerine servis kontrolünde, yağa mazot karışması nedeniyle yağ artışı gerçekleştiği tespit edilmiştir.

21. Mahkemece yapılan yargılamada araçtaki şikâyetin nedeni konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp ihtilaf, davacının araçtan dolayı şikâyetinin gizli ayıp olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

22. Gerek Bilirkişilik Kanunu’nun 3/3. maddesi gerekse HMK’nın 266/1. maddesi uyarınca, hâkimin kendi bilgi ve tecrübesiyle, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan bir durumda bilirkişi incelemesine başvurulmasına gerek bulunmamaktadır. Zira hukuki konular, anlaşılabilmesi için hâkimin bilemeyeceği özel ve teknik bilgiye ihtiyaç duyulan konular değildir. Bilirkişi, davadaki hukukî meselede değil, maddi meselede görüşüne başvurulan kişidir.

23. Somut olayda da, davalı ve ferî müdahil tarafından araçta meydana gelen arızanın, aracın kullanımından kaynaklandığı, kısa mesafe veya yoğun dur-kalk şeklinde kullanıldığında rejenerasyon işlemi tamamlanmadan kesilebildiği, sık sık kesilen rejenerasyon nedeniyle dizel partikül filtresinin temizleme işleminin tamamlanmadığı, sonuç olarak motor yağına yakıt karışabildiği ve motor yağ seviyesi ikazının yanabileceği, bundan doğan arıza nedeniyle araçtan gereken faydanın tam olarak elde edilemediği, araçta gizli ayıp bulunmadığı belirtilmekle, bilirkişi tarafından inceleme ve değerlendirme yapılmasını gerektiren teknik bir konu bulunmadığından ayrıca bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

24. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, HMK’nın 266. maddesi uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, davacının tek taraflı olarak yaptırdığı tespit sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmeyeceği, davalının araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklandığını belirtmesine göre delil tespiti raporuna itibar edilerek karar verilmeyeceği, araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının hâkimin genel ve hukuki bilgisi ile çözebileceği konu olmadığı, bu nedenle mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında denetime uygun elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerde Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

25. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.

26. Ne var ki, davanın esasına ilişkin temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Direnme kararı yerinde olup davanın esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,16.02.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.







KARŞI OY


Davacı vekili, müvekkilinin 18.04.2011 tarihinde davalı şirketten Mercedes Benz marka Sprinter model araç satın aldığını, aracın ilk 20.000 km bakımından sonra yağ ikaz lambasının yandığını ve 21.500 km’de uyarı verdiğini, araçtaki yağ sorunu nedeniyle 07.04.2012, 09.07.2012, 11.07.2012 ve 31.07.2012 tarihlerinde servise alındığını, yağ sorununun sürekli tekrar ettiğini, Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/13 iş sayılı dosyası ile araç üzerinde tespit yaptırdıklarını, bilirkişi raporunda aracın ayıplı olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, aracın davalı tarafından geri alınarak araç bedeli olan 79.750,00TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı, araçta meydana gelen arızanın garanti kapsamında tamir edilerek, her defasında sorunsuz bir şekilde davacıya teslim edildiğini, aracın kullanım talimatında belirtilen şekilde kullanılmadığını ve söz konusu arızalara davacının kendisinin sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ve feri müdahil vekilinin temyiz itirazı üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesince “Davalının arızanın kullanım hatasından kaynaklandığını savunduğu, bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak araçta ayıp olup olmadığının ve varsa bunun kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit ettirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde inceleme yapılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına” karar verilmiş, bozma kararına karşı mahkemece direnilmiştir.

HMK 266. maddesi hükmüne göre, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün konularda bilirkişiye başvurulamaz.

Açıklanan madde hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yaptırılması, taraflarca ileri sürülen itirazların da, bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerekir. Davalı tarafından açıkça veya örtülü olarak kabul edilmiş olmadıkça, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda davacı tarafından tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulamaz.

Delil tespiti davalının yokluğunda, araç başında bilirkişi marifetiyle tespit yapılmış, tespit bilirkişi raporunda araçta 3 defadan fazla aynı arızanın tekrarlanmasına rağmen giderilmeyen şikâyetlerinin kaynağının gizli ayıp niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Davalı yargılamada; araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklandığını belirttiğine göre, mahkemece delil tespiti raporuna itibar edilerek hüküm verilemez. Çünkü bilirkişi araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda bir inceleme yapılmamış ve raporunda da bu konuda görüş bildirmemiştir. Araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün bir konu değildir. Bu nedenle mahkemece konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan inceleme yaptırılarak araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda Yargıtay denetimine uygun elverişli bir rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Bu nedenlerle; yerel mahkemenin direnme kararının bozulması görüşünde olduğumdan, aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.




 

 

Dikkat: Yukarıdaki makalenin tüm hakları saklıdır (© Hukuk Makaleleri/ Tüketicinin Tercih Hakkı -2011). Makale veya makalenin herhangi bir kısmını veya Mahkeme Kararlarını, herhangi bir iletişim ortamında (internet, basın veya yerel ortamlar) veya mahkeme dava dosyalarında Av.Yusuf Ayık'tan yazılı izin alınmadan kullanılamaz. Aksi durumlar emeğe saygısızlık ve 5846 sayılı Fikir ve San. Es. Kanunu'na muhalefet anlamına geleceği gibi uğranılan zararlar nedeniyle de herhangi bir sorumluluk kabul edilmez.

Galeri

İlgili makaleye ait galeri bulunmamaktadır.

Video

İlgili makaleye ait video bulunmamaktadır.